Memleket zifiri karanlıklar içinden geçiyor. İzlediniz siz de Başefendi’nin damadı da olan bir bakan, delibozuk bir Türkçe ile sosyal medya üzerinden istifasını açıkladı. Hazine’nin de başında olan zatın istifa haberini duyanlar ana akım haber kanallarından teyit etmeye çalıştı. Muhalif basından uluslararası ajanslara her mecrada yer bulan haberi, buralarda göremeyenler, doğal olarak kuşkuya kapıldı. Her gazeteye manşet olacak önemdeki haberin oralarda olmaması epey tuhaftı çünkü…
 
Güler misin ağlar mısın, istifayı görmezden gelen yandaş medya, kurlarda o gün yaşanan gevşemeyi bir gün önce yapılan Merkez Bankası Başkanı değişikliğine bağladı. Doların nasıl tuş edildiği yeni başkana methiyeler düzülerek anlatıldı ekranlarda. İktidar partisinin sözcüsü akşam vakti geçtiği kameraların karşısında, istifayla ilgili soruyu, “Takdir Cumhurbaşkanı’nın” diyerek geçiştirdi. “Kuşa bak” der gibi, hafta sonu kapalı Maraş’ta yapılacak pikniği anlattı sonra da…
 
EGEMEN BLOKTAKİ ÇATIRDAMA AİLE ARASINA KADAR SIÇRADI
İddialara göre, karanlık mahfillerde kıran kırana pazarlıklar, kavgalar yapıldı, tehditler savruldu. Düğümse 27 saat sonra çözülebildi ancak. Başefendi iletişim müdürü aracılığıyla yaptığı açıklamada “Görevden affını isteyen bakanın talebini kabul ettim” dedi. Egemenliğin, sözde, “kayıtsız şartsız” millette olduğu bir ülkede kurulan bu kibirli dil, birkaç cılız ses dışında hiç tepki çekmedi. Nihayet dili çözülen ana akım medya, utanmadı, haberi, “istifa” değil de, ihsan buyurulan “af” üzerinden verdi.
 
Hiç lafı dolandırmadan söyleyeyim, damadın istifasını büyük bir keyifle karşıladım. Yok, hayır ekonomi politikalarının değişip, memleketin düze çıkacağı fikrinden gelmiyor keyfim. Hanedan görüntüsü yaratan bir ayıbın ortadan kalkması çok iyi oldu bence. Dahası egemen bloktaki çatırdama aile arasına kadar sıçradı. Bu da toplumsal muhalefet için yeni olanaklar demekti elbette. Ama bir bakanın istifasını bile duyurmaktan aciz kaldığı derin karanlık da ürküttü açıkçası…
 
BİR BAKAN SIRLARA BÜRÜNEREK İSTİFA EDEMEZ
Bu nasıl iş yahu? Devletin koskoca(!) bakanı, bürokratlarına doğru düzgün bir istifa metni yazdırıp, ilgili yere iletecek kanal bulamıyor da, kafa göz yaran bir Türkçe ile kendi yazıp, sosyal medya üzerinden yayımlıyor. Herkes gibi kendisi de derin bir sessizliğe bürünüyor ardından da. Hiç abartısız söylüyorum, bu ancak muz cumhuriyetlerinde görülebilecek bir garabettir. Hiçbir demokratik ülkede bir bakan sırlara bürünerek istifa edemez çünkü. Kamuoyuna doyurucu bilgi vermek görevidir ayrıca…
 
Ya Başefendi’nin, “Akıllı ol yoksa ekonomini mahvederim” uyarısı yapıp, “Seni arayacağım” geyiğiyle biten bir mektup yazan ABD’nin eski Başkan Trump’a, Türk-ABD ilişkilerine görevi sırasında yaptığı katkılar nedeniyle teşekkür etmesine ne demeli? Bazı aklıevveller “Diplomatik dil” diyerek bizi kandırmaya çalışıyor. Gülemiyorum bile. Komedi mi, yoksa trajedi mi olduğuna karar veremediğim bu davranışlar yüzünden, ülkenin geleceğini düşünüp gerim gerim geriliyorum çünkü…