Artık iş sahibi olmak için tek dil yetmiyor. İşveren birkaç dil bilen eleman tercih ediyor. Ve artık İngilizce Almanca gibi lisanlar da out. Özellikle turizm sektöründe Arapça, İsrailce, İspanyolca, Rusça gibi ülkede çok az kişinin konuştuğu dilleri konuşanlar tercih ediliyor. Küreselleşen dünyanın en önemli gerçeği anadil dışında yeni bir dilin zorunlu olduğudur. Sınırların giderek flulaştığı günümüzde farklı milletlerden insanları ortak bir noktada buluşturan en önemli enstrüman dildir. Üstelik yeni kültürler tanımak, uluslararası kariyer fırsatları yakalamak ve ülke sınırlarını değil insanın kendi içindeki sınırları aşmak için dil özellikle de İngilizce önemli bir belirleyicidir. Hatta artık birçok insan İngilizce öğrenirken ikinci bir dili de öğrenmektedir.
Peki, bu mümkün mü? Kişinin bir dil öğrenirken ikinci dili öğrenmesi kolay mıdır yoksa dezavantajları var mı? 
Dil öğrenmek zor gibi görünse de doğru adımlar izlendiğinde kolaylıkla yapılabilecek bir aktivitedir. Her ne kadar kulağa oldukça güç gelse de aynı anda iki dil öğrenmek de mümkündür. Ancak birçok kişi zamanı doğru optimize edemediği ve efektif metotlar yerine pasif bir öğrenme süreci geçirdiği için çok büyük vakit kaybı yaşar. Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta öğrenilecek dillerin hangi dil ailesine mensup olduğudur. Birbirinden bağımsız dil yapısına sahip lisanları öğrenmek yerine benzer gramer kodlarına sahip dilleri öğrenmek hem kişiye zaman kazandıracaktır hem de benzer özellikler sayesinde herhangi bir kafa karışıklığına sebep olmayacaktır.
Eğer öğrenmek için aklınızda iki dil varsa ve daha önce hiç bilmediğiniz bir gramer yapısına sahipse biraz daha çalışmakta yarar var. Bu konuda yapılan araştırmalar gösteriyor ki, öğrenilen dillerden birinde belli bir seviyede olmak diğer dili öğrenmeyi kolaylaştırıyor. Özellikle de aynı dil ailesine sahip lisanlar ise daha önceden öğrenilen birçok bilgi, yeni öğrenilen dilde kişinin işini kolaylaştırıyor.
Dil öğrenmek ciddi bir süreçtir ve disiplin ister. İki dili aynı anda öğrenmek ise çok daha zaman ve emek gerektireceğinden planlı olmak şarttır. Bu noktada öncelikli bir dil belirlenmeli ve her dile ne kadar vakit ayrılacağı daha önceden belirlenmelidir.

Kesinlikle kişi kendini disipline etmeli, motomot olmasa da esnek yönleri olan bir yol haritası belirlemelidir. Planlar haftalık yapılmalı, eksikliklere göre güncellenmelidir.
Çoğu kişi dil kurslarına gidiyor ancak eli boş dönüyor.

Ancak doğru metotları kullanan, beynin öğrenme sürecini, kendi yöntemlerine entegre eden profesyonel bir destek, iki dil öğrenirken oldukça kolaylık sağlayacaktır. Bu destek de genelde uzman dil kurslarında bulunabiliyor.