1968 Yerel Seçimleri yapılacaktı. Tüm Türkiye'de CHP adaylarını belirlemiş, bir tek ECEVİT'in kentin Zonguldak'ta aday belirlenememişti. ECEVİT bu işi prestij meselesi yapıyordu; öyle ya bir Genel Sekreter kendi seçim bölgesinde mahçup olmak istemezdi. Zordu, çok zordu. Milletvekili dağılımı 1e 8 di. O zamanlar şimdiki gibi seçimi kaybeden tekrar işine geri dönemiyor, ortada kala kalıyordu. İşler ileri tarihlerde kolaylaştığında bir sürü talip olacakken koskoca Zonguldak'ta tek bir aday yoktu.

Annemin çok büyük itirazları oluyordu. "Yapma Hüseyin, etme Hüseyin; elde yok avuçta yok, kaybedersen ne olur halimiz" diye karşı çıkıyor, ben de olup biteni anlamaya çalışıyordum. Yine evimizde yoğun bir kalabalığın olduğu ve sonradan Bülent Ecevit-Orhan Birgit-Ali İhsan Göğüş gibi siyasetçilerin olduğu günü hiç unutmuyorum. Herkes gülüyor, mutluluğunu belli ediyor, annemse büyük endişesine devam ediyordu. Birden "Hadi Gidiyoruz" diye kalktılar. Büyük ağabeyim asker, ortanca ise okuldaydı. Babam bana "hadi hazırlan, seni de götüreceğim" dedi. Nereye gidiyoruz diye soramadan aşağıda bekleyen iki arabanın birine, babamın yanına oturdum. ECEVİT aynı zamanda "ULUS" gazetesinde yazılar yazıyor ve babamın Müessese Müdürlüklerindeki başarılarını gündeme getiriyordu. Arabalar peş peşe geniş bir bahçeden içeri girdi, pembe renkli iki-üç katlı bir evin önünde durdu. Kapıda karşıladılar. Genişçe bir holden geçip merdivenleri çıktık. Genişçe bir salona girdik. Duvarlarda MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün resimleri, yazılar, eski silahlar vardı. 10 yaşındaydım ve olanları anlamaya çalışıyordum. Bir iki dakika sonra bir hizmetlinin (herhalde) koluna girmiş vaziyette İSMET PAŞA'yla göz göze geldim. Okulda resimlerini görmüştüm, T.C.nin 2. Cumhurbaşkanı koskoca İSMET İNÖNÜ karşımda duruyordu. Çok heyecanlanmıştım; ağır adımlarla geldi, başımı okşadı, "Nedir senin adın, hoşgeldin bakalım" dedi. Kekeleyerek ismimi söyledi. Babamla beraber diğer zevat saygıyla ayaktaydılar ki ECEVİT atıldı. Yaşamım boyunca unutamayacağım diyalog başladı. ECEVİT, "İşte Paşam, Zonguldak'ta ki adayımız. Pırıl pırıl, Maden Mühendisi Hüseyin Öztek" dedi. Paşa, babamın omuzuna elini koydu ve "Ben Hüseyin'i tanıyorum, yazık olmasın, orada seçim kazanılmaz" dedi. Babam, "sizi ve partimi mahçup etmemeye çalışacağım paşam" dedi. 10 dakika daha konuşulduktan sonra ayrıldık, ben hâlâ heyecandan tir tir titriyordum.
Adalet Partisi adayını belirlemişti. O kadar kendilerinden emindiler. Zonguldak halinde kabzımallık yapan Sn.HAMİT BIYIK'ı aday gösterdiler ama bir eksik vardı, adaylık için ilkokul diploması gerekiyordu. Aday olma sürecinin bitmesine on gün kala bu sorunu da çözmüşler dışardan bir diploma edindirmişlerdi Sn.BIYIK'a !.. Ve seçim dönemi başladı. Eskiler kapı kapı dolaşarak, halkla direk temas kurarak propaganda yapmanın babamla başladığını söylerler. Çok ilginç bir propaganda dönemi oldu. AP tüm öz güveniyle her gittikleri salonda, kahvede babama resmen olmadık hakaretlerde bulunuyor, onlar ayrıldıktan sonra aynı yere rahmetli Öztek geliyor ve "O arkadaş da en az benim kadar değerlidir, önemli olan AZİZ ZONGULDAK'a hizmettir" diyordu. İki ay her gün aynı şekilde sürdü bu. Ve seçim günü geldi çattı. CHP Zonguldak örgütü de babamı benimsememiş ve yardımcı olmamıştı !.. Ama ECEVİT yakından takip ediyordu. Seçim sonuçları açıklandı, 207 oy farkla Hüseyin Öztek seçimi kazanmıştı. Olamazdı, İsmet Paşa'nın bile "Orada Seçim Kazanılmaz" dediği yerde bu seçimi Öztek kazanamazdı. Nitekim AP derhal itiraz etti, tekrar sayıldı, fark 213 e çıktı. Bir itirazda YSK na yaptılar. Kesin sonuç olarak 213 oy farkla seçimi Hüseyin Öztek'in kazandığı ilan edildi. Resmen bir kale yıkılmıştı. Ertesi gün Süleyman Bey Zonguldak örgütünü feshetti. Burada bir parantez açmak istiyorum. AP adayı HAMİT BIYIK sonraki yıllarda kanser hastalığı nedeniyle Ankara Hacettepe hastanesinde uzunca bir süre yattı. Yattığı sürece her gün odasındaki çiçekleri değiştirdi, üç günde bir Ankara'ya ziyaretine gitti babam. Hal hatır sordu, ailesine sahip çıktı. Ölürken çok değerli bir insan olan oğlu Sn.ALİ İHSAN BIYIK'a "Bu insan evladına bundan sonra sahip çıkacaksınız" diye vasiyette bulundu. Sağdır Sn.ALİ İHSAN BIYIK; teyit edebilirsiniz.
Alıntı: Hüseyin Öztek'in oğlu Sabih Öztek'ten Yüksel Yıldırım'a gelen mektup (2015)
Zonguldak Nostalji