“Evlerimizi işaretleyip yıkılacağını söylüyorlar”

Yeşilmahalle sakinleri, evlerinin ve bahçelerinin karayolları ekipleri tarafından işaretlendiğini belirterek “Bizlere hiçbir şekilde açıklama yapılmadan, bilgi verilmeden evlerimizi işaretleyip yıkılacağını söylüyorlar. Mahalle sakinleri olarak bu durumdan huzursuzuz. Yetkililerden açıklama bekliyoruz.” dediler.

Mustafa Gedik, 15 senedir apartman görevlisi olarak çalıştığını ve işsiz kalmaktan korktuğunu söyleyerek “Bu apartmanlar yıkılacak olursa bende işsiz kalacağım. Mahalle sakinlerinin evlerini kaybetme korkusu olduğu gibi benim de işimi kaybetme korkum var.”dedi. 

“Açıklama bekliyoruz”

Metin Doğan:  “Burada insanlara hiçbir açıklama yapılmadan hiçbir sorgu sual yapılmadan ‘nasıl olacak nasıl gidilecek’ diye kimseye bir açıklama yapılmadan buradan geçecek yol projesinden dolayı evlerinin yıkılacağı söyleniyor. Bu projeyi anlatacak vatandaşı aydınlatacak ne belediyeden gelen ne de karayollarından gelen yetkili var. Açıklamaya yapacak kimse gelmiyor. Bir yetkili gelsin oturalım yüz yüze görüşelim, konuşalım. Yıkılan evlerin yerine devlet nasıl bir ev verecek? Verilen evler mağdur kişilerin ihtiyacını karşılayacak mı? Herkes evini dişinden tırnağından artırmış almış. Yıllar sonra gelip diyorlar ki ‘Bu evler yol geçecek yıkılacak’  sen bu okulumu yıkacaksın burada metan gazı çıkarılan yerler var onu mu yıkacaksın.  Metan gazı çıkarılan yerde yol çalışması nasıl oluyor? Bizlere 60 metre genişlikten bahsediyorlar. Buraya hava limanı mı yapacaksın. Bunun açıklamasını yetkililerden arz ediyoruz.”

“ İnsanlar huzursuz ve merak içindeler.”

Şerafettin Hıdır: “Burada Metan gazı çıkartılıyor ve çalışmaları devam ediyor. Burada geniş bir alanın yıkılacağı söz konusu. Bu yüzden burada insanlar bu kadar geniş alanın yıkılıp ne yapılacağını bilmiyorlar. Buraya yapılacak olan yol mu, hava alanı mı? İnsanlar huzursuz ve merak içindeler. İnsanların dişinden tırnağından artırarak aldığı apartman dairesi veya müstakil evi olan insanlar var. Yetkililerimizden bu konuda açıklama bekliyoruz.”

“Çadır mı kuracağız”

Emine Akbulut:  “Yapılacak olan yol projesiyle bütün mahalle yıkılacağı söyleniyor. Biz 30 senedir buradayız nereye gideceğiz.  Biz bir ailede 8 kişiyiz nerede bulacağım ben böyle bir yer.  Çadır mı kuracağız?”





“Evlerin yıkılmasına karşıyım”

 Selin Çakar:  “Ben burada büyüdüm, çocuğumun da burada büyümesini istiyorum. Kesinlikle bu evlerin yıkılmasını istemiyorum. Bu yol yapılacaksa kime hizmet sağlayacak merak ediyorum. Birileri rant elde edecek diye biz evimizden çocukluğumuzdan oluyoruz. Hizmet ürettiklerini söyleyerek niye bundan başka çözüm bulmuyorlar. Demokrasi de insanları evsiz bırakmak diye bir madde mi var. Yol yapacağız diye burada 70 tane ev yıkacaklarını söylüyorlar. Burada yaşayan insanlar evsiz kalacaklar neden böyle bir çare üretiyorlar. Başka bir çare de üretebilirler. Bu evlerin yıkılmasına kesinlikle karşıyım.”

“Bizi aydınlatmıyorlar”

 Ersin Çelik:  “Burada Metan gazı çıkarılıyor ve çalışmaları devam ediyor. Metan gazı çıkarılan bir yerde nasıl yol çalışması oluyor. Bizi aydınlatmıyorlar hiçbir şekilde hiçbir şeyden bilgimiz yok. Mağdur olmak kesinlikle istemiyoruz. Evlerimizi istiyoruz. Ne güçlüklerle aldık evlerimizi. Emekli oldukta aldık. Çoluk çocuğumuzun nafakası ortalık yerde mağdur olupta mı temin edeceğiz.”


“Bu mahalle nereye gidecek?”

Pınar Eyüpoğlu:  “Bu mahalleden doğdum büyüdüm ve burada yaşıyorum. Yol insanlara yararlı olacak bir şeydir. Ama insanları neden mağdur ediyorlar. Hiçbir şekilde yetkililerden hiçbir açıklama yok. Karayollarından geldiklerini söyleyip oraya buraya işaretler koyup ‘O ev yıkılacak. Bu ev yıkılacak’ diyorlar. Bunu diyorsun da ne kadar rahat diyorsun. Çok mu kolay bunu diyebilmek?  ‘Bize bir açıklama yapılacak mı,  bize bir yer gösterilecek mi?’ diye soruyoruz cevap yok. Hiç birimiz devlet işinde çalışmıyoruz. Herkes sokakta orada burada çalışıyor. Benim eşim günlük 30 liraya çalışıyor. Tapu yok zaten yıllar önce yapılmış bir ev zamanında yaptırmayacaklardı. Hiç kimsenin bir şeyi yok. Kimsenin bir malı variyeti yok. Bir ev vardı, o da gidiyor şimdi. Yetkililerden bir açıklama istiyoruz. ‘Şu sürede yapılacak? Şu süre zarfında siz çıkarılacaksınız? Şu kadar ücret ödenecek? Şuraya Toki yapılacak oraya geçeceksiniz?’ gibi. Toki gibi bir projeden yaralanacaksak, bizim evlerimizi 30 liraya sayıyorsa biz yine üstünü taksit taksit ödemeye razıyız. İnsanları mağdur etmesinler. Mahalle komple yıkılacak bu mahalle nereye gidecek?”

“Burada yaşamamıza müsaade etmiyorlar”

Mustafa Köseoğlu: “Hayatımız burada geçti. Bir yandan bu mahallede ticaret yapıyoruz. Bir yandan yaşıyoruz. Biz mahallede büyüdük çocuklarımızı da bu mahallede büyüttük. Burada yaşamaya çalıyoruz. Ama burada yaşamımıza müsaade etmiyorlar demek ki. Devamı nasıl gelecek bilmiyoruz. Karayollarından gelen taşeron firma evlerimizi işaretliyor. Neden işaretlediklerini sorduğumuzda ‘Buralar kamulaştırma alanı’ olduğunu söylediler. Karayollarına yazdığımız yazılardan gelen cevap ‘Olursa olur, olmazsa olmaz’ gibi oyalama cevaplar. Ne belediyeden ne de karayollarından bize açık net bir açıklama yapılmadı. Bu konu ile ilgili belediyeye gittiğimizde bize ‘Buralar yol alanı, bizim yetkimiz dışında’ dediler.” 

“Apartmanlar yıkılacak olursa işsiz kalacağım”

Mustafa Gedik: “Ben mahallede 15 senedir apartman görevlisi olarak çalışıyorum. Bu apartmanlar yıkılacak olursa bende işsiz kalacağım. Bizimde en büyük korkumuz işsizlik. Ben burada mağdur olacağım. Benim başka bir mesleğim yok. Mahalle sakinlerinin evlerini kaybetme korkusu olduğu gibi benim de işimi kaybetme korkum var.  Okuyan bir çocuğum var. Benim geçindirmekle yükümlü olduğum bir ailem var. Mülk sahipleri tarafından dilekçeler hazırlanıp belediyeye verildi. Bununla ilgili bir cevap gelmedi. Bir açıklama da yapılmadı. Ben işsiz kalırsam buraları terk etmek zorundayım. Bir şekilde başımın çaresine bakmak zorundayım. Şu anda herkes mağdur.”

“Yıkımdan başka bildikleri yok”

Sebahattin Erkök: “Karayollarından geldiklerini söyleyip evlerimizi, bahçelerimizi işaretliyorlar çiziyorlar. Neden işaretliyorsunuz dediğimizde ‘Yıkılacak’ diyorlar. Biz doğduk büyüdük bu mahalledeyiz. Burada yaşıyoruz. Bu nereye kadar böyle gidecek. Kimse bir şey söylemiyorlar. Karayollarından gelen işaretlemeleri yapanlarında yıkımdan başka bildikleri yok.”


“Yerimizi hiçbir şeye değişmeyiz”

Kerim Akbulut: “Devlet oldu bittiye getiriyor bu işi. ‘Ben yaptım oldu.’ Vatandaşa bir şey sormak yok. ‘Buradan yol geçecek iş bitti’. Ben anlamıyorum. Bu Demokrasi mi,  diktatörlük mü?  Halka ne istediğini sormadan istediklerini yapabiliyorlar. Devlet niye var? Halk için yok mu? Bunun için halkın bu sıkıntılarını gidermesi lazım değil mi? Ama yok. ‘Ben yaptım oldu.’ Çok saçma. Önce bir araştırma yapılır.  Halkın bir görüşü alınır. Bu durum bana çok saçma ve mantıksız geliyor. Burada evi yıkılacak insanların çoğu ev alacak durumda değil. Devlet bu evlere gerçek değerini vermez. Ben evimi 300 bin TL’den aşağı satmam. Devlet bana kaç lira verecek? Devletin bana vereceği para 50 lira 60 lira ben bu para ile başka yerden nasıl ev alacağım. Nasıl gidereceğiz biz bu mağduriyeti. Biz bu durumdan hiç memnun değiliz. Tapumuz yok. Tapusu olan için de bir şey ifade etmiyor. Biz burada 30 senedir oturuyoruz. Biz buraya küçücük çocukken geldik, şimdi 50 yaşında olduk.

Alternatif yollar türetilebilir. ‘Halkı en az nasıl mağdur edebiliriz?’ düşüncesi yok ‘Ben bu projeyi yaptım oldu.’ Artık bu projenin arkasında nemalanmak mı var. Ne var anlamıyoruz. artık aklımız almıyor bu işleri. Yarın bir gün burada gaz çıkarılır başka bir şeye de yönlendirilebilir. Biz bu durumdan hiç memnun değiliz. Sonuna kadar da hakkımızı arayacağız. Şu anda her hangi bir yazılı evrak gelmedi. Geldikten sonra hukuk mücadelemize başlayacağız. Biz Zonguldak’ın en güzel yerinde oturuyoruz. Yerimizi hiç bir şeye değişmeyiz. Biz hiçbir şekilde mağdur edilmek istemiyoruz.”

“Kimsenin evi yıkılmasın”

Sevim Uzun: “Ben emekli öğretmenim. Buradaki insanlarla evlerimiz yan yana onun evi yıkılıyormuş, benim evim yıkılmıyormuş. İstiyoruz ki kimsenin evi gitmesin. Bu kadar insanı mağdur etmesinler. Kimin bu evleri yıkmaya hakkı var. İnsanlar emekli olmuşlar, bankalardan kredi almışlar bin bir zorlukla buralardan daire almışlar, ev almışlar. Şimdi bu insanları evlerinden, dairelerinden ediyorlar. Acaba bunlar kimlerin rantı için yapılıyor bunları da öğrenmek istiyoruz.” (Aykut KARA)