Galiba bu sefer tamam…
İktidarı muhalefeti hepsinde toptan temizlik var…
Öyle görünüyor ki, mevcut 5 milletvekili önümüzdeki dönem olmayacak…
Politikada yaşanan değişim Zonguldak’a ne katacak?
Yeni seçilecek milletvekilleri eskileri aratır mı?
Partilerin milletvekili belirleme yöntemleri ne kadar demokratik?
TBMM’ye giden, vekilliği bitince neden Zonguldak’a dönmez?
Sorulacak o kadar çok soru var ki…
Mevcut milletvekillerinin Zonguldak’a elle tutulur 3 hizmetini say deseler kaçımız sayabilir…
40 yıldır mebus olmasına rağmen tek bir çivisi olmayan AKP’li Köksal Toptan’la…
Seçildiği günden itibaren sadece bir kez TBMM’deki odasına giden CHP’li Mehmet Haberal arasında ne fark var sizce?
Vatandaşa seçme şansı vermeyen siyasi partiler, menü de ne varsa onu yemek zorunda bırakmış milleti…
Esasında bir “Çipras” lazım bu şehre…
Ezber bozan…
Halkının yanında olan…
Bir daha seçilme ya da seçim kaybetme kaygısı olmayan…
Lüks harcamaları ve ayrıcalıkları reddedip, devletin öz kaynaklarına sahip çıkan…
Sermaye gruplarının değil vatandaş menfaatlerini kollayan yürekli bir milletvekili… 
Çok şey mi istiyorum yoksa?
Galiba o tür halk kahramanları sadece çizgi filmlerde oluyor!
                                   ***
Gözümüz aydın olsun…
Salih Demir nihayet TSO Başkanlığı’nı bıraktı:)
Şaka bir yana mebusluk hayali de olmasa Salih Demir’in o koltuğu bırakacağı yoktu…
Hele ki son seçimde yaşananlardan sonra bir daha kimsenin Salih Demir’in karşısına aday çıkmaya cesaret edebileceğini düşünmüyordum…
Dün şehirde ağız birliği yapmışçasına konuşulan şuydu:
“Salih Demir’in AKP’den aday gösterilme ihtimalinin sıfır”
Peki, Salih Demir’in son dakikada aday olmasının gerçek sebebi neydi?
Herkes gibi benim de bir tahminim var…
Yakında Zonguldak Adliyesi’nde başlayacak o meşhur operasyonla ilgili davada Salih Demir’in hakim karşısına “AKP milletvekili aday adayı” kimliğiyle, yakasındaki “AKP” rozetiyle çıkması sizce mahkeme heyeti üzerinde etkili olur mu?
Yargının merkezi hükümetten bu kadar tırstığı bir dönem daha hatırlıyor musunuz?
Hadi benimkisi şeytanın avukatlığı olsun…
Size göre Salih Demir olmayacak bir duaya niye “amin” desin ki?
                                  ***
Birilerinin beni sermaye düşmanı olarak göstermesi umurumda bile değil…
Ortada bir gerçek var Level’de aylardır süren bir kriz var…
Bizim eleştirimiz bu krizin bedelini neden sadece hastane personelinin ödediği noktasında…
Dün Level Hastanesi bir kez daha Zonguldak 1’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’nden iflasın ertelenmesi kararı aldırttı…
Biz de Level’in kapansın istemeyiz…
Beklentimiz, yönetimin iyi niyet gösterip personelin yüzünü güldürmesi…
İşten atılan o çocukların tek hatası maaşlarını istemesiydi…
Level eğer kamuoyu desteğini arkasına almak, Zonguldaklıları yanında görmek istiyorsa ilk önce bu sorunu çözmek zorundadır…
Lütfen biraz hakkaniyet!
                     ***
Birkaç gün önce meclis üyesi Cavit Zülfikar’la Halkın Sesi’ne gelerek son yaşanan gelişmeleri değerlendiren CHP’li Gökhan Demir, dün akşam da Pusula TV’deydi…
Son derece manidar bir program oldu…
Karşılıklı işveler, çanak sorular, göz süzmeler…
Bir ara aklıma sevgili Gökhan Demir’in Ali Rıza Tığ için söylediği veciz sözler geldi…
Ve sonrasında Tığ’ın Gökhan Demir için yazdığı, ima ettiği o iğrenç satırlar…
Ha bir de mahkemeye başvuracağını söylemişti Ali Rıza Efendi…
Sahi ne oldu o mahkemenin akıbeti…
Merak ettiyseniz hemen ben söyleyeyim…
Tığ davasından vazgeçti…
Ben neden vazgeçtiğini biliyorum…
Ama yüreği varsa çıkar o açıklar…
Millette böylece öğrenmiş olur şerefi kaç paralıkmış!
Bizim kalbimiz fesat arkadaş!
Meğer, Ali Rıza Tığ ile Gökhan Demir birbirini ne kadar çok severmiş de biz fesatlık etmişiz…
Tabi herkes mutluysa bize susmak düşer…
Ama o tarihte karşılıklı yazılanlar da, dün konuşulanlar da tarihe not düşüldü…
Kahvehane köşesinde konuşulmadı ki o sözler…
Biri memleketin medarı iftiharı müstesna bir gazeteci…
Diğeri koskoca şehri yöneten bir partinin meclis üyesi…
Bu ahvalde benim söyleyeceğim iki çift söz olacak…
Bu kez sus Ali Rıza “Tığ”
Pardon Ali Rıza “TIP”!