Türkiye büyük bir değişimin eşiğinde. Beliren tüm emareler bir kâbus gibi üzerimize çöken AKP karanlığının sona ermekte olduğunu gösteriyor. Siz de duyuyorsunuz mutlaka, toplumdan bu zamana değin hiç duymadığımız sesler yükseliyor. Memnuniyetsizliğini dile getirdiği halde, “Oy verecek başka kişi yok” diyerek tercihini AKP’den yana yapan birçok insan, “Elim kırılsaydı da” noktasına geldi artık. Her gün bir başka rezaleti ortaya çıkan AKP, hızlı bir çözülme süreci yaşıyor…

Ne yapsa nafile, bu kez, ucu Osmanlı’ya kadar uzanan, çok beslendiği “dindar/modern” ya da “İslamcı/ seküler” kutuplaşması da kurtaramayacak AKP’yi. “Her şerde bir hayır vardır” sözü ne kadar doğru: Yaşanarak görüldü, farklı düşünen herkese düşman hukuku uygulayıp adaleti yok etti AKP. Devletin tüm kurumlarını tıpkı çok şikâyetçi oldukları tek parti dönemindeki gibi parti organı haline dönüştürerek kamu vicdanında da yaralar açtı. Sonucunu da herkesi karşısına bularak aldı…

DÜNYAYA İLHAM VERECEK BİR ÖYKÜ YAZMAYA HAZIRLANIYORUZ

Görüyorum bambaşka bir siyasi iklim çıkıyor ortaya. Değişik siyasal çevrelerle toplumsal katmanlarda “farklılıklara tahammül ederek ortak hedeflere yürüme” gibi yeni bir kültür oluşuyor. Yalnızca kendisi için değil, “herkes için adalet” isteyen insan sayısı, her gün daha da büyüyor. Sancıları şimdiden hissedilen bir yeniden yapılanmanın eşiğine gelen Türkiye, son derece kırılgan zeminde de olsa, bambaşka ufuklara yelken açarak dünyaya ilham verecek bir öykü yazmaya hazırlanıyor…

Çok geç kalındı, hiçbir şey sürdürülebilir değil çünkü ülkede. Ekonomik zorluklar, toplumun büyük kesimini cenderesi altında ezerken, yönetim kadrolarına liyakatsizlerin üşüştüğü devlet tek kelimeyle yönetilemiyor. Doğal, kültürel, tarihi varlıklar, ekonomik kaynaklar, herkesin bildiği bir çete tarafından yağma ediliyor resmen. Hale bakın, kurulan soygun düzeninde, kamu ihalelerini, kimin, hangi yöntemle kazanacağı herkesçe biliniyor ama yargı başta, kimse, “Ne oluyor” bile demiyor…

TAM BİR “DEĞNEKSİZ KÖY” HALİ YAŞANIYOR

Nasıl anlatmalı, küresel ısınmanın sonuçlarının en ağır biçimde yaşandığı Türkiye’de, kudretli efendiler, “Temiz çevre” nutukları atıp, “Sıfır atık” kampanyaları düzenliyor. Gel de deli olma, sorunun en önemli kaynağı olan enerji, maden, demir - çelik ve inşaata dayalı ekonomik büyüme patikası aynı hızla sürmekle kalmıyor, akıl almaz büyüklükteki kaynaklarla destekleniyor bir de. Tam bir “Değneksiz köy” hali yaşanan ülkede her gün bir yerden doğal felaket haberi geliyor…

İçim yanıyor, doğdukları topraklarda yaşayamaz hale getirilen yurttaşlar, akın akın büyük kentlere göçüyor. Anadolu hızla boşalırken, Kanalİstanbul denen akıl dışılıkla İstanbul’a 5 milyon kişinin daha yerleştirilmesi planlanıyor. Polis zoruyla yaratılan suskunluğu, toplumsal memnuniyet ifadesi olarak sunan gözbağcılar, yerin altında akan ırmaklar gibi uğuldayan sesleri duymuyor, topluma, gönülleri de sağır oldu çünkü. Şurası net: Eski dünyanın düşmanlık dilini kullanan AKP artık Türkiye’yi taşıyamıyor.