Sosyal medyaya bakıyorum. Herkes ruh sağlığı  uzmanı yada kişisel gelişimci. Biraz sakalı olan. konuşurken tonlama  yapabilen.  Birazda sesi mikrofonikse iş bitti. Vatandaş allame-i cihan.   Peki Sizi bir ışığa tutalım mı? Yaşamınızda hangi zorlukları aştınız? Kimin elinden tutup ayağa kaldırdınız? Kaç kere yürekten ağladınız? Kaç kere parasız, aç yattınız?  Gerçekten aşık oldunuz mu? Kaç kere ret edildiniz?  Kaç kere yenildiniz? Kaç kere yere düşüp ayağa kalktınız?  Kaç kere haksızlığa uğradınız? Ölümün nefesini ensenizde hissettiniz mi?  Kaç kere kandırıldınız? En sevdiklerinizi toprağa verdiniz mi?

Şimdi insanlara sahte bir gülücükle akıl verirken umarım aynaya bir kere daha bakarsınız.  Sezen AKSU bile problemi çözmüş ama sizin bir halt çözebildiğiniz yok.

Ne diyor şarkıda… 

“Acının insana kattığı değeri bilirim, küsemem
Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir”

Eğer yaşamınızda acıyı tatmadıysanız ve yeterince yaşamadıysanız..Kısaca pişmediyseniz. Kimseye akıl vermeye kalkmayın. Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksik olduğu gibi; acıdan geçmeyen insanda yeterince olgunlaşmamıştır…

Son olarak okuyucuya tavsiyem şudur.  Şimdi git  aynaya bak gördüğün insanı seviyormusun?  Yaşadığın acıların üstesinden geldin mi? Küçük de olsa kendi zaferlerini kazandın mı? Çoluğunu, çocugunu çevreni  mutlu ediyor musun? Senin kimsenin tavsiyesine ihtiyacın yok dostum.

Mutlu olmak istiyorsanız. Anlamlı bir yaşam sürdürmek zorundasınız. Anlamlı bir yaşam çevrenizde bulunan insanların mutluluğuna katkı sağlayarak olur. Sadece kendinizin menfaatini sağlayacak bir yaşam arayışı sizi mutlu etmez. Zaten böyle durumda yaşamın anlamından söz edilemez.

“Her insan önemli biri sayılmak    için uğraşır; ama bizim bütün  önemimizin  başkaları için  yaptığımız yararlı işlerden oluştuğunu görmemek yanılgıdan başka bir şey değildir”

Alfred ADLER( Yaşamın Anlam ve Amacı)