1. 1980 ÖNCESİ MHP

MHP, 1969 yılında aktif siyasete katıldı. 1970’li yıllarda, daha çok silahlı sağ-sol çatışmaları ile gündeme geldi. Kurucuları, MHP’yi; “Atatürk Milliyetçiliğine”bağlı bir hareket olarak tanımlasalar da adı,iç siyasal çatışmalarda sıkça öne çıktı. Bu nedenle genel seçmen desteği % 6-% 7 arasında sınırlı kaldı.Gençlik yapılanması, Ülkü Ocakları üyesi gençlerle, CHP dışısol gençlik arasında yaşanan kanlı çatışmalar MHP’nin kitleselleşmesi önünde en büyük engeli oluşturdu.

1997’ye değin Devlet Bahçeli öncesi dönemde yapılan tüm Milletvekilliği seçimlerinde MHP’nin aldığı en yüksek oy oranı, % 8.17 ile 1995 seçimidir. Buna karşın MHP,birçok seçim sonucundaMeclise girmeyi ve koalisyon hükümetlerine ortak olmayı başardı.

2. DEVLET BAHÇELİ DÖNEMİ

1997’de MHP ideolojisinin mimarı ve doğal lideri Alpaslan Türkeş’in vefatı sonrası,Genel Başkanlığa Devlet Bahçeli seçildi. Bu Kurultayda Ülkücü Gençlik lideri Azmi Karamahmutoğlu, Tuğrul Türkeş yerine Bahçeli tercihine karşı; “İllegal eylem başlattığını” ilan etti ve yeni oluşan yönetime meydan okudu.

Bahçeli, Osmaniyeli Türkmen bir ailenin oğlu olarak doğmuştu. 1987-1997 yılları arasında MHP yönetiminde etkin görevlerde bulundu.Parti içi imajı ve kadroları yenileştirerek işe başladı. Bahçeli öncesi MHP içinde, 1970’li yıllarda yaşanan kanlı olaylara ek olarak; 1980 sonrasında, çek senet işlerine karışanbirçok kişinin adı ön plandaydı. Bahçeli, öncelikle bu kişilerin parti içi etkinliğini kırdı. Milliyetçilik üzerinden ranta yönelenlere karşı tutum aldı. Gerektiğinde üyelikleri sıfırlayarak bu tür ilişkilere bulaşanları ayıklayıpdizginlemeyi başardı. Bilimsel siyaset anlayışını öne çıkardı. Laik, Milliyetçi, Kemalist uzlaşmacı söyleme dayalı bir çizgi izledi. Yeni çizgiyiparti içinde egemen kılmayı başardı. Partiyeideolojik bağlılığını sürdürenler dışında, sıradan hane temsilcileri konumundakianne-babaların da desteğini almayı hedefleyen, barışçıl, temiz siyasete dayalı yeni bir imaj ve strateji geliştirdi.

MHP, yeni kadrolar ve yeni söylemlerle girdiği 1999 Genel Seçimlerde Mecliste, Ülkücü/Milliyetçi taban dışından köylü/kentli büyük bir seçmen kitlesininonay verdiği ikinci parti konumuna yükseldi. DSP, MHP, ANAP Koalisyon Hükümeti içinde ağırlıklı bir konuma sahip oldu. Parti, Bahçeli döneminde, merkez sağda büyük bir kitle partisidurumuna geldi.

Türkiye’nin en çalkantılı döneminde yapılan 2002 Genel Seçiminde, % 8.5’lik oranla baraj altında kalırken bile, önceki dönemlerde yapılan seçimlere göre, MHP tarihinde alınan en yüksek oy oranının üstünde kalmayı başardı. Sonraki tüm seçimlerde de, % 10 oybarajının üstünde bir destekle kitle partisi konumunu korudu.

Bahçeli; sokak eylemleri ve kanlı olaylara karşı aldığı tutumla, ülkede güvenle siyaset yapılabilen bir zemin oluşumuna büyük katkı sağladı. Döneminde, MHP adı uzun bir süreç boyunca, düşünsel/partisel nedenlere dayalı kanlı olaylarla anılmadı. Seçmen, yakınlarının okullara, fabrikalaragüven içinde gidip gelmesini önemli bir kazanım olarak gördü. İç siyasal barış ortamının korunmasına katkı sağlayan Devlet Bahçeli ve ekibini onaylayarak ödüllendirdi.

3. BAHÇELİ’YE MUHALEFET

Genel siyasette elde edilen olumlu gelişmelere karşın, MHP hareketi içinde, belirli çevreler baştan beriDevlet Bahçeli karşıtıbir kampanya yürüttüler. Ülkede yaşanan terör sürecinde, Bahçeli’nin üniversitelerde ve sokaklarda “Milliyetçi” tepki ve refleksi engellediği iddiaları hiç gündemden düşürülmedi. Eski Ülkücü Hareket içinde önemligörevler üstlenen; Bahçeli döneminde ise kıyıda köşede bırakılan aktörlerin, MHP’nin başına yeni lider arayışları hep gündemde tutuldu. Bu gerekçelerle 2003 Kurultayında, eski ülkücü hareket içinden Genel Başkan adayı olarak çıkarılan Koray Aydın karşısında seçimi kazanan Bahçeli oldu.

Günümüzde Bahçeli karşıtı kampanya içine, MHP’deki muhalifler dışında,birçok siyasal parti ve örgütsel gruplar ile bu grupların seçmen tabanları ve büyük sermaye çevreleri de çekilmiş durumda. 20015 Haziran ve Kasım seçimleri sonuçları değerlendirilerek MHP tabanı dışarıdan kuşatılmaktadır. 20016’da Haziran veya Temmuz aylarında yapılması olası Kurultaya açıktan taraf olan MHP dışı kesimler düşlenmektedir ki, Bahçeli MHP’nin başından giderse AKP tek başına iktidar konumunu yitirecek. Ancak, MHP’deki çalkantılı dönemi yakından izleyen ve kendi yararına değerlendirenlerin başında AKP var.

4. MERAL AKŞENER HAREKETİ

Meral Akşener, 12 Eylül 1980 öncesi dönemde, MHP Kocaeli İl Başkanlığı görevini yürüten Nihat Gürer’in kız kardeşi. İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü Öğrencisi iken Ülkü Ocakları’nın (ÜGD’nin) aktif üyelerinden birisi.

Siyasette, 1995 yılında Tansu Çillerdöneminde DYP Kadın Kolları Başkanı olarak sivrildi.Aralık 1995 seçimlerinde DYP Milletvekili oldu. İçişleri Bakanlığına getirildi. 1997 yılı nisan ayında, bir gece yarısı saat 03’te Emniyet Genel Müdürü Alaattin Yüksel’in kapısını kırarak makamını bastı, eşyalarını dışarı attı ve Emniyet Genel Müdürlüğü koltuğuna, döneminHakkari Emniyet Müdürü Kemal Çelik’i oturttu.   

Akşener, 2007 yılındaMHP Milletvekili oldu. 2015 Kasım seçimlerinde ise Bahçeli ekibi tarafından milletvekili adayı gösterilmedi.

5. MERAL AKŞENER’İN İKİ BAŞLI YOL HARİTASI

Meral Akşener, Devlet Bahçeli karşısında MHP Genel Başkan adayı. Yurt düzeyinde bütün illeri geziyor; önemli sivil toplum örgütleri ile görüşmeler yapıyor. Genel Başkanlık seçimlerinde oy kullanacak olan 1260 dolayında Kurultay Delegesi var. MHP’de genel başkan olabilecekgerekli sayıya ulaşmak için parti içi çalışmayı aşan bir kampanya yürütüyor. Sivil toplum örgütleri yanında kalabalık halk kitleleriyle buluşuyor.Basında ve yayında sürekli yer alarak genel seçmen kitlesini etkilemeye çalışıyor.

Bu sahneler siyaseti yakından izleyenler için yabancıdeğil.  Akşener’in izlediği yol, 2000 yılında FaziletPartisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan ekibinin karşısına genel başkan adayı olarak çıkarılan Abdullah Gül ve ekibinin parti içi başarı hedefini aşarak Anadolu seçmenine seslenişini anımsatıyor. AKP’nin kuruluşu öncesi, Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’e verilen Uluslararası sermaye/medya desteğini anımsatıyor.

2000’li yıllarda CHP’de Genel Başkan Deniz Baykal’a karşı bayrak açan, seçici Kurultay delegeleriyle görüşme yerine çıktığı yurt gezilerinde on binleri toplayan Mustafa Sarıgül ve ekibini anımsatıyor. Ve bu süreç sonunda Sarıgül’ün partileşmek üzere kurduğu TDH öncülüğünde CHP yaşanan kopuşları anımsatıyor.

Görünen o ki; Meral Hanım, iki başlı bir yolda ilerliyor. Her ilde, olası başarı sonrası çekirdek kadroya girme yarışında olan aktörler var yanında. Mevcut Parti yönetimi ile MHP tabanını zıtlaştıran bir çaba var ortada. MHP içindedaha fazlabaşarıyı dileyen Milliyetçi seçmenin önemli bölümüAkşener’in destekçisi konumunda. Ancak, Meral Akşener’in yol haritası iki başlı yürüyor. Eğer MHP Genel Başkanlığıkoltuğuna oturamazsa MHP’den koparacağı kitle ile birlikte ayrılarak yeni bir parti kuracağına hiç kuşku yok. Akşener’in yoluna bakıldığında görünen aslında büyük yol ayrımıdır.

6. MHP’DEKİ GELİŞMELERE GENEL SEÇMEN İLGİSİ

Toplum içinde, azımsanmayacak ölçüde var olan, AKP ve Tayyip Erdoğan karşıtı seçmen kitlesi, Meral Akşener’i MHP Genel Başkanlığı yarışında heyecanla desteklediği anlaşılıyor. MHP seçmenine ve yöneticilerine göze atıldığında, Akşener’e destek olanlar yanındaönemli bir bölümünün kaygılı vemedyatik çalışmalara kuşkuyla baktıkları gözleniyor.

CHP tabanı ve yöneticilerindeki Akşener ilgisi oldukça şaşırtıcı. Seçmen tabanındaAkşener ilgisi ve sempatisi en yaygın parti CHP.Birçok ilde elde edilen eğilime göre yönetici, üye ve seçmen konumundaki CHP’lilerin % 90 gibi büyük bir oranı MHP’deki gelişmelerle çok yakından ilgili. Akşener’e destek dorukta. Bu ilgi anlaşılabilir doğal nedenlere dayanıyor. CHP, AKP ve Tayyip Erdoğan karşıtlığınınen yaygın olduğu parti. Bu kitle, Devlet Bahçeli ekibinin, 7 Haziran 2015 seçimi sonrası; HDP, CHP, MHP koalisyonu içinde yer almayarak AKP’nin geri dönüşünde katkısının yüksek olduğu inancında.

Yine, AKP iktidarınca terör örgütükapsamına alınan, operasyona uğrayan, Gülen Cemaati üyeleri ve sermayesi; liberal sağda yeni lider ve baraj aşacak parti arayışında.AKP karşıtı liberal sağ kesim seçmen kitlesi büyük ilgi ile süreci izliyorlar. Onların dagönülleri Akşener’den yana. Ancak AKP’de hiç boş durmuyor.

7. MERAL AKŞENERLİ AYRI BİR PARTİ AKP YARARINA

Kuşkusuz ki, bu yazının hedefi Devlet Bahçeli’ye destek değil. Gelişmelere dışarıdan bakan siyasal bir değerlendirmedir. 

Meral Akşener’in MHP Genel Başkanlığı seçiminden mağlup ayrılması durumunda, daha merkezi sağ liberaltabanlı/tavanlı yeni bir parti durumunda önemli bir kitleninyeni partiye yönelebileceği düşünülebilir. İktidar dışı muhalefet, Akşener’in genel başkanlığında girilecek bir erken seçimde AKP’nin büyük oy kaybına uğrayacağı tezinde birleşmiş görünüyor.

AKP, CHP, MHP ve HDP’deki parti içi hoşnutsuzluklar değerlendirildiğindemuhalefet tabanından Akşener hareketine katılımın daha yüksek olacağı kestirilebilir. Buna karşın, tek başına iktidar olanağını elinde tutan AKP içinden çözülecek seçmen kitlesi, beklenen oranın çok altında kalacaktır. CHP tabanında görülen Meral Akşener ilgisi ve son dönemlerde AKP’ye karşı CHP’ye oy veren ANAP ve DYP kökenli sağ seçmen tabanı göz önüne alındığında; çekim merkezi olabilecek, adı MHP olmayan bir liberal sağ partinin, AKP’den tabanından daha çok CHP seçmenindendestek alması olasıdır.

Sonuç olarak AKP, beklentilerin aksine Akşenerli yeni oluşumdan en kazançlı çıkacak parti görünümündedir. Ülkücü/Milliyetçi seçmene ek olarak 1999 sonrası özellikle bölünme ve terör kaygısı nedeniyle MHP’ye oy veren önemli oranda ılımlı seçmen kitlesi var. MHP’yi gönüllü olarak destekleyen ideolojik seçmen kitlesinin de partiye olan umudu sarsılacaktır.

Son dönemde siyasal ve eylemsel olarak Milliyetçiliğe vurgu yapan AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan, MHP sürecini çok yakından izlemektedir. Ve süreci AKP lehine çevirmek üzere arayış içinde olduğu kesindir. İktidar gücüne ek olarak Cumhurbaşkanlığı örtülü ödeneğini operasyonel bir güç olarak elinde tutmaktadır. Daha çok MHP dışından estirilen rüzgara karşı yelken açılırsa kimin nereye savrulacağı bu günden kestirilemez. MHP, Saadet Partisi gibi önemli bir parçasını AKP’ye kaptırarak % 5-%6 oranlarına gerilemesi, tümüyle Meclis siyasetinin dışında kalması da olasılıklar arasındadır.

MHP dışında, Akşener liderliğinde yeni bir parti oluşumu, AK’nin yelkenlerini dolduracaktır. Külliye,Başkanlık/Partili Cumhurbaşkanlığı hayaline MHP üzerinden uzanma hesapları yapmaktadır. Bu heyecanla,  son günlerde sahnenin perde arkasında, hafifçe üfleyerek elini ovuşturduğu kesindir.