Kendimden çok söz ettim son günlerde. Zararı yok, memleket benim gibi, ben memleket gibiyim.
     Yakınım: "Her konuşmada, her yazıda Kabacalıyım, Devrekliyim, Kozluluyum, Zonguldaklıyım, demek zorunda mısın?!" deyince döküldüm yine.
     Kök be! Ana, baba, ata yurdu!..
     Gurbetlik, Derinceli olsak da yarım yüzyıldır, aşk gibi bir şey!..
     Söylemi eylemle dindirdim bu yaz.
     Önce Devrek'te konuk edildim. Kitaplarımı imzaladım. Şair, Yazar, Araştırmacı, Devrek Belediyesi Kültür ve Sanat Danışmanı Gazeteci İbrahim Tığ, memleketime (Devrek'e) doyurdu beni. Şehir'de, Bölge Haber'de yazılarıma, şiirlerime yer verdi.
     Peşinden köyüme (Kabaca'ya) gittim. Yakınlarımı ziyaret ettim. Kahve önünde söyleştik, çay içtik. Dostlarıma kitaplarımı imzaladım. Koca Dilemez ile fotoğraf çektirdim. Orada da dindi ruhumun özlem fırtınası biraz.
     Dün, son aşamaydı özlem dindirmeye, elde kitapla dosta ulaşmaya. Doyduğum yerde, Kozlu'da konuk edildim birkaç şair-yazar arkadaşla.
     Fuat Kayabalı adlı gönlü zengin, insan canlısı, yetenekli bir adam öncülüğünde Kozlu Sanat Sokağı kurulmuştu. O, doğal, el emeği ürünlerin süslediği ortamda büyülü birkaç saat yaşadık.
     Fuat Kayabalı, kırk yıllık dost içtenliğiyle gönlüme dokundu. Başta Selma Aydın, Gülden Işık olmak üzere, bütün sanat dostlarımız, etkinliğe katılan yakınlarımız ilgileriyle-sunumlarıyla bana özgüven verdiler.
     Yeni dostlar edindik. Söyleştik, kitaplarımızı imzaladık, şiirler okuduk.
     Ne mutlu bana!
     Gülden Işık yönlendirmesiyle, Halkın Sesi ailesine sesimi kattım yazılarımla.
     Ben de aşk gibiydi gurbette sıla özlemi. Yunus "aşk" dedi, Mevlana "gel"... Geldim, dostlarımla dindirdim coşkumu. Beni dindiren, rahatlatıp sevindiren tüm yakınlarıma sonsuz teşekkürler...
     Kavuştum, ben olmaktan çıktım, artık memleket gibiyim. Herkesim, her yerim.
      Sevgilerimle...