Sevgili Sermet Aksu son yazılarının üçünde, 67’liler Platformunu mercek altına almış

Bir süredir yazmıyorum.

Ama bu konudaki düşüncelerimi söylemek istiyorum

Öncelikle Platforma katkı veren, emek, zaman  ve para harcayan herkese teşekkürler

Zonguldak’ta yaşamadıkları halde, Zonguldak’ı yaşadıkları için onlara saygı duyuyorum

Evet başarılı olamadılar, başaramayacakları da belliydi.

Ama bu kesinlikle onların beceriksizlik yada suçu değil

Suç Zonguldak sakini olan ama yaşadıkları kentin sahibi olamayanların,                         

Suç seçtiklerimizin.                                     

Suç, Zonguldak için bir araya gelip bir çay içimi de  olsa konuşamayan milletvekillerimizin , Belediye başkanlarımızın, Belediye ve İl Genel Meclislerinin, Muhtarların, STK, oda ve  derneklerin .

Lafı uzatmadan on yıl önce Pusula Gazetesindeki bir yazımı ekliyorum

Saygılar

Zonguldak Birliği
28 Haziran 2012 20:14:39

Yazar : Ali Kaya
 

Bugün siyaset yok.

Siyaset, ister istemez kamplaşma yaratıyor.

Siyaset, hayatın her alanında var ve herkes siyaset yapmada özgür elbette.

Ama yaşadığımız bu kent, hepimizi mutsuz eden sorunlarla boğuşuyorsa, farklı bir şey yapmak gerekiyor.

Siyasi düşüncemiz, sosyal ya da ekonomik statümüz ne olursa olsun, gücümüzü ve aklımızı birleştirip bu sorunları çözmemiz gerekiyor

****

Sevgili Atilla Öksüz’ün bir yazısına gönderdiğim yorumumda şöyle demiştim:

“İçinde; TSO’lar, Ziraat Odaları, Esnaf Odaları Birliği, Belediye Başkanları, Belediye Meclis üyeleri, İl Genel Meclisi Başkanı ve üyeleri ile elbette milletvekillerinin olduğu bir platform oluşturmalı. Bu platform kurumsal bir yapı halinde olmalı ve daimi bir sekretaryası, ofisi oluşmalı. Kent ekonomisi için yol haritasını bu platform çizmeli ve takip etmeli. Bundan sonrası için de düşüncelerim var, ama önce bu ilk adım atılmalı.”

Atilla Öksüz de, bu düşüncelerimi 15 Haziran 2012 tarihli köşesine taşımış ve;

“Zonguldak’ta siyaset yapan, siyasete soyunan herkese çağrımız şu: Eğer samimiyseniz, gelin bu işleri konuşun.

Yüreğiniz yetiyorsa, birlikte çözüm üretmekten korkmuyorsanız, buyurun size gerçek mesele” demişti.

Ancak bu çağrı karşılık bulmadı.

Bu konuda kimse olumlu ya da olumsuz bir düşünce sergilemedi.

****

Oysa konu çok önemli… Bu nedenle de biraz açalım istedim.

Bu kentin tüm kayıpları, (bağrımızdan koparılan ve il yapılan ilçeler, kaldırılıp götürülen kurumlar, yapılmayan yatırımlar, teşvik listelerindeki haksız yerimiz) örgütlü tepki göstermememiz nedeniyledir.

Sesimizi biraz yükselttiğimizde ise; taşkömürünün teşvik listesine alması, Mithatpaşa Tüneli’nde adım atılması gibi kazançların işten bile olmadığını gördük.

Bu konuda iki anımı da paylaşmak istiyorum.

Hafızam beni yanıltmıyorsa, 1994 yılıydı.

Zonguldak Genç İşadamları Derneği’ni (ZOGİAD) kurmuşuz. “Kent bilicini oluşturacağız, kente yatırım yapacağız, yaptıracağız” diye uğraşıyoruz. Hüseyin Papila başkan, ben ikinci başkanım.

Ereğli yolu ödenek yokluğu nedeniyle durdu, yüklenici işi bıraktı. Yönetim olarak, o zamanki Başbakan Tansu Çiller’in “Beynimin Yarısı” dediği Hazine Müsteşarı Osman Ünsal ile görüşmeye gittik. Daha milletvekili olmamış olan Hasan Gemici de, işadamı olarak heyetimizdeydi

Müsteşar bizi kabul etti, isteğimizi sordu. Kendisine elimizdeki dosyayı verdik. Dosyada ZOGİAD başlıklı tek bir kâğıt var. Kâğıtta da tek bir cümle: “Ereğli yolu için ek ödenek istiyoruz.”

Şaşkınlıkla dosyayı okuyan Osman Ünsal:

“Çocuklar oturun. Bunca yıldır bürokrasideyim. Sizin milletvekilleriniz, bakanlarınız, hatta meclis başkanınız var. Belediye başkanlarınız var. Ama bugüne kadar kimse gelip Zonguldak'ı ilgilendiren bir talepte bulunmadı. Bireysel işler için geldiler. Bu isteğinizi yapacağım. Çok kolay. Ama sizde bana yardım edeceksiniz. Sümerbank Kundura’yı Zonguldak’a taşımak istiyoruz. Bu konuda şirket kurulacak. Ortak olmaya, destek olmaya söz verin.”

Kendisine bu konuda söz verdik, ama siyasilerimiz ve yerel yöneticilerimiz Sümerbank Kundura olayına sahip çıkmadılar. Böylesi bir yatırımı kaçırdık. Ama Osman Ünsal sözünü tuttu ve ödenek çıktı.

İkinci anım da, Mesleki Eğitim Merkezi ile ilgili. Acılık’ta, Ontemmuz Mahallesi yolunda o zamanki ismiyle Çıraklık Eğitim Merkezi inşaatı neredeyse bitmiş, yaklaşan yeni öğretim yılında da açılması gerekli. Ama ödenek yokluğundan tamamlanamıyor. Kozlu Esnaf Odası Başkanı Orhan İnce, Elektrikçiler Odası Başkanı olarak ben, İnşaatçılar Odası Başkanı Hikmet Hacıabdurrahmanoğlu, Madeni Eşya Odası Başkanı Baki Kahyaoğlu Ankara'ya gittik. Sayın Köksal Toptan ile görüştük. Sayın Toptan, o dönem parlamenter bile değildi. Kızılay civarındaki bürosunda bizi kabul etti ve dinledi. Biz dönmeden ödeneği çıkardı. Çıraklık Okulumuz da yeni öğretim dönemine yetişti. Bu vesile ile kendisine tekrar teşekkür ediyorum.

****

Bunları sırf anı olarak anlatmadım.

Küçük çaplı da olsa, ortaklaşa tavır ve ortaklaşa taleplerle yola çıkıldığında bazı şeylerin başarılacağını göstermek istedim…

Buna karşılık; kurumsal niteliği, sürekliliği, Ankara ve Zonguldak’ta bürosu, çalışma programı, araştırmacı kadrosu olan bir “ZONGULDAK BİRLİĞİ” neler yapabilir, bir düşünün.

Birliğin -adı başka bir şey de olabilir- neden gerekli olduğunu anlattıktan sonra, yapılanma konusundaki önerilerim;

KURUMSAL NİTELİK: Oluşturulacak birlik mutlaka kurumsal bir yapıda olmalı. Bu bir şirket de olabilir, dernek de. Yeter ki kurumsal, sürekli, tanımlanmış bir yapı olsun.

Bu yapının içinde; iş hayatından; TSO ve Ziraat Odaları, Esnaf Odaları Birliği, İşadamları Dernekleri (Örneğin ZONİAD), GMİS…

Yerel yönetimlerden; Belediyeler ve Belediye Meclisler, İl Genel Meclisi, Muhtarlar Derneği…

Siyasi kesimden; Partilerin İl Başkanları, Milletvekilleri…

Derneklerden; başka İllerdeki Zonguldak Dernekleri, medya örgütleri yer alabilir

FİNANSMAN: Bu kuruma katılacak herkes finansal anlamda da kesinlikle katkıda bulunmalı. Bu katkı, güçleri oranında olmalı. Yani kimse bedava konuşmamalı.

Birliğin Zonguldak ve Ankara'da iki bürosu olmalı.

Başlangıçta Zonguldak bürosu, İl Genel Meclisi ya da Zonguldak TSO çatısı altında olabilir.

Ankara bürosu, Ankara Zonguldaklılar Demeği bünyesinde olabilir.

Her iki büroda da daimi en az bir yetkin eleman olmalı.

Sorunların tespiti, çözüm biçimlerinin araştırılması ve çözüm takibi konularında ARGE çalışması yapabilecek çalışma grupları oluşturulmalı.

Konu, profesyonel anlamda düşünülmeli. Gönüllü çalışmadan önce hizmet satın alma metoduyla eleman çalıştırılmalı.

SÜREKLİLİK: Sekreteryanın sunacağı bilgiler dâhilinde, katılımcılar en az ayda bir, milletvekilleri en az haftada bir kendi aralarında toplamalı ve takipte süreklilik sağlanmalı.

TANITIM: Birliğin hedefleri arasında kentin tanıtımı, kentte fuar düzenlenmesi, yatırımcıların bilgilendirilmesi, kentin kongre, deniz, doğa ve tarih turizm olanaklarının anlatılması olmalı.

Bunlar ilk akla gelenler…

Tartışırsak daha derli toplu bir profile kavuşabiliriz.

Benden bu kadar…

“Gel, dediklerinin hayata geçmesi için çalış” derlerse, ona da varım.

***             ***

Artık ben de Zonguldak dışındayım,

Sorun Zonguldak’ın, sorumlusu da elini taşın altına koymayan,

Bir”Mehdi” gelsin bizi kurtarsın diye bekleyen,

başta seçilmişler olmak üzere Zonguldak’ta yaşayanlardır

Kolay gelsin                       

67’LİLER PLATFORMU’na haksızlık etmeyelim