Küreselleşmenin zıttı, yerelleşme hedefli bir yönetim modeli mi?
Yoksa ‘daha az devlet, daha çok toplum’ sloganı ile anlatılan ‘Demokratikleşme’ ye atılan bir adım mı? Tarihi seyri eski. Türkiye’nin Osmanlı İmparatorluğundan aldığı kurumlardan biri…
Eyalet Sisteminden Vilayet Sistemine geçiş basamağı.
1950 öncesi Öğretmen maaşları dâhil, eğitim, sağlık, tarım ve benzeri hizmetlerin tek sorumlusu.
Bu gün de Ülke de GSMH’nın (Gayri Safi Milli Hâsıla) %2’sini alıp, hizmete çeviriyor.
İl Özel İdaresi’nden bahsediyorum.
Son günlerde bütçesinden çok, bünyesindeki ‘seçilmiş’ ve ‘atanmışlar’ın çekişmesiyle gündeme girdi. Ülke de ‘sistem’ tartışmalarının yoğun olduğu bir ortam da, yaratılan ‘huzursuzluk’ ortamı ardındaki gerçek; sıradan bir ‘seçilmiş(yasama)- atanmış(yürütme) kavgası mı, gelecekle ilgili politik ön kesme taktiği mi?
Aslında, eldeki siyasi ve mali yaptırım gücünün kullanma isteğinden başka bir şey değil, kavganın sebebi. İl Genel Meclis Üyeleri ‘Yasama olarak seçmene hesap verecek benim. İcra da sorumlu olacak da ben olmalıyım’ diyor.
Bürokrasi ise ‘Cumhurbaşkanı’nın İl’deki temsilcisi Vali’dir’ diyor. ‘Özel İdare sekreteri de Başbakan’. Yani ‘Yürütme’nin başı’.
Velhasıl-ı Kelam, Kuvvetler ayrılığı prensibi(Yasama-Yürütme-Yargı), yukarıda olduğu gibi, burada da kapışma ve kavga konusu.
MAKAM ve PARA
Olay’ı Hizmet’te samimiyet kadar siyasette rekabet açısından da görmek lazım…
Seçilmişin yeniden sandıktan çıkmasının yolu, tabana hesap vermesi kadar, parti Sultası’na da kendini kabul ettirmesidir. Diğer taraftan, atanmış da olsa, bürokratın ele geçirdiği makamı, tabana kabul ettirme isteği kadar normal bir şey olabilir mi?
Seçilmiş ve atanmış, sistem arayışı içinde, kendini gösterme ve rakip eksiltme metodunu kullanıp, kendine yol açmak istiyor. Yani, ‘fırsatı kaza etmek’ istemiyor.
Seçimler süratle yaklaşıyor. Zonguldak’ın Büyük Şehir olması kuvvetle muhtemel…
İl/ilçe seçimleri yanında, Belediye ve Milletvekili seçimleri kapıda.
Belediye ve İktidar hizmetlerinden nasibini alamamış bir şehir de; İrade yoksunu Başkanlar ile ‘parti sultasının adamları’ ve ‘tabanı olmayan’ siyasetçi olarak öne çıkan seçilmişler, politika heveslilerinin iştahını kabartıyor.
Mevcutlar çıtayı yükseltemeyince, heveslilerin ‘ben bile o’ndan iyi yaparım’ çıkışı başlıyor.
Makam, para, çevre, şoven duygular gibi ‘kamçılayan’ artılar, ruhlara gıda oluyor.
SUÇLAMALAR
Yapılmayan işler var elbette. Mesela, asfalt yapılmayan yolların sıkıştırılması...
Programsız yapılan işler de var. Zonguldak’ın resmi yol ağı (3. 600 Km.) içindeki tali yollar.
Kar’la mücadele ve heyelan dolayısıyla çıkan ekstra işler gibi.
75 milyonluk devasa bütçesiyle yaptırım gücü yanında, İl genelinde propaganda fırsatı bulan bürokrasi (atanmış/yürütme) seçilmişleri ‘beş milyon lira civarında parayı değişik kalemlerden yatırımlara aktarmakla’ suçluyor. ‘Yatırımlar işçi, yedek parça ve akaryakıtla olacak. Bu para kesilirse, yatırım nasıl olacak? diye soruyor.
Köylere dağıtılan kanalizasyon borularının gazellere karışma nedeni, bütçe hazırlanmasında ‘gayri ciddilik’ olmasa da ‘harcamanın takip edilmemesi’ olarak yorumlanıyor.
Seçilmişlerin ‘Siyaset yapıyoruz. Programsız işlerden de haberimiz olacak’ deyip, bürokrasiye yaptığı gönderme ‘Ankara’da ki bir bürokrat’ın Devrek’te ki köyüne yapılan özel yol’la sınırlı
değil… Beycuma girişi Han yanı yoluna yapılan köprü maliyetinin (800 bin lira)fora kazıkla yükseltilme sebebi ile Göbü Camii yanında yapılan Fora kazıklı köprü’nün maliyeti soruluyor ‘Yerel Başbakan(!) Büyük Şehir Belediye Başkanlığı’na hazırlanıyor’ eleştirileri, karşı tarafa mancınıkla atılan ateş topları
ÇİFTE BAŞLILIK
Seçilmişlerin en büyük sıkıntılarından biri de, idare de çifte başlılık.
Daha ziyade personelin kafa karışmasına neden olan görüntü; tek yetkilinin,Yerel Başbakan(!)’ yerine bir ‘uzman’ı muhatap almasıdır.
Bu da iç barış (verimlilik/ performans)yanında, programsız işler ve siyasetin şekillenmesinde ‘kulis’ olarak ‘disiplin’i bozuyor.
Bu disiplinsiz çıkışlar; 67 milyonluk 2016 bütçesinin % 95’ini gerçekleştirse de ‘Koca Kurum’ kamuoyunda hak ettiği ilgiyi göremiyor.
SONUÇ:
% 95’i gerçekleştirilmiş İl Özel İdaresi’nin 2016 bütçesi 68 milyon lira.
Bu başarı’ya rağmen ‘tartışma’ ortamının sebebi ‘çifte başlılık’ ve ‘siyasi rant’ beklentisinden başka bir şey değil. Siyasi cüssesi, mali gücü, devletle bağlantısıyla devasa bir kuruluş…
Seçilmişlerin aldığı ücretler, ‘gönüllü’ statüsünde olmalarını engelliyor. Ancak, harcanan mesainin karşılığı hiç değil. Tarihi yapısı itibarıyla, belli bir tecrübeye sahip olduğu gerçek…
Halkın yaşam kalitesinden, İl’in kalkınmışlık düzeyine kadar her hizmetin üstesinden gelebilecek alt yapısı var.
Gök göl Mağarası gibi mali gelirlerini arttıracak projelerle (Harman kaya Şelaleleri, Üzülmez Kültür Vadisi vs.) hizmete yönelik icraatları arttırıp sergilemesi mümkün.
Siyaset, elbette herkesin hakkı… Ancak, kurumlar içinde, asli görevi etkilemeden yapılması şart.
Kurumlarda başarının şartı iç disiplin ile kurumlar arası mutabakat.
Siyasi yozlaşmanın yüksek olduğu yer de, birlik zor.
Çok zor, Mutabakat içine Beşeri Sermaye’yi(Üniversite, STK, Basın) katmak.
İyi tarafı, teşhis belli… Geriye ‘tarafların iyi/niyeti’ kalıyor.