Ömrüm vefa eder de, iyice yaşlandığım ilerideki zamanlarda anılarımı yazmaya kalkarsam, daha ilk gününden Hüseyin Kolçak’ı aramızdan alan 2021’i, ömrümün en kötü yıllarından biri olarak anarım herhalde. Zalim yıl henüz birinci haftasını doldurmadan tüm yaşamını iyiliğe, yalnızca insanların değil, tüm canlıların eşit ve barış içinde yaşayacağı bir dünya idealine adamış Kemal Kuşhan’ı da beledi topağın karasına. Karaelmas’ın sokaklarındaki canlarla bizler gibi Hikmet’i de hiç hazır değildi buna…

Adına Covid denen illet yüzünden insan sıcağını unuttuğumuz, bir çocuk başını okşamaya hasret kaldığımız 2021’de, savaşsız sömürüsüz dünya ideali için yan yana yürüdüğüm mücadele önderim Cengiz Ömer Altınok gibi büyük madenci grevinde omuz omuza vererek dünyaya kafa tuttuğum Murat Aksoy’u da yitirdik.  Her ikisinin çok kıymetli yeri vardı hayatımda. 80’lerin ikinci yarısından 90’ların sonuna bir sacayağı olarak çok emek verdik sol mücadeleye. Epey şeyler başardık da…

HAMİT KALYONCU GİBİ MUSTAFA EYRİBOYUN DA YOK ARTIK

2021, Hamit Kalyoncu gibi vefası ve kucaklayıcılığıyla hepimizin ağabeyi, birikimiyle kanaat önderi olmuş koca çınarı da karıştırdı dağların uğultusuna. Yapacak ne çok işi, paylaşacak ne çok bilgisi, araştıracak ne çok konusu vardı oysa. Şairlerden tarih araştırmacılarına, akademisyenlerden siyasetçilere, sendikacılardan sokaktaki sıradan insanına kadar çok geniş bir çevrenin saygısını kazanmış, ilham kaynağı olmuş kent bilgesine bu coğrafyanın ne çok ihtiyacı vardı oysa...

Ya hepimizin hocası Mustafa Eyriboyun için ne demeli? Ne yazmalı o güzel gülüşün ardından? Yaşadığı çoğu insana göre kısa sayılacak hayatı bilim kadar daha yaşanası bir dünya ideali için harcamış ilkeler abidesinin de kalbi durdu 2021’de. En umulmadık anda bizi ters köşe yapıp başka anlam kapıları açan aramızdaki en aykırı ses sustu. Katıldığı tüm etkinliklerini kayıt altına alan büyük arşivci, üniversitenin bilim insanı nosyonu taşıyan en değerli isimlerinden biri de tarih oldu Allah’ın belası yılda...

2022 GELENİN GİDENİ ARATMADIĞI BİR YIL OLSA BARİ

Elim varıp da nasıl yazayım, içinde sevgiden, iyilikten, güzellikten başka hiçbir şey taşımayan insan güzeli ablam, durup durup göz pınarlarımdan boşalan derin bir ah’a dönüştü uğursuz yılda! Beni ikinci kez doğuran, çocuk yaşlardan saçımın sakalımın ağardığı bugünlere kadar hiç eksilmeyen sevgi halesiyle sarmalayan koruyucu meleğim bir büyük sonsuzlukta artık. Doğduğu günlerde yetim kalan kara yazgılım bir kez bile yan baktığını görmediğim gülen gözlerini de aldı, sessizce ağdı yıldızlara…

Timur Uzun, Bülent ve İsmail Ulubay kardeşler gibi birçok dostla da vedalaştık 2021’de. Çok eksildik, çok da üzüldük. Büyük ayrılıkların kapısından, aynı boynu bükük bir çaresizliklerle geçtik. Çok yalnızlaştık, acılar yaşadık, yoksunluklara gark olduk. Ama umudu büyütemedik bir türlü, yalan, dolan çok prim yaptı çünkü. Paranın padişahlığı gibi acımasızlık da egemenliğini pekiştirdi iyice.  İçinde merhamet çınarı büyüyenlerin dalları kurudu. 2021 bitti. 2022 gelenin gideni aratmadığı bir yıl olsa keşke…