Kovid-19 pandemisiyle mücadele eden ulus devletler, diğer taraftan da yaklaşmakta olanın ne olduğunu anlama – anlamlandırma çabasındalar. Kalkış yapacak bir trenin geç kalan yolcusu olmama telaşıyla,  “yeni normal”  ve insan hayatının bu yeniye uyumu tartışmaları hali hazırda devam etmekte…
          Hiç bir şeyin eskisi gibi ol(a)mayacağı yönünde telkinlerle toplumlar bir sonraki sürece hazırlanıyor. Pandemi sonrasında “yeni normalin” ne olacağı ya da ne olması gerektiği tartışmaları devam ede dursun dün ile bugün arasında bu anlamıyla ciddi bir farkın olması muhtemel…
           İnsanların “Evde kal Türkiye!“ çağrılarına zorda olsa karşılık verdiği bu süre zarfında baskılanan eski alışkanlıkları ve davranışları yasakların kalkması ile bir süre daha devam edeceği görünse de bu durumun kısa sürüp yeni davranış örüntülerine yerini bırakacağı aşikâr. Tam da bu noktada yeni bir sürecin insan davranışları ile şekillenmeye başlayacağını söylemek pek ala mümkün.
          Yasakların kalkması ile “yeniden tarif“ edilecek insan davranışlarında (selamlaşma, misafirliğe gitme, küçükleri sevme, büyüklerin ellerini öpme vs. ) ve insanların yeniden sosyalleşme biçimlerinde bir takım değişiklikler olacaktır. Bunların yanı sıra satın alma – tüketme alışkanlıklarında da ciddi değişiklikler yaşanacaktır. Tam da bu noktada Dijital – mobil - sanal platformların insan hayatına monte olma çabalarının yerine, hızla bir zorunluluk olarak hayatımıza gireceğine tanıklık edeceğiz.
         Pandeminin ;“İnsanoğlunun bir ötekinin varlığı ile şekillenen hayatının,  kendi başınayken ne kadar zor ve anlamsız olduğunu anlamasına da vesile oldu“, desek yanlış söylemiş olmayız. Ama bu durum bundan sonra fiziksel olarak daha çok bir arada olma şeklinde bir sonuçtan çok, sosyal paylaşım sitelerinin daha çok insan tarafından daha çok kullanılması ile sonuçlanacaktır.
           İnsanların mobil uygulamalarla basit market ihtiyaçları da dâhil olmak üzere (güvenlik-konfor alanını terk etmeden ) ihtiyaçlarının birçoğunu bu şekilde gerçekleştirebildiklerine tanıklık ettik. Pandemi öncesinde farklı bir girişim olarak göze pek çarpmayan bu tür mobil uygulamaların bundan sonraki süreçte gelişerek bir sektör haline geleceğini söyleyebiliriz. Bu şekilde “uzaktan“ yapılan satın alma biçimi salgın öncesinde olduğu gibi salgın sonrasında da artarak temel satın alma biçimine dönüşecektir. Fiziksel temasın en az olduğu ve sosyal mesafenin olabildiğince korunması gerektiği bir sürecin bence başındayız.(Sanırım sosyal-kültürel alışkanlıklarda ancak böylesine travmalar sonrasında sorgulanabilir ya da değişebilir)
     Birçok şeyin sanal-mobil biçimde gerçekleşeceği gerçeğine doğru hızla gittiğimiz bir geleceğin dünden daha yakın olduğunu söyleyebiliriz. Paranın üzerinde taşıdığı virüs-mikrop gerçeği bir şekilde fiziki paranın yerini alması beklenen kripto paraların (sanal-özel şifrelenmiş fiziki olmayan para) daha çok konuşulmasına neden olacaktır.
      Bu süreç, yaşadığımız çağın ve yakın geleceğin en önemli meslekleri olan “Yazılımcı-Yazılım Mühendisliği –Bilişim Uzmanı’’ gibi meslekleri çok daha popüler ve olmazsa olmaz meslekler sınıfına sokacaktır. Hatta daha iddialı biçimiyle ifade edersek; uluslararası ticaretin aynı zamanda rekabetin uzun dönemde en temel kalemlerinde birinin “Yazılım ve Programlama“ olacağına kesin gözüyle bakabiliriz. Ülkelerin basit hammadde ya da emekle şekillenmiş metalar yerine yazılım ithalatının ve ihracatının ekonomilerinde önemli bir yer teşkil edeceğini söyleyebiliriz. Bu noktada Ekonomi Bakanı Berat ALBAYRAK ‘ın “1 milyon Yazılımcı“  çıkışı da sürecin zaruret halinin ve aciliyetinin ifadesi şeklinde de okunabilir. Ama bu durum söylem yerine daha çok, eğitimde bu yönüyle atılacak ciddi adımlarla gerçekleşebilecektir.
Toplumların tüm davranışlarının “BİG DATA“ ile dijitalleşeceği, yapay zeka ile şekilleneceği bir sürecin katalizörü, kovid 19 olacaktır. Yeni Dünya düzenine ya da yeni bir çağın başlangıcına bu sancılı doğumla tanıklık etmekteyiz.
Not: Bir sonraki yazımızın konusu “Kovid-19 pandemisi sonrası ülkemizde ve dünyada eğitimde yeni dönem“  olacaktır.