Geri dönüşüm işi inanılmaz bir olay.

Araştırdıkça önümüze neler çıkıyor.

Ben geri dönüşümü “Mustafa Ağabey’in arkadaşı” olarak tanıdım.

Roman vatandaşlarımız geri dönüşüm konusunda inanılmaz becerikli ve ülke ekonomisine katkıları azımsanmayacak kadar büyük.

Ancak Zonguldak’ın çöpünü ve tüm atığını İl Özel İdaresinin ihale yaptığı ve bu ihaleyi alan firma tarafından milyonlarca lira harcanıp kurulan ayrıştırma ve bertaraf fabrikası var.

Yani insanlar yatırım yapmış.

Şimdi çöpünüzü ve her şeyinizi atıyorsunuz ve İl Özel İdare adına insanlar bu pisliği toplayıp, sonrasında ayrıştırıp ülke ekonomisine katkı sağlıyor.

Buraya kadar bir yanlış yok.

Firma teminat vermiş, yatırım yapmış, araç almış, vergi-sigorta, kira ve KDV ödüyor, İnsan çalıştırıyor. v.s. v.s v.s.

İşletmeler ne için kurulur ticaretten. Kazan üzerine.

Ereğli ve Alaplı yöresinde işin “Mafyası” oluşmuş.

Oradaki belediyelerde destekliyor.

Devletin ihalesini alan firma bir manada geri dönüştürecek bir madde alamıyor.

Çünkü olay parsellenmiş.

Oda bir yana. Sözüm ona halka ucuz mal sattıklarını iddia eden A-101 ve BİM daha da kötüsünü yapıyor.

Ekonomiye kazandırılacak atıklarını –Mevzuat gereği- vermeleri gerekenlere vermediği gibi sadece çöpünü veriyor.

Ve kendilerinin Çaycuma’da ki Lojistik üstlerinde presleme yapıp satıyor.

Yani çöp konteynıra, para edecek köy sandığına gönderiliyor.

Ve yandan çarklı alış-veriş yapanlar tüm yasal olmayan olaylara cüzdan derdi ile göz yumuyor.

İşler bununla da kalmıyor maalesef.

Ereğli Demir Çelik Fabrikaları (ERDEMİR) cüruf atığı var.

Doğaya ve insana zararı olmadığı bilimsel olarak bilinen.

ERDEMİR 2017 yılında bu bilimsel belgeler ışığında belgelerini Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığından alıyor.

Onunla da yetinmiyor. Türk Standartları Enstitüsünden gerekli belgeleri alıyor.

“Cüruf’u” ülke ekonomisine kazandırma adına Ülkede var olan üç firmadan birisi Ereğli-Alaplı’ya yatırım yapıyor. İzmir Aliağa ve Mersin’de ruhsatlarını alıyor ve çalışan firmalar.

Yasa gereği hükümlülerini yerine getirmişler.

Çevre, doğa ve insana hiçbir yan etkisi olmayan aksine, doğaya ve çevreye olumlu etkisi olan cürufu ayrıştırıyorlar ve ülke ekonomisine inanılma katkı sağlıyorlar.

Heyelanlı yolarda, çimento hammaddesi, beton santralleri, organik tarım, asfalt malzemesi ve içindeki çelik ile döküm işi gibi ayrıştırılıp ülke ekonomisine katkı sağlanıyor.

Daha önce denize deşarj edilip alan kazanmada cüruf kullanılmış.

Yaz yaklaşıyor ya.

Halil Posbıyık festival yapacak.

ERDEMİR’i bir yerden festivallerine sponsor olsun diye sıkıştıracak.

Şimdi Cüruf üzerinden yürüyor.

Sözüm ona hukukçu yol kesiyor.

Evde eşi hasta olan Kamyoncuya bunu yapıyor.

Emekçi evine gidemiyor ve hiçbir hak ta talep edemiyor.

Halil Ağa korkusuyla Çevre, Şehircilik ve İklim Müdürlüğü, Zabıta, Polis ve Jandarma ceza kesiyor.

Yolu kesene değil.

Ülke ekonomisine katkı sağlayanlara ceza yazıyor.

Nedeni o kadar basit ki.

Taş ocağı olan yeri adam kendi akrabalarına kızarak satıyor.

Sonra oraya taş ocağı ve beton santrali kuruluyor.

Kuranlar yöre insanı olunca kimsenin sesi çıkmıyor.

Aynı yeri dışarıdan –Türkiye’den- gelen yatırımcı alıyor. Yaptığı işin hiçbir yan etkisi yok.

Sadece Ülke ekonomisi için çok önemli olan cüruf ayrıştırma işini ERDEMİR adına yapıyor.

Nerdeyse gelen yatırımcı vatan hanini ilan edilmediği kaldı.

Nedeni aslında çok basit.

Halil Ağa, Festival için ERDEMİR’i  dürtecek, Köylü mevzu’u bilmiyor sözüm ona Çevreci hukukçu onları zengin edecek.

Ondan sonra debeşiyoruz.

Zonguldak’a neden yatırımcı gelmiyor diye.

Niye gelsin ki. Beyaz yakalılar. Sevgiyle kalın.