Çaycuma Eğitim İŞ başkanının bulunduğu okulun kapanması nedeniyle zorunlu olarak bir başka okula tayin olmasından dolayı Eğitim İş’e saçma sapan eleştiriler yöneltenler bulanık suda balık avlamaya ve fuzuli yere kamuoyunu meşgul etmektedir. Söz konusu atamanın norm kadro fazlası nedeniyle yapılan bir atamadır. Tamamıyla milli eğitimin tasarrufunda olup şahısların hiç birinin ilgisi bulunmamaktadır. Bu konuda yetkililerle bizzat görüşerek yapılan atamanın mualif sendikanın itirazını araştırdık ve sordurduk. Yapılan atamanın tamamen hukuka dayalı olduğunu okulunda her hangi bir öğretmenin mağdur edilmediğini iddia etmişlerdir. Arkadaşımız ataması yapılan okulda göreve başlamış ek ders kaybı zümrelerim yaşamasın diye başka bir okula görevlendirme gitmiş. Arkadaşımız istese tain olduğu okulda görev alır ve herkese 15 er ders saatlik görevlendirme yaptırabilirdi. Ama istememiş ve kimsenin ücretinin kesilmesini istememiştir. Bu iyi niyet girişimleri olduğu yerde bir bardak suda fırtına koparanlar hem art niyetliler hem de bir taşla iki kuş vurma derdindeler. Bu fırsatçılıktan kimseye ekmek çıkmaz. Eğer bir haksızlık varsa elbette haksızlıklara sonuna kadar karşıyız ve biz bunu göremezsek mahkeme yolu açık. Mahkeme yoluyla yapılacak bir geri adımın göğüslemesi de hem lehte hem aleyhte yapılır. Hak yerini buldu da deriz. Ancak böyle bir durum yokken bel altından vurmanın sendikal terimlerle takiye yapmanın bir anlamı yok. Çaycuma başkanımız Çaycuma’ya Milli Eğitim Müdürü olmadı, kaymakam olmadı, altın tarlasına müdür olmadı sonuçta normal bir okula tain oldu. Bu tür atamalar her yerde yapılıyor. Kişinin ataması kanuni ve yasal hakkı ise bu hakkı her kes kullanır. Burada yapılan hakkın verilmesi ve bu işlemi yapan Milli Eğitim Müdürlüğüdür. Öyleyse muhatap Milli Eğitim Müdürlüğü olmasına rağmen hedef tahtasına arkadaşımızı koymaları art niyetten başka bir şey değildir. Çaycuma’da kıyamet koparmanın altında yatan dert ise Atatürk’ün yolunda giden, cumhuriyet değerlerine sıkı sıkıya sarılan ,bayrağımıza sahip çıkan,ülkemizin bölünmesine dur diyen,emperyalizme mücadele eden ,bölücülüğe karşı çıkan , gericilikle boğuşan,emek mücadelesinde yerini alan ,etnik dillerin genel eğitim dilinde eğitim verilmesini çok tehlikeli bulan , ulusal eğitimi savunan , terörü açıkça lanetleyen ,meslek dayanışmasında her zaman birlikteliği savunan ,emperyalist politikalara ,yerli işbirlikçilerine tepki gösteren ve yolda Çaycuma’da açık bir şekilde faaliyet yürüten Eğitim İş’e karşı hazmetmeme politikasıdır. Eğitim İş olarak bu dertleri yandaş ve sağ(Mursiciler) diğer taraftan kendilerini sol taraf kabul gören fakat ilkelerini şaşan kurumların eleştirilerini yıllardan beri biliyoruz ,bu nedenle başkanımızın yanındayız. Meyve veren ağaç taşlanır demek ki doğru yoldayız. Muhalif sendikacı kardeşimiz kendi şube başkanından dürüstlük örneği vereceğine biz nerelerde hata yapıyoruz diyerek aynaya bir kez daha bakmalı ve yine kendi şube başkanının Eğitim İş şube başkanının okuluna neden verildiğini anlayamayanlara Allah akıl fikir versin diyoruz. Kamu oyundan fuzuli yere özür dileyenler 2011 yılında Çaycuma sanayi odasında Eğitim İş’e yapılan antidemokratik tutumlardan, eğitim emekçilerinin itibarını hep birlikte AKP’ye karşı mücadele edememekten, ülkemizin birlik beraberliğini sağlayamamaktan, bayrağımıza sahip çıkamamaktan, 12 eylül anayasasına yetmez ama evet diyenlerden, AKP’nin akil insanlar yerine getirilerek ABD’nin BOP projesine destek verilerek AKP’nin ekmeğine yağ sürenlerden,Yalova’da ölen meslektaşımız için birlikte tepki veremediğimiz ve yozlaşmaya gericileşmeye karşı hep birlikte mücadele edemediğimizden dolayı kamuoyundan özür dilenseydi çok daha yararlı olurdu. İşte bizler kamu çalışanlarının haklarında gerek emek olsun ,gerek sosyal, gerek özlük ve ülke bütünlüğü noktasında hep birlikte mücadeleyi çok önemsediğimizi bu konuda her sendikanın daha sorumlu davranarak insanca yaşamayı sağlamak için birlikte mücadele etmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha belirtmekteyiz.
Metin Kahveci
Zonguldak Eğitim İş Şube başkanı