Ereğli Demir-Çelik Fabrikalarının üretimden doğan cüruf milli mesele haline geldi.

ERDEMİR yıllarca bu cürufu denize boşaltarak alan kazandı ve fabrika içinde fabrikalar yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Karadeniz’in önemli projelerinden birisi olarak gösterilen Tersaneler bölgesi ERDEMİR’in cüruflarıyla denize dolgu yapılarak kazanılan alana yapıldı.

Erdemir’in daha önce para etmeyen cürufu şimdi kıymete bindi.

Bindiğiyle kalmadı.

Şimdi Erdemir cürufu para ile satıyor.

Bizim sözüm ona çevreciler ayaklandı.

Cüruf doğaya,insan sağlığına, çevreye ve denizlere zararlı diye.

Erdemir denize döküp milyonlarca metre karelik alan kazanırken siz neredeydiniz?

Tersaneler bölgesine bu cüruf dökülürken neredeydiniz?

Çevrecisiniz ya.

Halbuki topraktan gelen bir ham madde bu.

Doğada var olan cevher işleniyor. Atığı çevreye nasıl zarar verebilir ki.

Mantık kurallarına aykırı.

MTA Genel Müdürlüğünden emekli bir Maden Mühendisi ağabey anlatıyor.

Ve anlattıkları akıllara durgunluk verecek boyutta.

Ne diyor biliyor musunuz?

“Türkiye’nin kendi içinde ki hainleri bitmediği sürece bu memleket kalkınamaz. Biz Mühendissiz dünyayı da biliyoruz. Hangi madenin nelere yol açabileceğini çok iyi biliyoruz. Topraktan alınan cevher işleniyor. Atığı da ayrı bir cevher. İçindeki metal ve diğer unsurları ayrıştırılıyor ve karayolları altyapı yapımında, çimento fabrikalarından ve ayrıştırılan cevherde yine geri dönüşüm ile fabrikalara veriliyor. Milli ekonomiye önemli katkı sağlıyor. Cüruf asla ve asla çevre,insan sağlığı ve doğaya hiçbir zarar vermez. Az bir mühendislik bilgisi olan bilir bunu. Ancak, her yöremizde olduğu gibi seçilmiş ajanlar, seçilmiş paralı askerler bulunuyor ve vatanlarına ihanet ediyorlar” dedi.

Teknik olarak da bunları anlattı.

Şunu biliyorum.

Sinop’ta Vestel Grubu nükleer santral kuracaktı.

Simge karşı görüşlü bir çocuk bulundu.

Aklı baki.

Eylemin simgesi oldu. Ve ona inanılmaz paralar aktarıldı.

Sonra ne mi oldu?

O bu defa saf değiştirdi?

Ve benim Çaycuma’da ki evimde altı ay boyunca –saklandı- kaldı.

Yani bir çocuk kullanıldı.

Ereğli’de de yaşanan bu.

Hiçbir teknik donanımı olmayan kişilerce çevreye, doğaya ve denize zarar verdiğini söylemeye başlamalarına yol açtı. 

Düşünün siz hukukçusunuz ve hukukun üstünlüğünü savunuyorsunuz?

Bir kamyonun önünü illegal bir şekilde eşinizle birlikte cüruf taşıyor diye kesiyorsunuz?

Bu yetki ve bu hakkı size kim verdi.

Hukukçu, Hukuksuzluk yapabilir mi?

Devletin yerine kendini koyabilir mi?

Karadeniz Ereğli’de Avukatlık yapan Pembe Mine Yılmaz ve eşi Çetin Yılmaz’dan bahsediyorum.

Kamyoncu hangi firmaya bağlı olursa olsun bir emekçi.

Onun aracının önünü kesmek hukuk dilinde cebir ve tehdit anlamına geliyor.

Gerçi Pembe hanım daha iyisini bilir.

Sözüm ona çevrecisiniz ya; Önce bu işi bilen TMMOB’dan yada MTA’dan önce görüş istemelisiniz.

Sonra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından görüş istersiniz.

Ondan sonra eylem koyarsınız?

Siz legal yolları göz ardı ederek illegal yola başvurmuşsunuz?

Soruyorum size; Siz Savcı mısınız, Siz Hakim misiniz, Siz Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü müsünüz, Siz Emniyet Müdürü müsünüz, Siz Jandarma Komutanı mısınız, Siz Belediye Başkanı mısınız, Siz Kaymakam mısınız, Siz Vali misiniz?

Siz kimsiniz?

Bir aracı durdurma hakkını ve hukukunu nerden alıyorsunuz?

Eylem başkadır. Bu resmen cebir ve tehdittir.

Sanırım bir beklentileriniz var.

Bu kadar sosyal medyalar dahil olmak üzere karı-koca sallamışsınız ya.

Bu Çarşı her şeye karşı mantığı gibi olmuş?

Bilimsel bir dayanağınız yokken ne, kim veya neler adına eylem yapıyorsunuz.

Çevreyi Ereğli’de kirleten onlarca firmaya dikilmiyorsunuz?

Hadi dikilinde bende sizi taktir edeyim.

Zonguldak’a nende yatırımcı gelmiyor biliyor musunuz?

İşte sizin kafanızda olanlar yada satılmış kişiler yüzünden.

Heyelanla iç içe yaşayan bu yüzden de karayolları bozulan bir ilden bahsediyoruz.

Bu cüruf ise o yolların bozulmasını engelleyecek ve çimento fabrikalarına ham madde ve de daha önemlisi geri dönüşümle –ki dövize-  inanılmaz ihtiyaç duyduğumuz şu dönemde ekonomiye artı değer kazandıran işler.

O yapmış, bu yapmış, onun önemi yok.

Ticaret yapan insanlar, İşçi çalıştırıyor doğal olarak da para kazanacak.

Belediyeler ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü sizin gibi yatırımcının önünü kesenlerin tepkileri üzerine hemen olayı taca atıyor.

Siz de onlardan aldığınız güçle eşkıyalık yapıyorsunuz?

Bu kadar duyarlısını ya.

Gelin termik santraller sizi de etkiliyor.

Bir eyleminizi göreyim.

Sizin derdiniz başka.

Sevgiyle kalın.