İntihar ve beraberinde izlediğimiz video ülke gündeminde. 20 yaşında bir genç yaşama amacı kalmadığı için intihar ediyor. Özgürlüğüne bağlı ancak özellikle vurguladığı dini baskılar gözleri cemaat ve dini yurtlara bir defa daha çekti.

Ünlüsü, ünsüzü, bileni bilmeyeni herkes olan bitenden rahatsız olduğunu iletirken; kimileri ise genci ateist olduğu için intihara kalkıştığına kadar birçok yorum paylaştı.

Hadi biraz kök nedenlere inelim?

Bir ülkeyi yoksullaştırmanın temel yolu ekonomik kaynaklarını ya kurutmak, ya kullandırmamak ya da en az fayda sağlayacakları şekilde yetersiz faaliyetler sürdürerek o ülkeye her istediğinizi yaptırırsınız. Başımızdaki en büyük belalarda bunlar.

Konuyu açalım.

Bugün sokağa çıkın ve sorun halka, ya da sizler cevap verin “ülkemizdeki en büyük sorun nedir?”

Ben sordum yakın çevreme gelen yanıtlar” ekonomi, işsizlik, gerçek enflasyon ve covid “ diye devam ediyor.

Son birkaç senede neler denmiş olabilir?

Hadi hep ilk 3 e 2 ye bir göz atalım.

2 sene evvel sorulduğunda ekonomi, işsizlik ve terör.

3 yıl önce ekonomi, tarım, turizm

10 yıl önce yine ekonomi ve yanında bir sürü bir şey daha. Ortak payda görünürde hem ekonomi.

Ekonominin kötü olması kim ne derse desin iktidarı ve muhalefeti her zaman beslemiştir. Çünkü koltuğun gücü ve sihiri bir süre sonra tutunma korkusu ile biten işler değil, umut vaadi işlere halkı yönlendirmeyi emrediyor. Ya da öyle hissettiriyor olmalı ki Dünya’ da ülke yönetenlerin aynı zamanda basın üzerinden halkı yönlendirdiği gerçeği artık sır değil. Bizden sihirli haberlere bir göz atalım.

İstanbul – Ankara arasını 2010’ da seneye 7 ₺ ye gidecek araç üretiyoruz diyerek vermişti bir sözde haber kanalı, ne zaman gündem sıkışsa terör ile milli duygularımız körükleniyor ve gündemden uzak tutulmak isteniyoruz ya da umut vadeden uçan tanklara, her bir m2’sinden petrol fışkıran topraklarımızdaki haberler ile yeni umutlar aşılanıyor her birimize.

Yani dikkat dağıtıp bedavaya umut satıyorlar. Bedavaları seviyor birçoğumuz içeriğine bakmadan!

Bedavaları kim sevmez? İşte mesele burada başlıyor. Olanı biteni analiz eden, gören, söze değil icraata bakan, liyakat sahipli insanları öyle bedavalarla kandıramazsınız.

Peki, o insanlar nerede ve onlar kim?

Eskiden Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi vardı. Din ağırlıklıydı ancak dersin anlamında birde Ahlak geçiyor ki işte o güzel Ahlakı yok ettiler önce. Ben çok iyi hatırlıyorum, yolda birinin ayağına taş takılır, o taşı gördüysen ve zarar vereceğini düşündüysen onu kaldırmak iyi Ahlaktı. İşte bu sebeple bu satırlarını inatla yazmaya devam ediyoruz.

Ahlak önemli. Ahlak’ da insana her bir canlıya, doğaya, yaşam hakkına, özgürlüğüne saygı var.

Öyle bir şeyler kazındı ki bu halkın zihnine mesleği ne olursa olsun Ahlaksız insanlar hatta ahlaksız ebeveynler doldu çevremiz.

Çok değil 3 hafta önce bir cami imamının Atatürk, İsmet İnönü ve mevcut bir TBMM vekiline sinkaflı konuşmasına şahit olup müdahale etmek zorunda kaldım. Ülkenin mutlak kurucusuna saygısızlık eden ahlaksızdır, mesleği ne olursa olsun.

Ekonomi en büyük sorun bunu ahlaksızlık mı doğuruyor derseniz, merak etmeyin faiz sebep, enflasyon sonuç gibi olmayan bir denklemi empoze etmeye çalışmayacağım.

Güzel ahlak önemli ve bu ahlak ile ülkenin uzun vadede tüm sorunlarını çözecek tek yol EĞİTİM olduğuna inanıyorum. Ailede eğitim, ilköğretimde eğitim, gerçekten ilim öğreten üniversitelerde eğitim, son durak değil ara eleman açığı yetiştiren meslek liselerindeki eğitimden söz ediyorum.

Eğer bir yaptırım gücüm olsaydı savunma ve tarım dışındaki tüm devlet bütçelerini yeniden gözden geçirip gerekirse 1.sıraya eğitimi alırdım. Bugün için lüks bir bütçe yönetimi olabilir ancak 10 yıl 20 yıl önce o atılmayan adımlar şuan her anlamda geri kalmışlığı, ekonomik esirliğimizin sonucunu doğuruyor. Eğitim bütçesi derken; gerçekten kendine eğitime adamış, yetkin, donanımlı öğretmenlerin yetişmesi şart ve öğretmenin hayattaki tek mücadelesi yetiştireceği nesiller olmalı, ekonomik olarak desteklenmeli.

Öğrencilerde fırsat eşitliği yaratmak. Maddi hiçbir derdi tasayı düşünmeden, kimsenin siyasi ya da dini baskısı altında kalmadan, devletinde uzmanlıkla yönlendireceği nesiller yetiştirilmeli. Endüstri Meslek Lisesi Motor bölümünü bitiren genç öyle bir yetişmeli ki, ona iş sahası açıldığında ertesi gün iş başı yapıp, hizmetini sürdürsün. Üniversite tıp okuyan gencin barınma sorunu olmamalı, cemaat ismi ne olduğu önemli değil ancak bir takım baskı ve zorlamalara maruz bırakılmamalı.

Lise ve üniversite okuduğum dönem ve birçok birinci derece yakınlardan biliyoruz ki, %90 ‘ı masum değil o yapıların. Geçmişte fetö nerede çöreklendi, nerelerde büyüdü, bugün herkes bir adım geri çekilse de biliyoruz değil mi tarikat yurtlarının başımıza açtığı belaları. Hükümetin zerre iyi niyeti varsa acilen tüm yurtları ilk kalemde bağımsız denetimlere açması, sorgulanabilir ve ihbara açık sistemlerle kontrol altına alması gerek. Son iki gündür Eren Kara için üzülüyoruz ancak ona üzülmek için artık geç, yeni intihar, yeni fetö ve daha bilimum şer haberler almamak için yarın geç olacak bugünden adım atılmalı.

Eğitim ile bugünü yani anı belki kurtaramayacağız ancak 2022 yılında atılacak doğru adımlar ile ilk 5 yıl içinde meyvelerini yemeğe başlayacağız. Unutmayın 2020 yılındaki covid belasında aşıyı bulan Alman Biontech ( yani Türk asıllı bilim adamlarımız) şirketlerini sadece 1 yılda 100 kat daha fazla kar eden bir yere taşıdı. Merak edenler için 2021 sonunda henüz net değil ancak en az 7 milyar Euro bir gelir elde etti şirket ( Bugünkü kura göre 109.886.463.610 ₺).

Günün sonunda eğitim sistemindeki aksaklıklar ve cemaat yurduna terk edilen bir gencin vefat haberi, ülkenin ekonomik çıkmazdaki çırpınışları, Dünya’ da söz sahibi olmak için öncelikle Ahlak ve Eğitim şart.