Muhabirimiz Emre Can Bayram’ın 11.07.2018 tarihli  "Tabelalar Yenileniyor" başlığı altında "Fener Mahallesi’ndeki Arap Sabahattin Sokağı halk arasında merak konusu oldu" haberine, İstanbul’da yaşayan Sabih Öztek, bir açıklama gönderdi.  Öztek, “Bu konuyla ilgili olarak 1981 yılında Şafak gazetesinde merhum babamın (Zonguldak eski Belediye Başkanı Hüseyin Öztek) ‘Arap Sabahattin'e Ağıt’ başlıklı bir yazısı yayımlanmıştı. Yazının ‘Arap Sabahattin’ ile ilgili merakı bir nebze olsun gidereceğine inanıyorum. İlginizi çekebilir umuduyla sizi bilgilendirmek istedim” diyerek gönderdiği paylaşımı Şafak Gazetesinin sahibi Fahri Hasan Yücel, “İçli insandır; duygulu, kadirşinas ve iyi insandır Hüseyin Öztek. Zonguldak'ın aşıklarındandır. "Zonguldak" deyince yüreği titreyen, Zonguldak'a özgü ne duyar ne görürse hassaslaşan insandır o. Ve işte Zonguldak'ın önemli bir parçası, Zonguldaklıların sevgilisi ‘Arap Sabahattin’in ardından da bir ağıt yaktı. Ankara'dan yaktığı ‘Arap Sabahattin Ağıtı’nı bir kadirşinaslık örneği olarak aktardığı için Hüseyin Öztek'e binlerce teşekkür, on binlerce şükran” ithafıyla gazetesinde yayımlamış. Zonguldak’ın efsane belediye başkanlarından Hüseyin Öztek’in  “Bu, aziz bir emek kentinde şehri eminlik yapmış ve vefat etmiş bir insanın, kendisinden önce göçen efsane bir şehir adamına, bundan 30 yıl önce yaktığı ağıttır” üst notu da bulunan yazıyı yayımlıyor, Sayın Sabih Öztek’e ilgisi ve nezaketi dolaıyısıyla teşekkür ediyoruz.


ÖMÜR BOYU ARANAN HAYSİYETLİ BİR ŞAHSİYETTİ
Arap Sabahattin'in ölüm haberini maalesef çok geç öğrendim. Allah rahmet eylesin. Ailesi mensuplarına ve kendisini tanıyan herkese başsağlığı dilerim. Gerçekten hayat dolu, sevecen, tatlı, çikolata bir insandı Sabahattin. Zonguldak caddelerinde onu bir daha görmek mümkün olmayacak. Çocukluğu, gençliği, olgunluk çağları ve son yılları gözlerimizin önünde geçmiş olan Sabahattin, tam anlamıyla bir neşe insanıydı. Çevresine ve cümle aleme nezaket dışı bir davranışta bulunmayan bu çikolata insan Zonguldak'ı çok severdi. Ve Zonguldak'ta yorulan, bunalan herkes bir eğlence ve gam dağıtma simgesi haline gelen bu sevimli insanın meclisinde bulunmak için can atardı. Arap Sabahattin bir anlık, bir günlük ve bir akşamlık değil, ömür boyu aranan haysiyetli bir şahsiyetti. Herkesin birbirini tanıdığı bir kentte zaman zaman oluşan gruplaşmalara, meydana gelen tansiyonlara ve sürtüşmelere rağmen, Arap Sabahattin'in meclislerinde ayrılıklar görülmez, gergin sinirler lastikleşir, ahenkler tatlı bir muhabbete dönüşürdü. Büyük ustalık isteyen bu ahenk kurma kabiliyeti, hiç kuşkusuz onun asil bir meclis insanı, takdire şayan vasıflara haiz kişiliğe sahip olmasından kaynaklanıyordu.

HİLESİZ HURDASIZ BİR ATATÜRKÇÜYDÜ
Kendi ıstırabını bir sır gibi saklayıp, etrafa neşe saçan bu halk çocuğu uygardı, hassastı ve hilesiz hurdasız bir Atatürkçüydü. Cumhuriyet neslinin bu sevimli simasını Zonguldak kaybetmiş bulunuyor. Herkes gibi o da şüphesiz bir gün ebediyete intikal etmiş olacaktı. Bu dünyadan göçüp gidenler geride ne bıraktılar. Milyarlarca insandan kaç tanesi müzisyen, ressam, edip, heykeltıraş olabilir ve geride eserler bırakabilir? Bir buğday tanesinin şayet tohum olma niteliği bulunmasaydı hazır unumuz çoktan biter ve aç kalırdık. İnsanların gönülleri de mideleri gibi beslenmek ister. Neşe, sevgi, inanç ve hoşgörü de maddi olmayan gıdalardır. İnsanı diğer bütün mahlûkattan ayıran vasfı mümeyyiz de duyduğu bu ulvî açlıktır.

GÖNÜLLERİ BİR LAVUAR GİBİ YIKAMAYA ÇALIŞTI
İşte, Arap Sabahattin, buğday tanesi gibi elle tutulmayan sevgi tohumunu daima ekip biçen bir insandı. Tanrı'nın yarattığı neşe tohumunun üstat rençberlerindendi ve o sıkılmış gönül bahçelerinde alabildiğine yaygın ekim alanı bulurdu. Sanat değeri olan neşeyi ve güldürüyü, sevgi ve muhabbeti en üst düzeyde dokuyan; kabristanlara, topluluklara, meclislere ve çevresine Kur'an, mevlit, gazel, şiir okuyan; sesi güzel, esprileri, felsefesi güldüren ve düşündüren bu enteresan insan, yaşadığı sürece gönülleri bir lavuar gibi yıkamaya çalıştı ve geriye güzel anılar bırakarak göçüp gitti. "Zonguldak'a her sabah yeniden aşık olarak doğarım" cümlesini yazdığım bir kitabı okuduğunda; "Bana bak Bozambo; senin bu Zonguldak'ın da ben emekli olunca laterna çalacağım; sokaklarında tekmil Zonguldaklılar müzik nağmeleri arasında sevgi ile kaynaşacaklar" demişti. Ne yazık ki, emeklilik zamanında ben Zonguldak'tan uzakta idim ve onun gözleri de artık görmez olmuştu.

SADECE LAKABINI YAZIP "ZONGULDAK" DESENİZ ONU BULURLARDI
Rahmetliyi bundan birkaç yıl evvel Ankara Göz Hastanesinde yatarken ziyarete gitmiştim. O sıralar büyük sıkıntılar içinde iş arıyordum. Beni sesimden tanımış olacak ki yattığı koğuştaki arkadaşlarına görmez gözlerle bakıp; "Şimdi iyi bakın; bu gelen bizim eski başkanımızdır. Fevkalâde ince ve centilmendir. Şu anda elinde mutlaka bir çiçek buketi vardır" diye hitap etti. Hâlbuki ben çiçek alamamıştım. Dolayısıyla elimde bir çiçek buketi yoktu!.. Zaman çabuk geçiyor. Yıldız gibi parlayanlar, sonra yeni yıldızlar arasında kaybolup gidiyor, seçilemiyor. Arap Sabahattin çok meşhurdu. Sadece lakabını yazıp "Zonguldak" deseniz onu bulurlardı. Sevilmek, tanınmak çok kere güzel bir şeydir. Bir deneme yaptım birkaç yıl önce; "Sayın Arap Sabahattin Zonguldak" diye Ankara'dan bir mektubu postaladım. Sonradan takip ettim. Mektup eline geçmemişti. Demek artık postacı falan meşhurları tanımaz hale gelmişti. Daha doğrusu tanınanlar bir gün tanınmaz olmuştu. Benim "Bozambo"luğum nasıl geçmişse, o da artık zevâle dönmüştü.

PİYANO SATAN, OPERA ARYALARI SÖYLEYEN ARKADAŞLAR DA BİR BİR GÖÇÜP GİTTİ
Gönüllerimizde var olan Arap Sabahattin yaşasaydı, şimdi kim bilir hangi cümbüştedir diye düşünürdük. Pek çok dost kaybettik. Hepsi de gözlerimizin önünde canlı gibi duruyor. Zonguldak'ın kültür seviyesine katkıda bulunmak için mağazasında piyano satan, opera aryaları söyleyen arkadaşlar da bir bir göçüp gittiler. Ölmek, bir evin oturma odasından yatak odasına geçmek gibi bir şey midir nedir? Giden ciğerparelerin, dostların ardından ağlayan acılı, yaslı insanlar; yüreklerinizi yakın fakat mezarlıklara sakın soğuk gözlerle bakmayın!.. Çünkü kabristanlarda sıcak Arap Sabahattin'ler de vardır. Ruhları şad olsun. Bizden evvel giden ahbaba selam olsun!.. 
13.04.1981 Hüseyin Öztek - Zonguldak Eski Belediye Başkanı