Çin'in Hubei bölgesinin Wuhan kentinde 1 Aralık 2019’ da SARS-CoV-2  olarak adlandırılan Covid-19 namıdiğer Korona ile önce Çin, peşi sıra diğer ülkelerde yayılım oldu.

Ülkeler ne yaptı? Avrupa uyudu, ciddiye almadı, keza Amerika’ da sadece izlemekle yetindi. Peki ya ülkemiz ne yaptı?
Batı medeniyetleri örnek aldı ancak bu defa sorumsuzlukları ile örnek alındı.Uyarılara kulak asmadı!
Bu öyle bir sorumsuzluktur ki, aradan geçen 4 ay sonra elleri yıkamak ile virüsün kapılmayacağını düşündüler. Tam  5.aya gidildi ki ülkemizde vakalar baş gösterdi.

“Telaş yapmayın, maske takın” demek akıllarına geldi. Geldi de 15 ₺ ye aldığın 100’ lü maske 250 ₺ oldu. Hükümet ben bu işe el atarım dedi ve maske satışını yasakladı. Evet maske satışı durdu. Ben dağıtıcam dedi. Kaç kişi aldı bilmiyorum ancak bize o maskeler bir türlü nasip olmadı. Eczane sizin sıranız gelmedi demekle yetindi. Ve biz maske bulamıyorken büyük devlet olup, yurt dışına maskeler, hatta N95 ler gönderdik. Vatandaş hastalıktan kırılırken umrumda Dünya, sen dayan halk denildi.
Millet bahçesinde çay içip,kek yiyip yuvarlanmayı beklerken 1 maskeye muhtaç kaldık.

Halbuki hükümet 2020 başında defalarca uyarıldı. Virüs geliyor, önlem alalım diye. Balık hafızalıyız çoğumuz, ilk açıklamaları üşenmeyin bir kurcalayın arşivlerden. Bize birşey olmaz, önlemleri aldık dedik. Ateş ölçer ile zannettikki covid kaçacak.
Başaramadık, beceremedik.

Başaranlar oldu? Maske imalatçısı, dezenfektan satanlar, sanal mağazalar bu işin karlı çıkanları. Birde sağlık sektör. Ha bu sektörün’ de deyip geçmeyip onlarca kazanç kapısı olduğunu öğrendik. Allah’ dan bu işin başındaki sorumluların sağlık sektörü ile ticari bir kazançları yok, içimiz çok rahat.

Covid bir salgın. Salgından kaynaklı tahlillere para ödemek zorunda kaldık. Kimi 250, kimisi 550 ₺ aldı. Alanında yanına kar kaldı. Hastaneye yatmadan enabız’da “günlük yatak tarifesi” adı altında bir kalem görmek ise ancak bu döneme yakışırdı, bunu da yaptılar. Hadi üşenmeyin, test yaptırdıysanız bir bakın sizde ne yazıyor?
Lafı uzatmadan, bu işten utanan, sıkılan, vay arkadaş benim yüzümden zarar gördüler deyip özür dileyene ben henüz denk gelmedim.

Ülkemiz genelinde açıklanan vefat sayısı sadece İstanbul’ da vefat edenlere dahi yetişemedi. Ekrem İmamoğlu’ nu bilgi ve belge ile yalanlayamadılar, ertesi gün farklı bir konudan susturmaya çalıştılar, ancak sert kayaya çarptılar ki, her gün İstanbul’ da neler oluyor bunu sadece İBB verilerinden anlayabiliyoruz.

Burdan ülkemizde tabloyu hayal etmek pek de zor değil!

Rakamlar hatalı değilse birileri hala bu işten iyi ekmek yiyor ki, salgın yayılıyor.

Bizimse sadece canımız yanıyor. Geçtiğimiz hafta ailemden 10’ un üzerinde vakamız vardı. Bakan Bey alınmasın diye vaka diyorum. Şayet sadece 2’si Hasta statüsünde. Babam ve eşimin dedesi.İkiside yoğun bakımda, dedemiz entübe durumda.
Çember daraldı, komşularımız, arkadaşlarımız, yakınları. Her gün neler duyuyoruz.

Duyuyoruz da ne yapıyoruz? Saksıyı artık çalıştırmak gerek, bunu idrak etmek gerek.
​​

Tamam Maske,Mesafa,Temizlik. Ama ya sonra.

Parklar,bahçeler, GANYAN bayileri elde sigara veya içki içenler ile dolu. Birebir gündüz vakti şehrin göbeğinde rakı ve çilingir sofrası yapanı gördüm. Maske takan takmayandan az. Denetim YOK. YOKki virüs bize bu kadar yakın.
Ve aman dikkat. Ailem ve dostlarımdan son virüs vakalarının hastane ortamından geçtiğini artık tecrübe ettik. Covid’ li hastada, şüphelisi de ya da farklı hastada aynı makinalara hijyensiz ortamlarda giriyor.

Halk olarak ne yapmalıyız?

Üşenmeyin maskesiz gördüğünüzü belgeleyin, ihbar edin. Babanızın oğluna acımayın.
Tek maske sınıfta kaldı, çift maske ile işinizi görün ve koşar adım evinize dönün. Kapalı ortam özellikle araçlarda çift maskede kurtarmıyor, aman dikkat.

Temizlik. Akla her geldiği an, mümkünse sabunla uzun uzun el yüz yıkayın. Ama bulunduğunuz ortama dikkat.
Ve asla bu günleri unutmamak için hafızanız güçlü değilse evin duvarına covid19’ u unutmayın yazın. Siz bunu yazıp ilerde hatırlamazsınız covid199’ da yine hazırlıksız yakalanacak bu ülke.
 
 
 
 
 ​