Yazmak için 10 Kasım 09:05' i bekledim. Bir kaç senedir gözle görülür bir şekilde ülkenin kurucusuna yapılan saygısızlıklar artmıştı. Ancak tarihe dönüp baktığımızda benzer durumlar hep olmuş; ne zaman ki ülkede özgürlükler ile ilgili iğne kendilerine batmaya başladığında ülkemizin kurucusu ve 100 yılın lideri Atatürk 'e olan saygı ve özende eş zamanlı artmıştı. Tıpkı bu sene olduğu gibi.

09:05 Cadde üzerinde moto kurye, polis arabası, belediye otobüsü, temizlik görevlileri, araçlarından inen vatandaşlar, sokakta yürüyen çocuklar. Herkes 1 dakikalık saygı duruşunda hiçbir zorlama baskı olmaksızın, ülkenin kurucusuna olan saygı ile birlikte özlemini yaşadı o 1 dakikada.

24 saat öncesinde yapılan paylaşımlar, televizyon, gazete, radyo ve internet reklamlarında hep Atatürk.

Kimse kusura bakmasın değil vefatından 83 yıl sonra 83 gün sonra unutulacak kişiler geldi, geçti, geçmekte hayatımızdan.

Atamızın yeri hep ayrı hep özel; çünkü ona hala çok ihtiyacımız var. İleri görüşlü olması, lider olması, devrimleri, bilim ve eğitime verdiği önemi, askeri zekâsı...

Sadece dile kolay söylemesi, 100 yılın lideri andık bugün.

Ona özlemi, ona saygıyı, ona olan sevgiyi anlatmaya kelimeler yetmez, zamanda...

Ancak ona olan saygı ve ödevlerimizi fiilen gösterebiliriz.

Önce saygı duymayanlara haddini bildirecek cesaretimiz olmalı. Ne demiş Atatürk gençliğe hitabında " muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcut".

Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır; bunda herkes hemfikir ise görevini en iyi yapmayanlarında safını görmemiz, bilmemiz ve dur dememiz gerekmez mi?

Yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için net ifade edeyim. Atatürk'e saygı duymayanın, onu ve silah arkadaşlarını anmaktan kaçınanların, her fırsatta üstü kapalı saygısızlık yapanların benim gözümdeki net yeri " vatan hainliğidir"

Bu topraklar kan dökülerek alındı ancak askeri bir zeka, bir dahinin , 100 yılın kahramanının üstün çalışma azmi ve yetenekleri ile oldu. Araplara peşkeş çekmek için topraklarımız kan ile sulandığını düşünenler bugün 10 Kasım'da Atatürk'e olan saygıyı, sevgiyi, özlemi görüp durumu idrak edemediler ise vay hallerine.

Bugüne özel kendimden bir kaç bilgi paylaşmak isterim;

Kendimi bildim bileli 10 Kasım 09:05' de saygı duruşunda bulunurum.

Okul döneminde o alışkanlığı kazanmakla birlikte eğer 10 Kasım cumartesi gününe denk gelmişse rahmetli babam işyerinden evi mutlaka öncesinde arar tembihlerdi.

10 Kasım Pazar günü ise eğer zaten aile maaile saygı duruşunda bulunduk.

Hatta okullarda sabahçı öğlenci kavramı olduğu bir gün öğlenci olduğumda babamın evi aradığını dahi hatırlıyorum.

Ailemizdeki hassasiyet babamızın bizi yetiştirmesi ile ilgiliydi. Bunu paylaşıyor olmamın sebebi son bir kaç gündür arkadaş ve akrabalarımın çocuklarına aynı sevgi ve saygıyı aşıladığını görüyor olmamdır. Okullarda okunan ant, özel günlerde yapılan kutlama,bayram veya yas günündeki saygıların hepsinin bir amacı ve anlamı var. Değerlerimizi korumak için kılavuzumuz, liderimiz bizlerin belli, sadece izindeyiz demekle kalmayıp, izinden gitmemiz yeterli.

Kalın sağlıcakla.