Torba yasalarla yürütülen politikamız ekonomik ve sosyal alanda işleri çığırından çıkartıyor. Vatandaş ve çalışanlar da gittikçe mağdur oluyor. Ağır enflasyon yükü altında ezilen çalışan kesimi gereken zamları da alamıyor. Eskiden kıdem tazminatıyla bir konut alabilen işçi artık böyle bir konutun bir odasına bile parası yetmiyor. Kredi almak durumunda kalıp bir de bankalara rezil oluyor…
Son torba yasa da böyle nedenlerle muhalefet tarafından beğenilmedi.
Eleştiri üstüne eleştiri geliyor.
Sistemimizin son partilerinden biri olan DEVA Partisi de şunları sıralıyor:
1. Kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeme süresi uzatılıyor. Ancak istihdam paketi, çalışanların sefalet ücreti karşılığında çalışmaya devam etmelerini öngörüyor.
2. Bu paket, daha yüksek ücretle farklı bir iş yerinde iş bulan çalışanlara hak ettiği tazminatlarını alarak geçiş hakkı tanımıyor.
3. Nitelik itibariyle belirsiz süreli olması gereken işlerde belirli süreli hizmet akdi yapılmasına izin veriliyor. Oysa hem yasalar hem de ILO sözleşmesi belirsiz süreli hizmet akitlerini esas alır. Bu düzenlemeyle birlikte çalışanlar, belirli süreli iş sözleşmesinin süresi dolduğunda kıdem ve ihbar tazminatı alamayacaktır. Biz, güvencesiz esnekliğe karşıyız.
4. Kısmi zamanlı çalışmayı kabul eden hizmet erbabına damga vergisi ve gelir vergisi stopajı istisnası getiriliyor. Çalışan için ödenen vergi ve SGK primlerinin bir nevi istihdam vergisi olduğu düşünüldüğünde, teşvikler iddia edildiği gibi çalışanlara değil işverenlere getiriliyor. Bu madde bir kişinin tam zamanlı yapacağı işi iki kısmi zamanlı çalışana yaptırmayı amaçlıyor. Böylece işsizlere iş bulamayan hükûmet, eldeki işleri ve bir maaşı birkaç kişiye paylaştırıp işsizliği azaltmaya çabalıyor. Bunun anlamı, zaten sefalet ücreti denebilecek düzeyde ücret alan çalışanların gelirlerinin daha da düşmesi demektir.
5. Teklife göre emekli olmak isteyen ve 10 günden az çalışan gençlerin primlerini kendilerinin ödemesi gerekiyor. Asgari ücretle çalışan bir gencin 10 günlük çalışmasının karşılığında alacağı ücret 981 TL’dir. Aynı genç emeklilik için prim ödemek isterse aldığı 981 Liranın 588 Lirasını emekli olabilmek için, 49 Lirasını da Genel Sağlık Sigortası primi için ayırmak zorundadır. Geriye geçinmesi için kendisine kalacak miktar 344 Liradır. Bu, hiç adil değildir.
6. Teklif, son bir yılda, istihdamda erkeklerin iki katı oranında azalan kadınlar için hiçbir özel düzenlemeler içermiyor. Kadınların cinsiyet rollerinden gelen sorumluluklarını dengeleyebilecek düzenlemeler ve destek paketleri uygulamaya alınmıyor.
7. Önceki varlık barışı uygulamalarında varlıklar üzerinden %1, %2 gibi oranlarda vergi alınırken, bu teklifte varlıklar üzerinden herhangi bir vergi alınmayacağı düzenleniyor. Yüksek oranda ÖTV ve KDV’nin yoksullar üzerinde oluşturduğu adaletsizlik ortadayken, yurt dışında bulunan ve vergi dışı varlıkların vergi ödenmeden ülkeye getirilmesi vergi adaletsizliğini daha da arttırıyor.
8. Maliye ve Hazine’den sorumlu bakanın Yeni Ekonomik Programı kamuoyuna açıklarken 2023 yılına kadar vergi ve prim affı olmayacak açıklamasının üzerinden bir ay geçmeden vergi affına gidilmesi iktidarın nasıl plansız, programsız ve günü birlik kararlarla ülkeyi yönettiğinin en açık ispatıdır.
Gördüğünüz gibi işimiz zor, bu hükümet başta kaldığı sürece de zor olmaya devam edecek…
Orta tabaka dahil asgari geçim düzeyinde ve fakirlik standartları kapsamında yaşayan vatandaşlar da ezilmeyi sürdürecekler.