Devlet Eski Bakanı Hasan Gemici, mülkiyet sorununun Zonguldak’ın en büyük ayak bağı olduğunu söyledi. Halkın Sesi’nin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Gemici, “TSO, meslek odaları ve sivil toplum örgütleri bir an önce harekete geçmelidir.” dedi.

Kendisine yönelik eleştirilere de yanıt veren Gemici, “Evet siyaset yapıyorum. Ben siyaset yapıyorum da başkaları ne yapıyor ama bu konu siyasi çekişmeye sokulmayacak kadar hassas bir konu… Kimin çözdüğü değil çözülmesi önemli. 25 Mayıs’ta on binlerce insan mağdur olacak. Lütfen çok geç olmadan bu sorunu çözelim. Gerçekten yazık olacak.” diye konuştu.

Halkın Sesi: Uzun bir aradan sonra mülkiyet sorunu için çabalarınızla gündeme geldiniz. Neden bu konuyu ısrarla gündeme taşıdınız?

Hasan Gemici: Geçtiğimiz Aralık ayı başında gazetede bir haber okudum. "Viranşehir'in tapu sorunu

nihayet çözülüyor” Haber ilgimi çekti. Haberin özeti şöyleydi: “Cumhuriyet'imizin ilk yıllarında büyük önder Atatürk'ün eşsiz öngörüsüyle Anadolu’da tarım ve hayvancılığı geliştirmek amacı ile kurulan büyük devlet çiftliklerinden biri olan Ceylanpınar arazileri üzerinde sonraki yıllarda kaçak yapılaşmalar olmuş ve bu gecekondularda Viranşehir gelişmiş. Şu anda % 60 -70’i kaçak ve tapusuz. Çalışma Bakanı ve Şanlıurfa milletvekili Faruk Çelik yerel seçimlerde bu insanlara tapularını verme sözü  vermiş ve TBMM gündeminde olan iş kanunu içinde bir düzenleme yaparak sözünü yerine getiriyor. Bu haberi okuyunca aynı kanun içinde Zonguldak'taki mülkiyet sorunlarının da çözülebileceğini düşündüm. Bu konularda sorunların çözümü için önerdiğim kanuni düzenlemeleri gerekçeleri ile birlikte bir dosya haline getirerek 18 Aralık günü CHP İl Başkanlığı’nda basına açıkladım.

Halkın Sesi: Kamuoyu konuya hakim ama bir de sizden dinleyelim sorunu…

Hasan GEMİCİ:

1-HAVZA-İ FAHMİYE ' DEN KAYNAKLANAN SORUNLAR:

1910 yılında bir padişah teskeresi ile (Teskere-i Samiye) Alaplı Karataş Deresi’nden, Devrek, Karabük, Arac, Kastamonu hükümet konağı, İnebolu hattı ile Karadeniz arasında kalan alan kömür havzası (Havza i Fahmiye ) ilan edilmiş ve bu alanda özel mülkiyet yasaklanmış. Cumhuriyet döneminde de ülkenin başka illerinde insanlar 20 sene kullandıkları yerlerin zilyetlikten tapularını alırken bu bölge insanı bin yıldır babadan dededen kalan yerlerinin tapusunu alamamışlar. Sorun tahmini 200 bin kişiyi mağdur ediyor.

2-İMAR AFFI SORUNLARI:

1984 yılında çıkan imar affı kanunundan yararlanarak 19425 tapu tahsis belgesi alınmış, bu belgelerden 13 bini tapuya dönüşmemiş. 30 yıl önce alınan  bir belgede en az 10 hak sahibi olduğu düşünülse 130 bin insan mağdur ve süresi 2015 mayıs ayında bitiyor.

3-ORMAN 2B UYGULAMASINDAN KAYNAKLANAN SORUNLAR:

Başta merkez Tepebaşı, Bağlık, Yeşiltepe olmak üzere il ve ilçelerde 5 bin 425 bina emlak fiyatlarının yüksek olması nedeniyle yasadan yararlanamıyor, yararlanmaya çalışanlar ağır borç yükü altına girmiş durumda. Tahmini 50 bin insanı mağdur eden bir sorun.

Halkın SESİ: Size göre mülkiyet sorunlarının çözümü Zonguldak için niye bu kadar hayati?

Hasan GEMİCİ:

1-Mal canın yongasıdır. Yukarıda bu üç sorun direkt olarak 300 bin civarında insanı mağdur ediyor. Yasal ve bürokratik nedenlerle evlerinin, yerlerinin sahibi olamıyorlar.

2-Bu sorun  dolaylı olarak bütün Zonguldak'ın sorunu. İnsanlar oturdukları evin, yerin sahibi değil. Tapu sorunları nedeniyle eleniyor, bilemiyor, üzerine herhangi bir yatırım  yapamıyorlar; ruhsat alamıyor, ipotek edip kredi kullanamıyorlar. Satacak olsalar değerini bulamıyorlar. Zonguldak merkezde toplam arazilerin % 13’ü tapulu. Yüzde 87’si devletin ya da devletle ihtilaflı. Yapıların % 80’i kaçak. Böyle bir ortamda ticaret, yatırım, ekonomik gelişme olabilir mi?

Ben iddia ediyorum Zonguldak’ta gelişmenin ayak bağı bu mülkiyet sorunlarıdır.

3-Mülkiyet sorunları sadece bu insanların değil Zonguldak'taki herkesi dolaylı olarak etkiliyor. Sorunun ekonomideki, ticaretteki olumsuz etkilerinden sanayici, esnaf, işsiz v.b. herkes nasibini alıyor.

Halkın SESİ: Size yönelik en büyük eleştiri ise “Hasan Gemici Bakanlığı döneminde ne yaptı?”  İsteseydiniz siz kendi bakan olduğunuz dönemde çözemez miydiniz?

Hasan GEMİCİ: Milletvekilliğim sırasında bu konuda çalıştım. Bakan olduğum 1999 yılında bu konuları çözmek üzere 4479 sayılı yasayı çıkarttık ancak benden önce Zonguldak'ın değerli insanı rahmetli Veysel Atasoy'un 1986 yılında çıkarttığı 3303 sayılı yasa gibi bizim çıkarttığımız yasa da sorunların çözümü için yeterli olmadı. Hem sorunun karmaşıklığı hem de bürokratik nedenlerle. Bu nedenle bugüne kadar geldik ama çözüm için çaba harcamadığımızı söylemek de başta merhum Veysel Atasoy’a ve bana haksızlık olur.

Halkın SESİ: Bu konuyu gündeme getirdikten sonra ne gibi gelişmeler yaşandı?

Hasan GEMİCİ: Mülkiyet sorunu medyaya yansıdıktan sonra Zonguldak'ta ciddi bir kamuoyu oluştu. CHP İl Başkanlığı da bir rapor hazırladı. Kamuoyunda tartışılmaya devam ediliyor. 3 hafta önce dosyayı CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na takdim ettim. CHP Grup Başkanlığı Sayın Kılıçdaroğlu'nun talimatı ile benim ve CHP ilin hazırladığı önerileri değerlendirerek grup önerisi olarak TBMM Sosyal İşler Komisyonu’na sundu. Zonguldak TSO Başkanı Salih Demir, Esnaf Odaları Başkanın Muharrem Coşkun, Batı Karadeniz Muhtarlar Federasyon Başkanı Serafettin Nas ve muhtarlarımızdan oluşan  10 Kişilik bir heyetle Kılıçdaroğlu'nu ziyaret ettik, sorunu anlattık. Desteğini aldık. CHP, AKP, MHP il, ilçe yöneticileri bu konularda  görüş bildirdiler, çaba içine girdiler. Zonguldak'ın 5 milletvekili Ankara'da Belediye Başkanımız Muharrem Akdemir ile bir araya gelerek toplantı yaptılar. Konu şu anda TBMM Sosyal İşler Komisyonu'nda görüşülüyor.

Halkın SESİ: Peki sorunun çözümü için bundan sonra ne yapmalıyız? Zonguldak kamuoyuna mesajınız nedir?

 

Hasan GEMİCİ: Sevgili Zonguldaklılar… Mülkiyet sorununun Zonguldak'ta ne kadar hayati bir sorun olduğunu yukarıda anlatmaya çalıştım. Neredeyse Zonguldak'ın yarısını direkt mağdur ediyor. Dolaylı olarak tamamını etkiliyor. Viranşehir dolayısıyla bu konunun TBMM’de gündeme gelmesi büyük bir fırsattır. Bu fırsat değerlendirilmezse konunun tekrar gündeme gelmesi için 3-5 sene beklenebilir. Bunu TBMM’nin işleyişini bilen tecrübeli bir insan olarak söylüyorum. Bu konuyu partilerinde, komisyonlarda ve genel kurulda savunacak Zonguldak milletvekillerimiz arkalarında Zonguldak kamuoyunun desteğini gösterebilirlerse sonuç almaları kolaylaşır. Onların bu desteğe ihtiyaçları var.

 

Bu noktada başta belediye başkanları, TSO, Esnaf Odaları, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları olmak üzere Ankara'ya bu sorunun ağırlığı ve Zonguldak'ın beklentilerinin hissettirilmesi gerekiyor. Önümüzdeki hafta bunun için önemli. Ondan sonra geçmiş olsun! Bu iş kimin üstüne vazifedir? Geçmişte kim ne yapmıştır ya da yapmamıştır? Hariçten gazel mi okunuyor? O mudur, bu mudur? Öyle midir, böyle midir?

Bu teferruatlarla uğraşmanın zamanı değil!

Bırakalım bu işleri…

 

Halkın SESİ: Belli ki eleştiriler sizi bir hayli üzmüş. “Siyaset yapıyor.” diyen de oldu, “12 yıldır neredeydi?” diyen de…

Hasan GEMİCİ: Evet ben siyaset yapıyorum. Başkaları başka bir şey mi yapıyor? Siyaset insanın yaşadığı bölgenin sorunlarına çözüm bulmak değil midir? Keşke herkes siyasetin gereğini yapsa da bu sorun çözülse, binlerce insanın mağduriyeti ortadan kalksa. Ben hala bu şehirde siyaset yapan biri olarak, evim Zonguldak’ta, iş yerim Çaycuma’da.

12 senedir hiçbir zaman siyasetin dışında kalmadım. Çeşitli sebeplerden dolayı Zonguldak’ta gündelik siyasetin ve parti içi çekişmenin içine girmedim ve bizim durumumuzdaki insanların da siyasete böyle yaklaşmasını doğru buluyorum. Benim siyaset üslubum bu.

1991’de büyük yürüyüşte insanlar birlik oldu ve sonuç alındı. Yoksa çoktan TTK kapatılmıştı. Peki, şimdi neden insanlar böylesine önemli konuda bir araya gelemiyor? Ben inanıyorum ki, Zonguldak’ta Sivil toplum kuruluşu sayısı Türkiye’nin birçok iline göre bir hayli fazla. Peki, STK’lar neden gereğini yapmıyor? Onların böyle bir sorumluluğu yok mu? Şu an ben milletvekili olsam bu gücü arkamda hissetmesem ben de muvaffak olamam. Lütfen işin siyasi tarafını bırakalım. Bu siyasi çekişmeyle çözülecek bir konu değil. Zonguldak’ın ayağa kalkması lazım. İktidarın bunu hissetmesi lazım.