Yerel seçimler yaklaşıyor. 31 Mart’ta sandık başına giderek bizleri 2019’a kadar yönetecek yerel yöneticilerimizi seçeceğiz. 2014’de az oy bir farkla CHP’den Çaycuma’ya Belediye Başkanı seçilen Bülent Kantarcı yaptığı hizmetler nedeniyle, geçen beş yılda, bölgemizin en çok konuşulan ismi oldu.

Önümüzdeki dönem için yeniden aday olan Kantarcı ile geçen beş yılı konuştuk. Bazı vatandaşların “Bülent Başkan’a ulaşamıyoruz” serzenişi dahil kamuoyunun merak ettiği birçok soruyu sorduk, samimi cevaplar aldık. Daha soracak pek çok sorumuz, konuşacak epey konumuz vardı ama sayfalarımızın da sınırları var ne yazık ki. Bunları “Fırsat bulursak bir dahakinde konuşuruz” diyerek tamamladığımız röportajı keyifle okuyacağınız umuyorum.

 

Sayın başkan, beş yıldır görevdesiniz. Geçen beş yıl için kendinize bir not verin desem, cevabınız ne olur?

Ben kendime not veremem. Ayrıca, o notu 31 Mart’ta vatandaşlarımız sandıkta verecek zaten. Ama bana “Geçen beş yılı düşünürken kendinizi nasıl hissediyorsunuz” diye bir soru yöneltirseniz vereceğim tek yanıt “Mutlu” olur. Arkadaşlarımla beraber, Çaycuma’nın sorunlarını adeta koşar adım çözmeye çalıştık. Beş yıla on yılları sığdırarak çok da güzel sonuçlara ulaştık. Büyük değişime tanık olan vatandaşlarımın da aynı hazzı duyduğuna inanıyorum. Gösterdikleri ilgi, verdikleri büyük destek bunu çok açık şekilde ortaya koyuyor zaten. Bu destek, ayrıca, motivasyonumuzu da yükselterek bizi adeta kamçılıyor. Çaycumalıların 31 Mart’ta bize tam not vererek şevkimizi daha da artıracağına inanıyorum.

 

Hizmetler konusunda başarılı işlere imza attığınız bir gerçek. Ancak halkla ilişkiler konusunda bir iletişim eksiğinden söz ediliyor. İnsanların size ulaşmakta zorluk çektiği doğru mu?

Ben çok farklı düşünüyorum, tam aksine ulaşılması en kolay belediye başkanıyım. Sosyal medya adreslerim 24 saat açık. Dileyen istediği saatte bana oradan ulaşabiliyor. Çoğuna da yanıt vermeye çalışıyorum. O mecrada benim kadar aktif, insanlarla yüz yüze olup birebir soruları cevaplayan kaç siyasetçi var, bilmiyorum. Ulaşan bir şikâyeti, günün hangi saatinde olursa olsun ilgili arkadaşıma yönlendirerek müdahale etmesini istiyorum. Öyle şeyler oluyor ki, akşam bana bir sorunu sosyal medya üzerinden ileten vatandaş sabaha sorununu çözülmüş olarak görebiliyor. Bu direkt iletişim belediyemize de dinamizm kazandırıyor.

 

ÇAYCUMA’DA BİR SİYASET TARZI SONA ERDİ

Bu tartışmada esas mesele bence şu: Çaycuma’da bir siyaset dönemi sona erdi. Önceden belediyede işi olanlar sorununu çözmek için mutlaka başkana ulaşmak zorundaydı. Ulaşamayanlar birilerini araya koymaya çalışıyordu. Garibanlarınsa hakkı kaynayıp gidiyordu. Belediye kurumsal kimlik kazanıp, herkese, ilgili birimler aracılığıyla eşit hizmet vermeye başlayınca, mevzuata uygunluk, temel kriter haline geldi. Çok istisnai durumlar dışında başkana ulaşamaya gerek de kalmadı. Mevzuata aykırı hiçbir işe prim vermeyeceğimizi, bu tutumumuzu kararlılıkla koruyacağımızı bilen ama eski alışkanlıkları sürdürmek isteyen çevreler, “Başkana ulaşılamıyor, bildiğini okuyor” algısı yaratma gayreti içine girdi. Dolaşan laflar en çok da bunun ürünü bence.

 

ÇÖZÜMÜN ODAĞI: BEYAZ MASA

Belediyeye erişmekte de bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Biz gelir gelmez Beyaz Masa’yı kurduk mesela. Beyaz Masa yalnızca bir evrak kayıt sistemi değil, aynı zamanda kontrol mekanizmaları da olan muhteşem süreç. Vatandaşlarımız herhangi bir şikâyeti oraya ilettiğinde, anında ilgili birime havale ediliyor. Sorun çözülmediği sürece, ilgili kişinin bilgisayarında sürekli açık kalıyor. Bunu ben de takip edebiliyorum. Çok az da olsa kimilerine müdahale ediyorum. Bakın Beyaz Masa’ya yalnızca 2018 yılında 10.768 başvuru yapılmış. Bunun 10.560’ı sonuçlandırılmış. Oran %98.07. Demek oluyor ki, belediyemizde çözümün odağı artık Beyaz Masa’dır, ilgili dairelerdir. Başkanlık makamı giderek sembolik bir değer kazanmaktadır. Çağdaş bir belediye de olması gereken de budur zaten.

 

Peki, mevzuat konusundaki kararlı duruşunuz bu zamana değin bir şekilde sorununu çözmeye alışmış insanlarda memnuniyetsizlik yaratmıyor mu?

Bence yaratmıyor, herkese eşit davranıyoruz çünkü. Buradaki anahtar sözcük “adalet.” Şayet siz alınan bir kararı öncesinde çok iyi tartışır, sonrasında da kararlılıkla arkasında durup herkese adil biçimde uygularsanız, size kimsenin itirazı olmaz. Personeliniz de rahat görev yapar, kanuna aykırı bir işlemi reddettiği için baskıya uğramayacağını iyi bilir çünkü. Bakın ben siyasetçi değil, bir hizmet adamıyım.60 yaşında belediye başkanlığına başlayan bir insan siyaset düşünmez zaten. O açıdan klasik siyasetçiler gibi günü kurtarmak için Çaycuma’nın yarınlarını karartacak bir uygulamanın altına imza atmam. Bunu da herkes biliyor artık.

 

Çaycuma sokaklarına çıktığınızda insanların yaklaşımı nasıl size? Onlardan nasıl bir elektrik alıyorsunuz?

Çaycuma bana sorarsanız insani nezaketin, hoşgörünün başkenti. Gerçekten değişime müthiş derece açık bir insani yapısı var. Güzel bir yanı da, burada, herkes birbirini tanır. Bu yüzden sokaklarda merhabalar hiç eksik olmaz. Doğma büyüme Çaycumalıyım, neredeyse herkesi ben de tanırım. Çaycuma içindeki işlerimim zamanım el verdiği ölçüde yürüyerek hallederim. Yolda karşılaştığın insanların kimi “Reis Bey” diye hitap eder,  kimi yalnızca ön ismimi söyler. Hitap tarzları nasıl olursa olsun hepsinin gözlerindeki ışıltı, sevgi ifadesi aynı. Bu bana büyük enerji veriyor. Bu da olmasa, inanın, belediye başkanlığı çekilebilir zahmet olmaktan çıkar.

 

Siz başarılı bir iş insanıydınız. Ülkenin dört bir yanında önemli projelere imza atan bir inşaat şirketiniz vardı? Ne oldu bu şirketiniz? Çalışmalarını sürdürüyor mu?

Hayır, şirket çalışmalarını sürdürmüyor. Belediye başkanı olduğumda ticari tüm faaliyetlerime son verdim. İşlerimi tasfiye ettim. Ben aktif siyasetçilerin, hele bizim gibi yönetici pozisyonuna gelip de yapacağı uygulamalarla kendine rant elde etmesi mümkün olan seçilmişlerin, ticaretin içinde olmasını etik bulmuyorum. Ticaretle siyasetin aynı makamda yan yana gelmesi doğru değil bence.

 

Herkesin merak ettiği konulardan biri de birkaç kez tarih verdiğiniz halde yeni belediye binasına taşınamadınız. Bu gecikme neden oldu?

Yeni belediye kompleksimizin her şeyi planladığımız gibi gidiyordu. Sevgili arkadaşım Mustafa Girgin çok güzel bir proje çizdi. Kaba inşaatını çok hızlı bir şekilde tamamladık. İnce işlerinin yapımı için İller Bankası’na kredi başvurusunda bulunduk. Tüm koşulları uygun olduğu, hatta tüm işlemleri bittiği halde dosya aylarca bakanın masasında kaldı. Onayın çıkmayacağını anlayınca kaynağını kendimiz oluşturarak ihalesini yaptık. İşler iyi kötü yürürken, geçen yıl patlayan ekonomik kriz, müteahhit firmayı zora soktu. Müteahhidin üstlendiği birçok iş gibi bizim şantiyemizde de işler durma noktasına geldi. Bizim sorunumuz yok, işin parası hazır. İnşaat yüzde doksanlar mertebesine ulaşmış durumda. Kalan işin tamamlanması için de görüşmelerimiz sürüyor. İyi niyetimizi koruyoruz. Biraz gecikerek de olsa tamamlayacağız inşallah.

 

Biraz da insan Kantarcı’yı konuşmalım. Tamam, Bülent Kantarcı teknik kapasitesi yüksek bir mühendis, önemli projelere imza atmış bir işadamı, göz dolduran bir belediye başkanı. Peki, nasıl bir insan? şaka yapmayı sever mi mesela? İlişkilerini neye göre şekillendirir?

Ben aslında çok duygusal biriyim.  İnsanların sıcak yaklaşımları karşısında gözlerimin dolduğu çok olmuştur. Dostluğa, vefaya önem veririm. Çocukluğumdan, okul yıllarımdan kalan birçok dostum var mesela. Onlarla bir arada olup eski günleri konuşmak, birbirimizle dalga geçip diğer arkadaşları yâd etmek bana büyük haz verir. Espri yapmak mizacımın da, yaşamımın da bir parçası. Rahmetli Demirel’in siyasi idollerimden biri olmasının bir nedeni de onun müthiş espri zekâsıdır. Demirel bana sorarsanız siyasetin gülen yüzüdür. Bu yönüyle ülkeye çok şey katmıştır. Çocukların dünyamda apayrı yeri bulunur. Onlarla bir arada olduğum zamanlar en mutlu olduğum anlardır. İnsanlarla tüm ilişkilerimi de iyi niyet üzerine kurarım. Hayata iyi niyetle bakan, espri zekâsı olan, iyi insan olmaya gayret eden herkes toplumsal statüsü ne olursa olsun benim rahatlıkla arkadaşım olabilir.

 

Biraz da önümüzdeki dönemi konuşalım. Büyük projeleriniz var mı yine? Önümüzdeki beş yılda, Çaycuma’ya, nasıl bir belediyecilik anlayışı hakim olacak?

Beş yılda çok şükür temel ameliyatları bitirdik. Çaycuma’nın altyapı sorunlarını büyük ölçüde çözdük. Gerekli imar uygulamalarını yaparak kentin 50 yıl sonrasını bile planladık. Bu dönemde de ayrıntılarını ileride açıklayacağım büyük projelerimiz var elbette. Bazı meselelerin üzerine daha kapsamlı gideceğiz. Eğitime, bilime, kültüre daha çok önem veren, dezavantajlı gruplara daha çok olanak tanıyan ve tüm bunların üstesinden gelerek sosyal belediyecilik anlayışına farklı bir boyut kazandıran bir belediye olacağız. Bir de geliştirdiğimiz “Dayanışmacı belediyecilik” anlayışıyla bölgesel kalkınmaya yönelik çabalarımız olacak.  Cittslow’a üyeliği tamamlayarak Çaycuma’yı bir dünya kenti yapacağız. Çaycuma’yı bölgenin önemli bir turizm odağı haline dönüştürmek gibi bir hedefe koşacağız. Yine tempolu bir çalışma dönemi bizi bekliyor. Bu dönem Çaycuma’yı bölgenin parlayan yıldızı yaptık. Türkiye’de sözü edilen bir yer oldu. Bunu daha ilerilere taşıyarak dünyaca bilinen bir yer haline getireceğiz.

 

Cittaslow’u açıklar mısınız biraz nedir? Üyelik çalışmaları hangi aşamada?

Cittaslow “Yavaş şehir” anlamına gelen, İtalya’da başlayıp bugün 28 ülkeye yayılan ve 182 üyesi bulunan uluslararası bir belediyeler birliği.  Kentlerin kendi kimliklerine sahip çıkarak birbirine benzemesinin önüne geçilmesini amaçlıyor. Yerel yemeklerinden yöresel mimarisine, geleneklerinden kültürüne kadar tüm değerlerinin korunmasını amaçlayan bir kent felsefesi demek daha doğru. Bilim komitesi tarafından belirlenmiş 70 kriteri var. Çaycuma bunların çoğunu yerine getirmiş durumda. Önümüzdeki dönem yasal başvurumuzu yaparak süreci bir adım daha ileri taşıyacağız. Cittaslow heyeti gelecek, Çaycuma’da incelemeler yapacak. Başvurunun kabulü yaptığımız iyi belediyecilik hizmetinin tescili anlamına geleceği gibi, Çaycuma’nın dünyada bilinen bir isim haline gelmesini de sağlayacak. Batı Karadeniz’in kıyısında bir dünya kenti ortaya çıkaracağız.

 

Yanıtlarınız için teşekkür ediyorum. Eklemek istediğiniz bir şeyler varsa onu da almak isterim.

Böyle bir fırsatı bana verdiğiniz için esas ben teşekkür ederim. Yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Çaycuma, çağdaş kentçilik anlamında bir büyük değişim yaşadı. Şimdi bunları pekiştirme zamanı. Çaycumalı hemşerilerime bugüne kadar verdikleri eşsiz destek için şükranlarımı sunuyorum. Bugün dünden daha güzel bir Çaycuma var önümüzde. Yarınlarda her şey çok daha güzel olacak.

Röportaj: Mustafa Özdemir