Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Rektörlük seçimleri Mart ayında gerçekleşecek.

Aday adayları başvuru süreci başladı.

Başarısızlığı kanıtlanmış insan neden aynı göreve talipli olur onu anlamak mümkün değil.

BEÜ’de ki başarısızlık yeni başlamadı.

Tezgah 16 yıl önce FETÖ tarafından kuruldu…

Sonra itirafçı oldular yırttılar…

Kimi kastettiğimi herkes biliyor…

Kendiside çok iyi biliyor…

Şimdiki Milli Eğitim Bakanı o dönemki Rektör Mahmut Özer zamanında BEÜ’nün  çöküş süreci başladı.

İşin ehli olmayanlar önemli görevlere getirildi.

Başarılı ilim ve bilim adamlarına mobbing uygulandı.

Bir çoğu da baskılardan bıkıp usanıp istifa edip çekti gitti.

FETÖ Terör Örgütünün neredeyse en iyi örgütlendiği yer olmuştu BEÜ.

Eğitim kalitesi her geçen gün azalan BEÜ artık gençlerin tercih ettiği Üniversite olmaktan çıktı.

Tüm bu olumsuzluklar yaşanırken BEÜ’ye Siyasalcı Prof. Dr. Mustafa Çufalı atandı.

O öyle böyle değil her şeyi yüzüne gözüne bulaştırdı.

Mahmut Özer ile başlayan çöküşü adeta hızlandırdı.

Mahmut Özer döneminde ve sonrası Mustafa Çufalı döneminde özellikle Tıp Fakültesi Devlet Gelemen Çiftliği gibi yönetildi.

Doçent ve Profesör olmak için en uygun olan Üniversite oldu BEÜ.  

YÖK’e burada bir görev düşüyor. Mahmut Özer ve Mustafa Çufalı döneminde Doçent veya Profesör olanların tezlerini bir incelesinler.

Bir mercek altına alsınlar…

Ne garip bir ülkeyiz ki; Tez yazılım fiyatları bile internet sitelerinde var.

Mustafa Çufalı rektör olduktan sonra Tıp Fakültesi Hastanesinin başına Fizyoterapist  Prof. Dr. Şenay Özdolap'ı atadı.

BEÜ Tıp onun döneminde ve hala aspirin alamayacak duruma geldi.

Tıp fakültesi itibarsızlaştı ve piyasalarda hiç kimsenin mal vermediği kurum haline geldi.

Rektör Çufalı, Genel Sekreter Hayri Bulazar ve Özdolap’ın mobbing uygulamaları yüzünden başarılı tıp doktorları istifayı basıp çekip gitti.

Aynı uygulama maalesef değişmeden devam ediyor…

Öğrenci sayısı kalite ile birlikte düştü…

Çufalı göreve geldikten sonra şimdiki eski rektör MEB Mahmut Özer ile ters düştü.

Geçtiğimiz günlerde Bakan olduktan sonra –Cumhurbaşkanı gelecek diye- Özer ilk defa Zonguldak’a geldi.

Ziyaretlerinde 16 yıl görev yaptığı BEÜ’nün kapısından dahi geçmedi.

Özer’in memleketi Tokat’dan birisini Rektör yapmak için uğraştığı bize ulaşan bilgiler arasında.

İnşallah bulacağı kişi FETÖ itirafçısı falan filan değildir.

Gelelim Çufalı’ya…

Akademik kariyerleri iyi olan insanların başarısını kendi başarısı olarak göstermeye çalışmakla meşgul.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Maden merkezinde Maden Fakültesini öğrenciler neden tercih etmez…

Bu büyük bir utanç…

Bu bile onurlu insanın istifasını gerektirir.

Türkiye’de kömür madenlerimiz, termik santrallerimiz ve demir çelik fabrikalarımızla ZEHİR soluyoruz.

Doğal olarak ta kanser hastalarının Türkiye ortalamasında birinci ili Zonguldak. 

Ne demek Onkoloji servisi doktorsuzluktan kapalı.

Efendim biz ilana çıktık başvuran olmadı???

Olmaz…

Neden siz iyi ve kaliteli doktor istemiyorsunuz ki…

İyi hekime baskı yapıp istifa ettirene kadar uğraşıyorsunuz.

İyi hekim malzeme isteyince yok diyorsunuz…

Ama lükse gelince paraya hiç acımıyorsunuz.

Geçtiğimiz ay Zonguldak’ta 7’den 70’e herkesin sevdiği “Karga” lakaplı Hayrullah Tıfıl’ı kalp krizinden kaybettik.

Hayrettin’in ölümüyle ilgili Kulak Burun Boğaz Mütehassısı Opr. Dr. Kemal Yurtbay sosyal medya hesabından bir şüphesini açıkladı ve ölüm nedeni araştırılmalı dedi.

Çufalı ve onun işi bilmeyen ekibi bilmez ama Sayın Yurtbay onların poflarını arka çepinden çıkaracak kadar kaliteli, iyi ve bıçak parası ile işi olmayan hekimdir.

BEÜ Tıptaki ölümler bence hep şüphe getirecektir.

Cumhuriyet Savcılarına burada görev düşüyor.

BEÜ’de yaşanan  ölümler adli tıp tarafından incelenmeli…

En azından Sayın Yurrtbay’ın isyanına neden olan Hayrettin’in ölümü araştırılmalı…

Koltuk hastalığı yüzünden Ankara’lara Onkoloji Doktoru aramaya gitmeyen Çufalı, geçtiğimiz günlerde Zonguldak’ın eniştesi TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un kapısını çaldı.

Sayın Çufalı beklide yeni öğrendi rahmetli Hacı Molla İbrahim Emeksiz’in Şentop’un damadı olduğunu.

Kendisi sözüm ona Gökçebeyli ya.

Hani yerse…

Şimdiye kadar –Ki AKP’nin her seçimde en son listeleri Yüksek Seçim Kuruluna teslim eden kişiyi- neden Onkoloji Doktoru için ziyaret edip kapısını çalmadın.

Hani halk arasında bir söz var; “Bayram değil, seyran değil Eniştem niye öptü beni” diye…

Çufalı bilmez de ben hatırlatayım yinede.

Tıp Fakültesi Hastanesini profesyonelce yöneten ve o dönemki başarılarında büyük pay sahibi olan Hastane Müdürü Muharrem Sarıkaya sizden ayrıldı.

Başarılı iş insanı ve başarılı TSO Başkanı Metin Demir anında kaptı Muharrem Sarıkaya’yı.

Geçmişte Türkiye’de adı sanı bilinmeyen, tek katlı bir ofise sığdırılmış TSO vardı. 26 yaşında M. Salih Demir ve ekibiyle başlayan ilerleme süreci Metin Demir ve ekibiyle neredeyse Türkiye’ye örnek TSO oldu.

Olmaya da devam ediyor.

İşte Muharrem Sarıkaya gibi idareciler, başarılı bilim ve ilim insanları sizin ego ve mobinglerinize dayanamadığı için kaçıp gidiyor.

Sayın Çufalı o yağdanlık, yağcı besleme cemiyetler ile yol alamazsın.

Onlar her devrin adamıdır???

Sen onları tanımazsın…

Sadece şunu söyleyeyim Sayın Çufalı; Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sadece ve sadece Zonguldak Tıp’ta Onkoloji doktoru olmadığı için kanser hastaları il dışında tedavi olduğunu öğrenmesi yeterli…

Şimdi sen Ankara’da kulis çalışması başlattın ya.

Sayın Erdoğan hem Karadenizli hem de  Kasımpaşalı.

Senin beceriksizliğini öğrense –Hani Külliyeye ulaşmak için yol arıyorsun ya- Külliyeyi bırak, Külliyenin bulunduğu caddeden geçirmez…

Bilgin olsun..! Sevgiyle kalın.