Şu karanlık günler bitip AKP’li yıllar konuşulduğunda, en çok keyfilik ve hukuksuzluktan söz edilecek kesinlikle. Demokrasinin emellerine ulaşmak için kullanılacak araç olduğunu söylemekten çekinmeyen AKP elebaşları hukuku da aynı şekilde kullanıyor çünkü. Yandaş medyanın da katkısı ile kendine yönelen her eleştiriyi devlete yönelmiş bir tehdit olarak gösteren tiranlar, algı operasyonlarını da kullanarak, muhalif her kesimi şeytanlaştırıp, resmen “düşman hukuku” uyguluyor.

Doğrusu ya, gazetesinden televizyonuna, sosyal medyasından kamu iletişim araçlarına kurduğu akıl almaz mekanizma ile tam bir dezenformasyon ustası oldu AKP. İnanın, İkinci Dünya Savaşı’nda, Sovyet tankları Berlin’e girerken bile Alman halkını savaşın galibi olduğuna inandıran Goebbels’ten çok daha mahirler bu konuda. Bilgiye ulaşmanın o yılların dünyasından bin kat daha kolay olduğu bir zamanda, gerçeği bunca ter yüz etmeyi başarmalarına, yaşasaydı, o bile şapka çıkarırdı hatta…

15 TEMMUZ FIRSAT BİLİNDİ FETÖ KADAR SOLCU VE DİĞER MUHALİFLERE DE BEDEL ÖDETİLDİ

15 Temmuz vahşetini ele alalım mesela. Darbeyi yapan Gülen Cemaati, Saidi Nursi’nin görüşlerinden beslenen siyasal İslamcı bir hareketti. Güçlü bir ideolojik bir bağ vardı AKP ile arasında. Devleti bölüşmek her ikisine de yetmedi, “tek sahibi olma savaşı” 15 Temmuz’a kadar uzandı. FETÖ’den epey taktik öğrenen AKP, sanki ülke gayrimüslimlerce istila ediliyormuş gibi “sala sesleri” ile püskürttü FETÖ’yü. Fırsatı ganimet bilip, onlar kadar, solcu ve diğer muhaliflere de bedel ödetti ardından da… 

OHAL Komisyonu karaları da bunu kanıtlıyor zaten. Toplam 127.130 başvuru yapılan Komisyon, bunun %98’ini karara bağladı. Kalan az sayıdaki dosyanın neredeyse tamamını KESK üyeleri ile Barış Akademisyenleri oluşturuyor. Ömrünü yalnızca FETÖ değil tüm gerici güçlerle mücadeleye harcamış binlerce insan kamudan tasfiye edildi resmen. HDP’li belediyelere de aynısı yapıldı. Toplumdaki milliyetçi histeri veri olarak kullandı, hiçbir hukuki gerekçe olmadan tümüne kayyım atandı…

MUHALİF HERKES TERÖRİST İLAN EDİLİYOR, SONRA DA TERÖR SUÇLULARI İADE EDİLMİYOR DİYE KIZILIYOR

Kavala, Demirtaş, Gezi Davası’nda da öyle. Bilindiği için bunları yazdım, Anayasa Mahkemesi daha yeni Figen Yüksekdağ davasında “hak ihlali” kararı verdi mesela. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu tip başvuruların neredeyse tamamında, Anayasa Mahkemesi ise pek çoğunda aynı kararı veriyor. İki yüksek mahkeme de yanılıyor olmaz. Hadi AKP elebaşlarını geçtim de yandaşlarına ne oluyor? Onlar da mı vicdanını yitirdi tümden? Bunca hukuksuzluğu, yasa tanımazlığı nerelerine sığdırıyorlar gerçekten?

Haksızlığın şahikası yaşanıyor ülkede. Göz göre göre insanların yaşamı karartılıp, ülkenin itibarı on paralık ediliyor. Muhalif herkes terörist ilan ediliyor, sonra da terör suçluları iade edilmiyor diye kızılıyor birilerine. Kimse de, “Adaletsizliğin kol gezdiği, mahkeme kararlarının uygulanmadığı, terör suçlusu olmanın bunca kolay olduğu ülkeye, kim, neden insan iade etsin” demiyor. Ey sessiz çoğunluk sesiniz çıksın artık! Siz sessiz kaldıkça hukukun çığlığı daha çok boğulacak bu ellerde…