Zonguldak

Eğitim-Sen MEB'e dava açtı!

Eğitim Sen, Milli Eğitim Bakanlığı’nın haftalık ders çizelgesi kararlarına karşı Danıştay’a yürütmeyi durdurma istemli dava açtı.

Abone Ol

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri
Sendikası (Eğitim Sen) Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) haftalık ders çizelgesi kararlarına
karşı Danıştay’a yürütme durdurma istemli dava açtı. Eğitim Sen, dava açtığını şöyle duyurdu:

“Milli Eğitim Bakanlığı Tebliğler Dergisi’nin Ağustos 2023 -2789- Ek 2 sayısında, Talim
Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın İlköğretim Kurumları (İlkokul ve Ortaokul), Ortaöğretim
Kurumları (Fen, Anadolu, Sosyal Bilimler, Spor, Güzel Sanatlar, Anadolu İmam Hatip ve
Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri) Haftalık Ders Çizelgelerinin 2023-2024 eğitim öğretim yılından itibaren tüm sınıf seviyelerinde ekli örneğe göre uygulanması, önceki çizelgelerin 2023-2024 eğitim öğretim yılından itibaren tüm sınıf ve seviyelerinde uygulamadan kaldırılmasına karar verilmiştir. Ders çizelgelerindeki değişiklikle öğrencilerin akademik başarılarının yanında ilgi ve yeteneklerini keşfetmeleri ve becerilerini geliştirmeleri amacından uzaklaşılmıştır.

İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumlarının Haftalık Ders Çizelgeleri incelendiğinde, seçmeli
ders grubu sayısının azaldığı, özellikle din, ahlak ve değer grubundaki 5 dersin ön plana
çıkarıldığı, okul türlerine bakılmaksızın özellikle ‘din, ahlak ve değer’ kategorisinde yer alan ders sayısında artış olduğu, bu gruptaki derslerin “seçmeli” olmaktan çıkartılıp fiilen seçmeli zorunlu derse dönüştüğü, sadece İslam dininin bir mezhebini kapsadığı, kapsam dışında kalan inanç ve düşünceleri dışladığı görülmüştür. Yine ‘kültür, sanat ve spor’ dersleri yerine evrensel değerleri dışlayan, baskın yerel değerleri ön plana çıkaran, azınlık teşkil eden din, inanç, değer ve kültürü reddeden tercihleri eğitime hâkim kılmaya yönelik politika izlendiği görülmektedir.

Çizelgelerde yabancı dil dersi saatleri azaldığı, ikinci yabancı dil dersinin okutulduğu
liselerde ikinci yabancı dil dersine yer verilmediğinden dolayı ikinci yabancı dil alanı
öğretmenleri norm fazlası duruma düşürülmüştür.

Bu yaklaşımın olumsuz etkilerinin kısa sürede ortaya çıkacağı, yeniden değişikliği zorunlu
kılacağı kaçınılmaz bir sonuçtur. Ayrıca eğitim sürecinde kesintiler yaratacağı ve
sürdürülebilir olmadığı da açıktır. Sendikamız, açıkça hukuka aykırı olan kararların iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştay’a dava açmıştır.”