Doğu Karaoğuz’un kentimizin yetiştirdiği en değerli yazarlardan olan Kemal Uluser’in hayatını anlattığı “Rüzgârın Getirdiği” adlı son kitabı, kitapçı raflarındaki yerini aldı.

 

Yazar Doğu Karaoğuz, kent tarihi açısından çok değerli bilgiler içeren kitapları yayımlamaya devam ediyor. İlk çıkardığı “Kuvvay-ı Milliye Ruhuyla Bir Ömür”de Zonguldak’ın ilk gazetesini çıkaran, babasıTahir Akın Karauğuz’un hayatını anlatanKaraoğuz, ardından“Karaelmas’ın İlk Madencileri” adlı bir kitap daha yayımladı. Bu kitapta anlatılan Zonguldak’ın ilk Müslüman madencileri Ahmet Ali ile Edhem Ağaların hikâyesiydi. Karaoğuz, bu kez, Kemal Uluser’in hayatını ele aldığı “Rüzgârın Getirdiği” adlı kitapla okurun karşısına çıktı. Uluser, kentimizin simge isimleri Muzaffer Tayyip Uslu ile Rüştü Onur’un en yakın arkadaşıydı. 200 sayfalık kitap TMMOB Petrol Mühendisleri Odası yayını olarak çıktı. Aynı zamanda, ülkenin ilk petrol mühendislerinden olanKaraoğuz, kitapta kamuoyunun ilk kez karşılaşacağı pek çok yeni bilgi ve fotoğrafa yer vererek, belgesel niteliği de kazandırmış. Kitabı zenginleştiren bir diğer etmen de,Uluser’in, Karaoğuz’unAmasra’da yaşayan anne tarafından akrabalarına bir komşu evde büyümüş olması. Karaoğuz, babasının anlatımları kadar, zamanın tanığı olan akrabalarının tanıklıklarından da yararlanırken, yine anne tarafından hısımlığı bulunan ünlü tarihçi Necdet Sakaoğlu’nun derlediği bilgilere de yer veriyor.

 

BENİ OKUT

Kemal Uluser Kastamonulu bir babanın oğlu olarak 1915’te Amasra’da doğuyor. Önce babası, sonra annesi vefat edince, ninesi tarafından bin bir zorlukla büyütülüyor. İlk mektebi Amasra’da okuyan Uluser, ortaokulu kendilerine en yakın olan Zonguldak’ta, akrabalarının yanında okuyor. Liseye ise Atatürk’ün yardımlarıyla gidebiliyor ancak. Okumaya çok meraklı olan Uluser, Atatürk’e bir mektup yazarak,kendisini okutmasını istiyor. Mektuba kayıtsız kalmayan Atatürk, Milli Eğitim Bakanlığına talimat vererek Kastamonu Lisesi’ne kaydolmasını sağlıyor. Uluser burada kendisi gibi yatılı okuyan Rüştü Onur ile tanışıyor. Mezuniyetinin ardındanbir süre Ereğli Kömürleri İşletmesinde çalışıyor. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümüne giriyor. Yoksulluk nedeniyle zaman zaman eğitimine ara verip Amasra’ya dönüyor. Bu arada tıpkı Rüştü ile Muzaffer gibi ince hastalığa yakalanıyor. 3 Kasım1944’de okulunu bitiremeden vefat eden Kemal Uluser, arkadaşlarının ve bazı hocalarının katıldığı bir grup tarafından Merkezefendi Mezarlığında toprağa veriliyor.

 

İMKÂNSIZ AŞK

Kitabın belki de en özgün yanını Amasra’nın en zengin ailesinin kızı Seba ile yaşadığı platonik aşkın ilk kez bu kadar geniş bir şekilde anlatılması oluşturuyor. İmkânsız bir aşkın peşinde koşan Uluser, ülkenin en yoksul günlerinin en yoksul insanlarından biri olmanın yanına bir de bu marazi tutkuya ekleyince ince hastalık denen illete yakalanması kaçınılmaz oluyor. Kitap ayrıca 1900’lü yılların başından ilk yarısına kadar geçen zamanın bir panoramasını da verirken, o yılların Zonguldak’ıyla Amasra’sının havasını da solutuyor. Rüştü ile Muzaffer’le olan arkadaşlıklarını anlatan bölümlerdeyse, edebiyat denen o büyülü dünyanın, aslında, nasıl da çileli bir yolculuk olduğunu ince ince işliyor. Doğu Karaoğuz, “Kastamonulu bir babayla Amasralı bir ananın oğlu olan, Amasra’da doğup büyüyen, Zonguldak’ta yetişen, daha doğrusu kendini yetiştiren ve kısa süren ömrüne çok şeyler sığdıran gencecik bir şair-yazarın kısa öyküsünü” anlatıyor. Okuyan her Zonguldaklıyı zenginleştirecek bu kitaptan dolayı kendisine teşekkür ediyoruz.(Meryem Demir)