Esnaf çocuğu olmam vesilesi ile henüz eğitim hayatına başlamadan “ – müşteri velinimettir” sözü karakterimize kazınmıştı.
Yıllar sonra lise ve üniversite stajları ve sonrasında sanayi yıllarında müşterinin neden velinimet olduğu ve neden velinimet olması gerektiğini de bizzat tecrübe ettim.
Kurumsal şirketlerde birebir müşteri ile teması olmayan ekiplerin belki de en büyük eksikliği müşteri kavramından kendilerini soyutlamış olması ve sanki yapılan işinde bir görevden ibaret olarak algılanmasıdır. Öyle zamanlar olur ki, kurum çalışanı için önemsiz bir ayrıntı; insana ve hatta duygulara dokunan küçük bir ayrıntı tekabül edebilir. Ve her şeyi değiştirebilir bu ayrıntı.
İstisnasız tüm ekiplerin odağında müşteri olması; birbiri ile daha fazla konuşan, daha fazla fikir alan, iletişimi daha yoğun ve üretkenliği tamamen memnuniyet üzerine olan ürünleri ortaya çıkaracaktır.
Hata ve memnuniyetsizlikler azalacağı gibi süreçler daha gerçekçi ve katma değeri yüksek geri dönüşler alınmasını sağlayacaktır.
Ancak özellikle belirtmek isterim ki bu bir günde kurumlara aşılanması zor bir süreç yönetimini de doğurmaktadır. Sürekli tekrarlayan eğitimler ve mümkün olduğunda tüm şirket çalışanlarına belli aralıklar ile müşteri deneyimlerini canlı olarak göstermek gerektirir.
Benim hem yakın çevrem ile paylaştığım hem de sıklıkla eğitimlerimde kullandığım ve akılda kalıcı bir mottom var. Yaptığım iş her ne olursa olsun bu işin müşterisi benim ailemden biri. Eşim,kardeşim,anne veya babam..
Müşteriyi ve memnuniyetini önemseyen bir kurum için bu motto zor olmasa gerek. Özellikle hizmet sektöründe işlem veya şikayet yönetimi birimleri için bu motto ile yaklaşım hap niteliğinde akılda kalıcı bir bilgidir.
Ürün kalite ölçümleme, reklam&pazarlamadan tutun Arge ekiplerine kadar hepsi için ortak dildir.
Odağımız Müşteri -3’de görüşmek üzere.