Mengenli Aşçı Arif Şimşek’in pişirmeyi çok iyi bildiği ancak evine getirmekte zorlandığı ekmeğin peşinden 1925’lerde çıktığı yolculuk, Zonguldak’ta son bulur. O yıllarda, Fransızlar, ülkenin ekmeği bol bu maden kentine, üretim kadar kültürel olarak da egemendir. Yerin altındaki isli karanlılarda cehennemi bir faaliyet sürerken, yerüstünde dans salonları, tenis kortlarıyla bambaşka bir hayat yeşermektedir. Tam da bu zamanlarda kente gelen Arif Usta Fransızların baş aşçısı olarak çalışmaya başlar önce. Böylece ailesinden edindiği yemek kültürüne Fransız mutfağından da esintiler katar. İyi bir aşçı olduğu kadar girişimci bir ruha da sahiptir Arif Şimşek. 1930’da, Yeniçarşı’da, oğlu Seyfettin’le birlikte ilk lokantasını açar. Adı da o dönemin ruhunu yansıtmaktadır. “Yurttaş Türkçe Konuş” kampanyalarıyla doruklanan Dil Devrimi’nin en ateşli zamanlarındır ve şimdi bile rastlanmayacak çıtır çıtır Türkçe ile “Doyuran Aşevi” koymuştur adını. Doyuran Aşevi Zonguldak’ın ilk lokanta gibi lokantasıdır aynı zamanda...

 

ŞİMŞEK LOKANTASI...

 

Bir süre sonra “Doyuran Aşevi”nin adı mekanda yapılan düzenlemenin ardından, “Şimşek Lokantası” olarak değiştirilir. Bir anlamda aslına rücu edilmiş, kimilerine özentiymiş gibi gelen sözcüklerden arındırılarak ailenin soyadı verilmiştir işletmeye… Mengen mutfağının incelikleri, güler yüzlü hizmetle birleşerek berekete dönüşür burada da, lokanta kabına sığmaz hale gelir…

 

60’lı yılların başına gelindiğinde Torun Hilmi Şimşek yüzünü Gazipaşa Caddesi’ne döner. Kentin tüm yükünü tıpkı şimdilerde olduğu gibi Gazipaşa Caddesi çekmektedir o yıllarda da. Oraya yakın bir mekan hem müşteri profilini, hem de hizmet anlayışını değiştirecek, daha kaliteli hizmet sunma olanağı verecektir Şimşeklere. Gazipaşa’nın paralelindeki Nizam Caddesi’nde, halen hizmette olan yer bulunur ve oraya taşınılır. İşler ve kalite bir gömlek daha yukarıya taşınmaktadır artık. Bu yeni konsepte uygun isim aranır.

 

FERAH LOKANTASI (ESKİ) VE PRENSES FARAH DİBA…

 

Aranan isim bulunur, ilhamını İran Şahı Pehlevi’nin güzeller güzeli karısı Farah Diba’dan alarak “Ferah Lokantası” koyarlar yeni yerdeki, yeni işletmenin adını. Televizyonların henüz olmadığı o yıllarda Farah’ın adı bir fırtına gibi esmektedir dillerde. Şah Rıza Pehlevi, Zonguldak’a gelirken kendine eşlik eden ve tüm ülke halkının gönlünde bir başka taht kuran, Zonguldak’ta gündem yaratan Prenses Süreyya’dan boşanmış, güzelliği bir başka destan olan Farah ile evlenmiştir. Eskilerin deyimiyle ismiyle müsemmadır ayrıca; yeni mekan, havadar, aydınlık görünümüyle lezzet kadar ferahlık da sunmaktadır müşterilerine… Ferah Lokantası kentin en ünlü yemek yerlerinden biridir artık. Müşteri profiline esnafların yanı sıra, Gazipaşa’nın banka çalışanları, EKİ’nin bürokratları da dahil olmuştur. Bu nezih mekan kente dışarıdan gelenlerin uğrak yeridir de aynı zamanda. Devlet adamları, siyasetçiler, sanatçılar, liglerde fırtına gibi esen Zonguldakspor deplasmanına gelen takımlar, tiyatrocular, sanatçılar için de kentteki en önemli lezzet durağıdır...

 

Ferah lokantası ailesi 2016 yılında hizmetlerine ve lezzetlerine son verdi. Zonguldak halkı çeşit ve lezzetin asırlık geleneğin devam etmesini özleyecek…

 

Alıntı: Yüksel Yıldırım/Zonguldak Nostalji