1996 Yılında SİT Alanı ilan edilen Fener Mahallesi, Doğal Sit Alanı’ndan çıkarılarak “Doğal Sit-Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanına” dönüştürülerek Fener’de yapılaşma kararı alındı.
Bu değişiklik 12.01.2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak itiraz süresi için bir ay süreyle askıya çıktı.
1996 yılında sit alanı ilan edildiği için Zonguldak’ın tek nefes alabileceği ve imar rantının, imar kirliliğinin yaşanmadığı Fener Mahallesi, alınan bu karar ile imara açılmış olacak.(Alev Uzunbbaş Z Haber Sitesi 21.01.2021)
Yukarıdaki metni okuyunca içim acıdı
           **
Pusula gazetesinde yayımlanan 7 Mayıs 2017 tarihli , “Yaşasın Vandallar” başlıklı yazımda Zonguldak’ta Vandalların yaptıklarını anlatırken, kara mizah tarzında şunu demişim:
“Sıra geldi en yağlı lokmaya;
Yıllardır “SİT, MİT” deyip elinizden, "halk nefes alıyor, piknik yapıyor, denizi seyrediyor" bahanesiyle Fener semtini elinizden kaçırdılar. Halkı da, SİT'i de sittir edin. İmara açın. A Tipi, B Tipi, Kilise (Hem de Müslüman mahallesinde), Yüksek Maden Mühendisi Lokali, Doktorlar Lokali, Deniz Kulübü ve Fener’deki bütün çınar ağaçlarını da unutmayın. Zaten hepsi eski(!), hepsini tıraşlayın. O şey kadar binalar yerine, gökdelenler, rezidanslar dikin. TTK Misafirhanesi, eski EKİ Genel Müdürlük binasını, karşısındaki EKİ’den kalan binaları unutmayın.
Ne kadar yeşil alan varsa betona boğun!”
 
Gün bugünmüş.
Vandallar unutmamış.
Önümüzdeki günlerde Fener için ne gibi imar değişiklikleri yapılmaya çalışılacak göreceğiz.
Oysaki bugüne kadar korundu, bozulmamaya çalışıldı.
1989-94 arası benim de bulunduğum, görev yaptığım Zonguldak Belediye Meclisinin bunda oldukça önemli katkısı var
 
Zamanın Valisi, rahmetli Nurettin Turan, bizzat Belediye Meclisine başkanlık yaparak, Fener’de otel yapmak için imar değişikliği istedi. O meclis, Fener’i vermediği gibi üstüne üstlük başlattığı çalışma ile Fener SİT kapsamına alındı. Bugün Fener hala yeşil kaldıysa, Zonguldak halkı orada nefes alıyorsa, devletin valisine direnebilen o dört farklı partiden oluşmuş “Delikanlı Meclis”e borçludur.
Keşke bugünkü meclis de direnebilse… Yeni bir delikanlılık sergilese…
Belediye Vandalizm’e esir olup KENTİN AKCİĞERİNİ parçalamaz.
 
Burası da yetmez deyip yeni yeşil alamlar yaratır.
Mesela Yeşilkent Sitesi ile Tahir Karaoğuz Sokak arasında kalan alanı kamulaştırır. Yeniden ağaçlandırır. Alandaki iki köşkten birini sanat merkezi diğerini kafe-restoran haline getirip Zonguldak halkının hizmetine sunar.
 
Peki bu değişiklikte ısrar ederlerse Zonguldak halkı ne eder?
Bilemem…
Ama size Ontemmuzlu, rahmetli Osman amcadan (Namıyla” Fazl’oğlu Osman”) bir anekdot anlatayım:
           ​
                                                                **
 
Osman Amca Ontemmuz Cami Derneği başkanı iken, meydan düzenlemesi sırasında camiye bitişik bir parça arsa ayırtır. Sağlık Ocağı ya da benzeri bir iş için gerekebilir diye düşünür. Başkanlığı bıraktıktan sonraki süreçte elektrik direkleri yenilenirken bu arsanın tam ortasına bir direk dikilir. Bunu gören Osman amca yeni başkana,
---Hacı, buraya bu direği niye diktirdin?
---Osman Bey, bize soran olmadı. Devlet yaptı. Ne diyecektik?
---Yahu Hacı laf mı bu? Diyelim ki devlet istedi hanımlarınızın entarisini, verecek misiniz?