Toplumca ikiye ayrılmış durumdayız.

Sosyal medya yıkılıyor.

Bir kesim hayvanların barınaklara konmasını savunuyor.

Bir kesim de hayvanların özgürce yaşaması gerektiğine inanıyor.

Aslında aynı tartışma yıllardır var.

Son yaşanan pitbull saldırısından sonra tekrar gündeme oturdu.

Pitbullun beslenmesinin savunulacak hiçbir tarafı yok!

Ki zaten bu konuda yürürlüğe giren bir kanunda var.

Lakin…

Diğer köpeklerin günahı ne?

Mantığımın bir tarafı diyor ki; “Barınakların ne durumda olduğu belli,ama ne farkeder?”

Bizlerin bu dünyada özgürce yaşamaya nasıl hakkı varsa, diğer canlılarında hakkı var!

Şunu önce bir kabullenelim.

Koysunlar sizi de boyunuz kadar bir kapalı alana…

Yaşayabilecek misiniz görelim!

Aralarında saldırgan olanlar varsa, o köpekleri de saldırganlaştıran biz insanlarız!

Kötü davranarak saldırganlaştırıyoruz.

Köpeklerde tüm hayvanlar gibi hisleri güçlü canlılardır.

Sevildiğini de, tehlikede olduğunu da bilirler.

Siz onlara nasıl yaklaşırsanız, onlarda size öyle karşılık verirler.

Rahat bırakın artık şu canlıları!..

Sokak hayvanlarının yaşam alanı sokaklardır!

Sokakta doğar, sokakta büyürler.

Mantığımın diğer tarafı da diyor ki; “Korkan insanlar, korkan çocuklar var.”

Anlıyorum, saygı da duyuyorum.

Barınaklar yapılsın.

Çok iyi şartlar altında olsunlar.

Aç  kalmasınlar, üşümesinler.

Gerekli tüm aşıları yapılsın, büyük bir alanları olsun.

Orada daha güvende olurlar, yaşam kaliteleri daha yüksek olur.

Tamam… Ona da tamam!

Ama bu şekilde değil...

Ortada doğru düzgün bir barınak yok.

Ben evimdeki çöpü çöp kutusuna atarken bile,yetkililerin onlara davrandığı gibi davranmıyorum.

Sosyal medyadaki görüntüleri  izlemeye yüreğim dayanmıyor.

Saldırgan canlı mı gördünüz, yetkililere söyleyin.

Ki belediyemizin bu zamana kadar aksi bir davranışta bulunduğuna şahit olmadım.

Bu konuda hassas davranacağına inanıyorum.

Başta da dediğim gibi:

Dört ayaklılardan değil, iki ayaklılardan korkun…

Bu dünyaya en çok zararı veren onlar çünkü!