Seçmen 7 Haziranda anlamlı bir karar vererek, 13 yıllık AKP’nin tek parti yönetimini sonlandırdı. Koalisyon kurun ve önümüzdeki dört yıl boyunca bu ülkeyi anlaşarak yönetin mesajını verdi.

     Buraya kadar her şey normal.

     Yasalar ve teamül; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en çok milletvekili kazanmış partiden başlayarak hükümeti kurma yetkisini vermesi gerektiğini söylüyor.

     Yasalar ve mahkeme kararları ile arası barışık olmayan cumhurbaşkanımız, alışılmışın ya da beklenenin dışına çıkarak CHP’nin Kaset marifeti ile düşürülmüş eski genel başkanı Antalya milletvekili Deniz Baykal’ı Turizmin başkentinden Cumhuriyetin başkentine çağırıyor.

     Haydaaa!

     Rabbim yaşadıkça daha ne günler gösterecek bize kimbilir!

     Sayın cumhurbaşkanı pekte hoşlaşmadığı CEHAPE’nin genel müdürü olarak nitelendirdiği Kemal Kılıçdaroğlu’nu yok saymış olamaz. Beğenin, beğenmeyin oyların yüzde yirmibeşini alarak 132milletvekili ile ikinci partinin Genel Başkanı.

    Hadi onu da geçelim. Seçimin birincisi olan eski partisinin emanetçi başkanını damı yok saydı.

    Anlaşılan o ki,  Baykal’ın daveti sarayda sıkıntıların olduğunun habercisi gibi.

    Hükümet kurma senaryolarına girecek değilim. Sonra değiniriz.

    Gelelim Baykal’a.

    Eyyy Deniz Baykal; 

     Allahaşakına, hiç mi sorgulamadın kendi iç dünyanda.

      Ne çabuk unuttun CHP’nin bir cd lik işi var diyenleri. Cumhurbaşkanı seni Ankara’ya neden çağırsın ki. Antalya’nın turizm sorunlarını mı konuşacağını mı zannettin. Yoksa senin büyük devlet adamı olduğunu ima ederek egonu mu? Şişirdi.

      Yanlış yaptın yanlış.

      Anımsar mısın? Bir zamanlar bundan muhtar bile olmaz diyerek Tayyip Erdoğan’ı yoktan var edip bir yanlış daha yapmıştın.

      Görüşme teklifini benim partimin genel başkanı var diyerek nazikçe geri çevirecektin.

       Hakkını yemeyelim.

         Bu kadar yanlışın içinde bir doğru yaptın. Görüşmeye gitmeden önce Kılıçdaroğlu’ndan izin alman şıktı.

         Seni sevenler Baykal; sabah sporunu iktidara değişmez demişlerdi.

         Haklıymışlar….