Ülkeyi, on beş yıldır, kesintisiz yöneten AKP’nin bizi sürüklediği uçurum büyük krizler yarattı ülkede… Ayrımsız herkes, büyük bir travma içinde…  Neyin değişeceğini bilmeden, militanca duygularla “Evet” bayrağı sallayanlar dâhil, herkes, geleceğe kuşkuyla bakıyor çünkü…  Yarın umudu tükenen insanların, günü kurtarmak için debelendiği bir bataklık halinde Türkiye… Başını bizzat Cumhurbaşkanı’nın çektiği muktedirler korosu, kendi gibi düşünmeyen herkesi, ötekileştirip hain ilan ediyor… Bu da herkesin birbirine diş bilediği kaotik bir ortam çıkarıyor ortaya… Açıklanan işsizlik, enflasyon rakamları, kur fiyatları, bizzat ekonomik krizin içinde olduğumuzu gösteriyor…
 
Yönetsel olduğu gibi siyasal alanda da büyük kriz var ülkede… Her türlü yasayı meclisten geçirebilecek gücü olduğu halde, OHAL kararnameleriyle ülkeyi zapturapt altına almaya çalışan AKP, hukuksuz uygulamalarla insanların yaşamını karartıyor… Kamudaki görevlerinden sorgusuz sualsiz atılanlar dâhil, pek çok insanın hayatında, kapanması mümkün olmayan yaralar açılıyor… Pişkinlikte de üstlerine yok doğrusu… Ülkeyi yönetilemez hale getiren kararları bizzat aldıkları halde, suçu, muhalefete yükleyip, “Allah affetsin” yüzsüzlüğüyle sorumluluktan kurtulmaya çalışıyor… Kabul ettikleri hataların da gereğini yapmayarak, pişkinliğin karekökünü koyuyor ortaya...
 
PİŞKİNLİĞİN BU KADARINA PES
Ülkeyi düşünmekten konuşamaz olduk ama AKP’nin kötü yönetimi, kentimiz için de sonuçlar çıkardı ortaya… Hepimiz biliyoruz ki, Zonguldak, Özallı yılları aratacak saldırılara muhatap oluyor… Çok uzun zamandır yatırımlardan yeterli pay alamıyor… Ulaşımda, sağlıkta, eğitimde, sporda gerilerden izlediği ülkede, pahalılıkta, birinciliği kimseye kaptırmıyor… Madenlerin kapatılmasıyla işsizlik çığ gibi büyürken, peş peşe açılan termik santrallerle doğası mahvediliyor… Komediye bakın, dünyanın en büyük havaalanlarından birini yapmakla övünen iktidarın başı, sis yüzünden inemediği Zonguldak havaalanı hakkında tek kelime etmiyor… Bu sessizlik, “Pişkinliğin bu kadarına da pes” dedirtiyor…
 
Genel Maden İşçileri Sendikası, hazırlığı son derece yetersiz, kurgusu kötü de olsa, “Her şey Zonguldak için” başlığı altında “arama konferansı” türünde bir çalışma yaptı tam da bu ortamda… Hazırlığı yetersizdi, bu çaptaki bir çalışmanın sözü olan herkesin konuştuğu toplantılar dizisi sonrası gerçekleştirilmesi gerekirdi çünkü… Kurgusu kötüydü, birikimden daha çok temsiliyet dikkate alınmıştı… Basına da yansıyan özet konuşmalar, bildik lafların bilinen kişilerce tekrarından başka bir şey içermiyordu… Moderatörlüğünü yapan BEÜ Öğretim Üyesi Ferdi Keskinoğlu birikimini yansıtma olanağı buldu mu bilmiyorum ama siyasetin sığlığı değil de bilimsel bakış başat kaygı olmalıydı…
 
GMİS, AKP İLE MÜCADELE ETMESİ GEREKTİĞİNİ ANLAMALI
Kabul etmek gerekiyor ki, GMİS, en önemli sivil toplum örgütü bu kentin; gerek tarihinde, gerekse sosyoekonomik yaşamında ciddi yeri var… Yıkım politikalarıyla havzayı tarumar eden AKP’lilerin, bu çaptaki bir örgütün çağrısını hiçe sayıp toplantıya katılmamasını anladım da, Vali Ali Kaban ve diğer yetkililere ne oluyor? Her yerde ifade edildiği gibi, kendilerini devletin değil de AKP’nin bürokratı sayıyorlar herhalde… Sormak hakkım: Kentsel politikaları neye göre belirliyor zatı muhteremler? Hangi bilgiye dayalı olarak kente yön veriyorlar? Katılımcılığı dışlayıp, “Ben karar veririm, herkes uygular, itiraz eden copu yer” diyen ceberut devlet anlayışından hiç vaz geçmeyecek mi bu ülke…
 
Sonuç bildirgesi neyse de, temsilciler meclisi baştan ölü doğmuş bence… İşe bakın listenin en başında, sorunları tartışmaya bile tenezzül etmeyen AKP’li vekillerin adı yazıyor… İyi biliyoruz ki, kendilerini Zonguldak’ın Ankara’daki değil, AKP’nin Zonguldak’taki temsilcisi sayıyor bu zatlar… Anımsatmak isterim GMİS’e: Kenti ayağa dikecek politikalar, AKP işbirliğiyle değil, onlara rağmen yaşama geçecek. AKP emek düşmanı bir parti ve kendisine oy vermiş olsa da, emek kentini, tehlikeli buluyor her zaman… Yok etmek, küçültmek için de elinden geleni yapıyor… Referandumdan başlayarak, bu yanlış politikaların hesabı sorulmazsa vay ki Zonguldak’ın haline… De, nerede, GMİS’te o yürek…