Eğitim sen Zonguldak Şube sekreteri İsmet Akyol şube merkezinden yazılı bir açıklama yaparak Zonguldak’ın eğitimde içinde bulunduğu kötü duruma değindi. Akyol şube merkezinden yaptığı yazılı açıklamada şöyle dedi:

TÜİK’in yaptığı araştırmaya göre, eğitimde en iyi iller arasında Zonguldak 60’ıncı sırada yer aldı.

Zonguldak’taki ‘başarısızlık’ tüm ülkenin üzerine çöken mevcut eğitim enkazından bağımsız değildir. Özelde Zonguldak genelde tüm illerde görülen ‘başarısızlığın’ nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:

* Eğitim politikalarının sürekli değişmesi ve eğitim politikalarının tutarsızlığı, 

*4+4+4’ün yarattığı tahribat (Okula başlama yaşının düşürülmesi, 5’inci sınıfa geçen öğrencilerde görülen uyum sorunu, lise öğrencilerinin özellikle de kız öğrencilerin örgün eğitim dışına itilmesi, okul dönüşümleri vb.)

* Ders kitaplarının içeriği,

* Ezbere dayalı ve sınav merkezli bir eğitim sistemi ve eğitimin içeriğinin öğrencilere uygun olmaması,

* Eğitimin bilimsel olmaması, eğitim müfredatının dini söylem ve kurallara göre değiştirilmesi,

* Özel okullara ve dini eğitim veren kurumlara destek,

* Eğitimde özeleştirme uygulamaları, özel okullara ve özel okullara giden öğrencilere verilen teşviklerin eğitimde var olan fırsat eşitsizliğini daha da artırması,

*Okul öncesi eğitimin zorunlu olmamasından kaynaklı ilkokula başlayan çocukların önemli bir kısmının özellikle kırsalda okul öncesi eğitimden yararlanamaması (Bugün ise hükümetin de desteğiyle okul öncesi eğitim yerine Diyanete bağlı 4-6 yaş “sıbyan mektepleri” alternatif hale getirilmek isteniyor),

* Nitelikli öğretmen yetiştirme politikalarının terk edilmesi, nitelikli bir eğitimin gerçekleştirilebilmesi için öğretmenlerin yetiştirilme ve atanmaları sürecinin planlı şekilde işlememesi,

* Öğretmen yetiştirme politikaları ve öğretmen açıklarının kapatılması konusunda hiçbir somut planlamanın olmaması,

* Öğretmenlik mesleğin itibarsızlaştırılması, mesleki saygınlığın zedelenmesi, 
*Eğitimde kutuplaşma, güven ve huzur ortamının giderek azalması,

* Öğretmen açıkları ve ücretli öğretmen uygulaması,

* Öğretmenlere yönelik angarya çalışma uygulamalarının artması,

* Siyasi kadrolaşma, adaletsiz yönetici atamaları, artan baskılar, ayrımcılık ve mobbing,

* Çalışma koşullarının giderek esnek, kuralsız ve güvencesiz hale getirilmesi ve son olarak iş güvencesine göz dikilmesinin, öğretmenleri büyük bir tedirginlik ve karamsarlık içine itmesi,

* Öğretmenlerin bugünkü çalışma koşulları ve maaşlarıyla kendilerini mesleki olarak yetiştirmeleri ve geliştirmelerinin mümkün olmaması,

* Zonguldak’taki okulların büyük bir kısmının zorunlu hizmet bölgesi kapsamında olmaması nedeniyle öğretmen sirkülasyonunun fazla olması,

* Okullarda fiziki donanım eksiklikleri, kalabalık sınıflar, ikili eğitim, taşımalı eğitim, okulların altyapı eksiklikleri ve bütçe yetersizliği…

TÜM ÜLKENİN ÜZERİNE ÇÖKEN MEVCUT EĞİTİM ENKAZI EN KISA SÜREDE KALDIRILMALIDIR

Bugün eğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirildiğini söylemek mümkün değildir. Türkiye’de eğitime ve diğer pek çok alanda yaşanan değişime yön veren örgütsel ihtiyaçlardan çok, son olarak eğitimde 4+4+4 dayatmasında olduğu gibi, siyasal-ideolojik tercihler olmuştur. Bugün eğitim politikalarını belirleyen AKP zihniyeti ve onun liberal-muhafazakâr ideolojisi, yaşanan dönüşüm sürecini ileriye değil, geriye doğru işletmekte ısrar etmekte, eğitim sistemindeki merkezi, otoriter ve statükocu yapıyı daha da güçlendirmeyi hedeflemektedir.

Eğitim sistemindeki çürümeyi hızlandıran 4+4+4 dayatmasından derhal vazgeçilmeli, ataması yapılmayan öğretmenlerin atanması yapılmalı, AKP döneminde haksız olarak yapılan tüm atama ve görevlendirmeler iptal edilmeli, eğitim sistemini alt üst eden tüm uygulamalar derhal durdurulmalıdır. Eğitimin hiçbir aşamasında öğrenci ve öğretmenlere dayatmada bulunulmamalı, öğretmen, öğrenci ve velilerin eğitim sistemine yönelik kaygılarını giderici düzenlemeler yapılarak, tüm ülkenin üzerine çöken mevcut eğitim enkazı en kısa sürede kaldırılmalıdır.

Okul öncesi eğitimden başlayarak eğitim yatırımlarına, ders kitaplarının hazırlanmasından eğitim yöneticilerinin belirlenmesine; sınıf mevcutlarından eğitimin kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve her bireyin kendi anadilinde yapılması ilkesine uygun adımlar atılmalı, eğitimde yaşanan ticarileştirme ve eğitimi dinselleştirme adımlarına derhal son verilmelidir.