Eğer insandan insanlığını çıkarırsanız geriye ne kalır ki...

Son zamanlarda mafyatik diziler ve sosyal medya çılgınlığının da etkisiyle insanımıza bir haller oldu. Anasını babasını kesen, evladını öldüren, eşini biçip doğrayan, en ufak bir terslikte hiç acımadan, önüne geleni katleden sözde insanlar türedi etrafımızda, farkında mısınız?

Mürekkep yalamış cahillere okumuş cahil anlamında, cehl-i mürekkep denir. Bugün tam da okumuş cahiller çağını yaşıyoruz galiba. Hani eski çağlardaki cehalet dönemi gibi... En küçük bir sebepten öfke patlaması sonucu insanlar bir birini acımadan öldürüyor.

Dün ne yazık ki Kilimli'de evinin önünde kendi evladı tarafından silahla vurulan maden işçisi Yalçın Karadöngel'in hazin ölümüyle güne uyandık.

Büyütüp beslediğiniz, yemeyip yedirdiğiniz, giymeyip giydirdiğiniz, 'aman hasta olmasın' diye üstüne titrediğiniz biricik yavrunuzun elinden ölmek...

Allah kimsenin başına vermesin.

Baba katilinin 18 yaşında olması, hassas bir yaşta bulunması ve belki de son yıllarda mantar gibi türeyen mafya dizilerinin bilinçaltı etkisiyle sırf arabayı vermedi diye babasını vurması çok trajik bir olay. Benzer vakaların günden güne artması; toplumsal bir cinnet halini göstermesi yanında, popüler kültürün empoze ettiği bir ÇUKUR'a düşme halinin de ifadesidir. 

Umarım çok esaslı bir rehabilitasyondan geçerek bu badireleri atlatırız.

Merhuma Allah'tan rahmet, ailesi ve yakınlarına sabır diliyorum.

Baba katili deyince, Necip Fazıl Kısakürek'in şu dizeleri, yüreğime bir ok gibi saplandı yine:

"Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta!

Baba katiliyle baban bir safta!

Bir de, geri adam, boynunda yafta...

Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!

Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim"

ALLAH BİR DAHA YAŞATMASIN!

Bugün, Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un kaleme aldığı İstiklâl Marşımızın TBMM'de kabul edilişinin 100. yıldönümü. Bir asır geçse de sanki dün yaşanmış gibi acısı ve gururu yüreğimizde, taptaze...

Nasıl unutabiliriz ki;

Arkadaş Yurduma alçakları uğratma sakın;

Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın!

ikazıyla modern kılıklı emperyalist çakal sürüsüne Anadolu'yu dar eden şanlı ecdadımızın kanıyla suladığı aziz vatan topraklarının üstünde gezerken;

Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı!

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır atanı;

Verme, dünyâları alsan da, bu cennet vatanı!

şiirleriyle büyüdük biz.

Bütün şehit ve gazilerimizin ruhları şad olsun...

EKMEĞE ZAM KONUSU

Ekmek zammının mahkemeden dönmesinin ardından yeni gelişmeler yaşanıyor. Esnaf Odaları Birliği Başkanı Muharrem Coşkun, ekmeğin 230 grama çıkarılarak 2 TL olmasını teklif etti.

Bu teklifin kamuoyunda makul(kabul edilebilir) karşılandığını söyleyemeyiz.

Halihazırda 200 gram ekmek 1,5 liradan satılıyordu. Zaten bir yıl önce ekmeğin gramajı yeterince düşürülmüş, halk da bunu kabullenmişti.

Sayın Valimize ve Sayın Coşkun'a çağrımızdır ki;

Ekmek, aynı gramajda kalsın ve illa zam yapılması gerekiyorsa 1,75 TL olsun.

Yani 30 gram artırarak 50 kuruş zam yapmak yerine, gramaja dokunmadan sadece 25 kuruş zam uygulamak; hem esnaf hem de vatandaşın işine daha çok gelir.

Dileğimiz odur ki, orta yol bulunsun ve bu film mutlu sonla bitsin.

Sağlıcakla kalın...