Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum Zonguldak’a ilk gelişi değil. 20 Mayıs 2019, 8 Kasım 2019 ve son olarak 21 Nisan 2021. Yani Sayın Bakan üç yıl içinde üç defa Zonguldak’a gelmiş.
İl Müdürü de Pelin Ayşe Yağız.
Ayşe hanımın eşi Zonguldak Cumhuriyet Başsavcısı Hakan Yağız.
Burada akıl ve mantık ile düşünelim.
Sayın Bakan Kurum son ziyaretinde Ayşe hanımın Polisi koruması olduğunu görünce çok öfkelenip kendisini görevden aldırmış.
Buna kargalar bile güler.
Sayın Bakan daha öncede geldiğinde Ayşe hanımın Polis korumaları vardı. O zaman hiç mi fark etmedi. Nasıl tesadüfler bu.
Sayın Bakan Murat Kurum gerekçesinde haklı ise, adama sormazlar mı? Kardeşim sen üç defa geldin gördün. Neden ilk geldiğinde görevden almadın diye. O zaman sen suçlusun. Görevi ihmal etmek Sayın Bakan.
Olay takibi ki o değil. Bu gözünün üzerinde kaşın var misali.
Çevre Şehircilik Bakanlığı çok önemli bir makam. Milli Emlak da bünyesinde. Yani ciddi hırsızlık, yolsuzluk, avanta, dalavere işlere muhatap İl Müdürlüğü oluyor.
Ayşe hanımın kapısında biri erkek diğeri bayan iki polis koruması var. Adam rüşvet için gitse boku yedi. Eşi Cumhuriyet Başsavcısı. Daha kapıda kelepçe takılacak.
Böyle bir müdürü kim ister?
Empati yapalım. Siz Cumhuriyet Başsavcısının eşisiniz. Korumanız da yok. Makama biri gelip sizi öldürse –Allah göstermesin- o zaman biz ne yazacağız? Adam Başsavcı ama eşini dahi koruyamadı. Öyle değil mi?
Sayın Bakan; size soruyorum; Hazretleri Belediye Başkanınız Ordinaryüs profesör kancı doktorunuz, acaba Milli Emlak Müdürlüğü'nde ne gibi engellere takıldı da, ağır ağabeylerinin talimatları doğrultusunda sizi yönlendirdi? Hani şu aday tanıtımına milyon liralık ciple gelip, yırtık ayakkabı ile kürsüye çıkan belediye başkanınız ile ilçe başkanı olmadan önce icralarla boğuşan paça diken vekilinizin ricasıyla mı oldu bu görevden alma?
AKP’nin üç milletvekili var. Birisini AKP yoktan var etti. Üç kuruşa muhtaç iken milyon dolarlık oldu. Diğeri babasının emir kulu. Düğün eşyasını almazsanız köyünüze kum-çakıl-asfalt,parke gelmez diyerek İlçe Başkanlığı ve vekilliğinde servetine servet kattı. Üçüncüsü Polat Türkmen. Para, mal, mülk ve de gayri meşru işlerle işi olmayan insan. Tüm bu olan bitene neden seyirci? Onlar malı götürürken sen de sorumluluktan kaçmamalısın.
Ha Ayşe hanım holdinglerin de işine gelmedi. Habire çevre cezası kesti durdu.
Aklına kimsenin bir şey gelmesin. Ayşe hanımla üç defa, Hakan beyle de iki defa karşılaştım tüm bu süreçte. Cumhuriyet Başsavcısına Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti üyeleri ziyaretinde ben de vardım, diğeri Roman vatandaşı futbolcu kardeşimin cezasını erteleme adına makamına gitmiştim. O iş de olmamıştı. Ayşe hanımın makamına iki defa kız kardeşim Ayşe ile –eski valilik binasında- gittik. Bir de Mustafa Özdemir ile yeni binalarında yanına gitmiştik. Hepsi bu.
Ayşe hanım; haberlerimizle ilgili –bir Karadeniz kızı gibi- “Telefonumu kaydet. Bir haber yazarken bizden de görüş al. Haberin tek taraflı olmasın” sadece demişti. Haberciliğin gerçek kuralı da zaten bu.
Malum kumpas çetesi Ayşe hanımı görevden aldırdı.
Ağır ağabeylerinin kümeslerine de ruhsat ve tapu çıkarabilirler. Karadeniz zaten babanızın çiftliği idi. Şimdi istediğiniz kadar hafriyat dökebilirsiniz. Zaten döküyordunuz da. Biraz da d….. korkusu vardı. Şimdi sırada Başsavcıyı almanız gerekiyor. Adaleti düzeltme adına. Sonra da –ki bunu eş zamanlı yapın- İl Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı’yı.
Bence hızınızı kesmeyin siz Vali Mustafa Tutulmaz’ı da görevden aldırın.
Vali Tutulmaz öyle sıradan bir Vali değil. Zeki insan. Sizin kumpas ve düzmece işlerinize uymaz. Bence öncelikle Valiyi görevden aldırın.
Böyle coşmuş iken sizler; Valilik, Cumhuriyet Başsavcılığı ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü görevlerini de yukarıya rica ederek üstlenin.
Yeni Zonguldak sizle şaha kalkacak. Her şey yeni Zonguldak için. HIRSLI müteahhitlerinize de buradan selam olsun.
Güle güle Ayşe abla…