Bu haftaki köşe yazımda sadece bir Temel fıkrası anlatacağım. Bu benim belki en kısa köşe yazım olacak ama sanırım en anlamlısı olacak.
Buyurun okuyun…
 Temel bir gün 8-10 yaşlarındaki torununu kucağına almış; Kore savaşlarındaki kahramanlıklarını anlatıyordu. Torun da meraklanmış büyük bir dikkatle dedesini dinliyordu.
Temel anlattı;
Bir gün bizim bölük büyük bir Çin ordusuyla çetin bir savaşa tutuşmuş, kahramanca çarpışıyordu. Fakat Çin ordusu o kadar kalabalıktı ki baş edemedik ve sonunda maalesef esir düştük.
Çinli komutan bizi bir araya topladı ve bize şöyle dedi:
 ''Aslında hepinizi öldürmemiz gerekiyor. Ama size bir seçenek daha sunuyoruz. Buna 'evet' derseniz hayatınızı bağışlayacağız.'' 
''Bu seçenek nedir?'' diye sorduğumuzda;
 ''Hepinize tecavüz edeceğiz!'' dedi.
Biz buna itiraz edince de, ''Valla siz bilirsiniz. Aranızda referandum yapın. 'Evet' derseniz hayatınız kurtulur. Hayır derseniz ölürsünüz. Tercih sizin!'' dedi.
Bu arada, dedesini dikkatle dinleyen torun heyecanlanarak; ''Sonra ne oldu dede?'' deyince; kırdığı potun ancak farkına varan Temel; ''Eee, ne olsun; hepimiz öldük!'' diye kekeleyerek gafını düzeltmeye çalıştı.
Ama nafile!
Zamane torunu anlayacağını anlamıştı!
Fıkra bu! Ne diyelim?
Allah kimseyi Çinli komutanın korkutarak ''Evet'' dedirttiği Temel ve Temel gibilerin durumuna düşürmesin!