Zonguldak Çevre ve Şehircilik eski İl Müdürü Nazmiye Uzun, kanser tedavisi gören hastaların doktorsuzluktan dolayı çaresizliğe itildiğini söyledi.  
 

Kanser hastalarının tedavisi için doktor sorununun çözülmesini isteyen ve kendisinin de kanser tedavisi gördüğünü belirten Uzun, "Durumun vahametini bir kez de kamuoyu ile paylaşmak istedim. Bu nedenle tüm kanser hastaları adına ilgililerin çaba sarf etmelerini talep ediyorum. B.E.Ü Tıp Fakültesinin eğitim bölümünde ders verecek hocanın da olmadığını ortaya koyarak öncelikle eksik olan hoca talebinin de karşılanmasını talep ediyorum. Bir de buradan ayrılan hocanın gitme nedenlerinin araştırılmasını, o nedenlerin ortadan kaldırılmasını, gelecek olan Onkoloji hocasının rahat ve sorunsuz bir biçimde tedavi hizmeti üretmesini arzu etmekteyim. Bir kez daha rica ediyorum. Tedavi olmayı bekleyen tüm kanser hastaları adına doktor sorununun çözülmesini talep ediyorum" şeklinde konuştu. 

Eski Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Nazmiye Uzun'un yetkililerden talebi şöyle:

"Sayın Yetkili, Uzun zaman değil 25-30 yıl öncesinde  sabahın erken saatlerinde Ankara’ya  gitmek için otobüse bindiğimde yolcuların çoğunun kemoterapi, diyaliz ve benzeri sağlık sorunlarının tedavisi için yolculuk yapmak zorunda olan hasta ve hasta yakınları olduğuna şahit olurdum.  Bu duruma çok üzülürdüm.  Çünkü ben de çoğu kez bu nedenle Sabahın erken saatlerinde Ankara'ya gitmek zorunda olan hasta yakınıydım. Hiç kimsenin tedavisi zor olan bir hastalıkla savaşmak zorunda kalmasını istemem. Ancak gerek genetik yatkınlık ve/veya çevresel etkenler nedeniyle binlerce insanımız kanser belası ile baş etmek zorunda kalmaktadır. Kanser tedavi yöntemleri olarak kemoterapi, radyoterapi, immünoterapi, fitoterapi gibi birçok yöntem bulunmaktadır.  Tedavinizde sizin için hangi yöntem seçilirse seçilsin, devlet,  SGK tedavi giderlerini karşılıyor olmasına karşın bu süreç  yine de önemli ölçüde ekonomi gerektirmektedir. Yani bu süreçte hangi yöntem olursa olsun hasta ve hasta yakınları için ayrıca yüklü bir ekonomi gerektirmektedir. 
 

İlimiz B.E.Ü Tıp Fakültesi Uygulama Hastanesi onkoloji bölümünde tedavi gören bir kanser hastası ve aynı zamanda kardeşi de kanser olan birey olarak yaşadığım sorunları sizlerle paylaşmak istedim. B.E.Ü Tıp Fakültesi Uygulama Hastanesi Onkoloji bölümü, gördüğüm birçok hastaneden özel ve kamu hastaneleri arasında öncelikli bir yer. Çünkü Onkoloji bölümünün kapısı hastanenin genel  kapısının dışında olup kemoterapi salonunun güneşi alabilen, geniş ,ferah üç tarafı camlı, bir taraftan yoğun yeşilin, diğer taraftan denizin görüldüğü bir salon olması tedaviyi üstlenen sağlık personelinin işlerinin  ehli olmaları hastalara moral vermesi açısından, servis odalarının özenle döşenmiş olması gibi özellikleri olan bir bölümüdür. Ayrıca, hastaların  hem kemoterapi hem de radyoterapi alınabilindiği ender hastanelerden biridir. 2017 yılında bu hastalığa yakalandığımda bölümde bir uzman doktor ve bir profesör ve diğer sağlık personeli olmak üzere çok iyi sayılan bir tedavi süreci yaşadım. Ancak kanser hastalarının sayısının giderek artması yakın kentlerden sürekli hasta gelmesi uzman doktorun ilimiz dışında başka bir ile gitmesi ve hastalara sadece Medikal Onkoloji profesörü olan bir tek doktorun bakıyor olması, ayrıca sorumlu  onkoloji profesörünün hastane yönetimi ile sorunlarının artması sonucunda ( doktorun ilaç, teçhizat gibi malzemelerin) doktor istifasını vererek başka bir ile gitmiş ve bizler bu hastalıkla baş başa bırakıldık ve bizler ilimizde Atatürk Devlet Hastanesine yönlendirildik. Atatürk Devlet Hastanesi Onkoloji servisinde bir uzman onkolog  var ancak bu doktor da mayıs  ayında zorunlu hizmet süresini tamamlayarak ilimizden ayrılacaktır.  
 

Siz hiç kemoterapi oldunuz mu? Ben oldum. Kemoterapi olan hasta son derece dayanılmaz ağrılar içerisinde kemoterapi aldığı süreçte yorgunluk, mide bulantısı, baş dönmesi ve benzeri çilelerle baş eder. Bu durumda şehirlerarası yolculuk dayanılmaz işkence oluşturur. Kaldı ki hangi şehirde, hangi hastane ve hangi hekimden yardım alacağınız belli değildir. Ve  başka bir ile gitmek durumundasınız. Bunun için diyelim ki Ankara'da bir hastaneden yer buldunuz tedavi protokoluna  göre haftada 1 veya 15 günde ya da 21 günde bir o hastaneye gidip kemoterapi almak durumundasınız. Gittiğiniz her bir gün için 2-3 saat süren bir tedaviden sonra tekrar geri dönmek zorunda kalmak, o ilde kalacak yer bulmak oldukça zordur. Hele de bu  pandemi  koşullarında otobüsle gitmek, dönmek oldukça zordur. Özel araçla gitseniz çok büyük ekonomik gerektirir. Bu anlaşılmaz durum sonucunda, hasta  kemoterapi süreçlerini aksatabilir ve bu durum tedavide telafisi olmayan sonuçlar oluşturabilir. (Yaptığım araştırmaya göre 2020 yılı içersinde B.E.Ü Tıp Fakültesi onkoloji servisi ve kliniğine başvuran hasta sayısı 29 bin 213, kemoterapi polikliniğinden geçen hasta sayısı ise 13 bin 313,  günlük kemoterapi hizmeti alan hasta sayısı ortalama 40 ile 50 arasındadır. Kemoterapi salonunda ( yataklı servisler hariç) 35-40 hasta koltuğu ile tedavi hizmeti verilmektedir. Bu hizmet verilirken Onkoloji profesörünün istifası sonrası tüm hastalar Atatürk Devlet hastanesine yönlendirilmiştir. Atatürk Devlet Hastanesi'nin Onkoloji bölümünde ise kemoterapi hizmeti verebilen 5 adet hasta koltuğu bulunmaktadır. Yani 35-40 koltuk ile hizmet üretilirken bu hizmet sadece 5 koltuğa düşen bir biçimde hizmet üretilecek. Gece, gündüz çalışmak durumunda kalınacak hem hastalar  hem de sağlık personeli mağdur olacaklardır. Durumun vahametini bir kez de kamuoyu ile paylaşmak istedim. Bu nedenle tüm kanser hastaları adına ilgililerin çaba sarf etmelerini talep ediyorum. B.E.Ü Tıp Fakültesinin eğitim bölümünde ders verecek hocanın da olmadığını ortaya koyarak öncelikle eksik olan hoca talebinin de karşılanması talep ediyorum. Bir de buradan ayrılan hocanın gitme nedenlerinin araştırılmasını, o nedenlerin ortadan kaldırılmasını, gelecek olan Onkoloji hocasının rahat ve sorunsuz bir biçimde tedavi hizmeti üretmesini arzu etmekteyim.   Bir kez daha rica ediyorum. Tedavi olmayı bekleyen tüm Kanser hastaları adına doktor sorununun çözülmesini talep ediyorum"