Yaşanabilir Zonguldak Platformu tarafından yönetmen Metin Kaya’nın hazırlamış olduğu Zonguldak’ta ki termik santraller ve yöre insanlarının feryadını anlatan “Çatalağzı’nda Santral İsyanı” adlı  kısa belgesel filmin tanıtımı önceki akşam gerçekleştirildi.

Filmin Yönetmeni Metin Kaya, filmin imza kampanyası için ziyarete gittikleri Vali Erol Ayyıldız’ın sarf ettiği ‘Yüz bin kişi yürüdünüz de ne oldu?’ sözünün kendisini tetiklediğini söyledi. Kaya “Sayın valim biz yüz bin kişiyle yürüdük, Türkiye’de hayat durdu. On binler, yüz binlerle yürüdüğümüz bugünlerde her yer Taksim oldu. Olmaya da devam edecek” şeklinde konuşmasına devam etti.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Şube Lokali’nde gerçekleştirilen tanıtım programına GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, TMMOB Maden Mühendisleri Odası Şube Başkanı Erdoğan Kaymakçı, CHP Merkez İlçe Başkanı Cemal Şahin, KESK Dönem Sözcüsü İsmail Yıldız, çevre derneklerinin temsilcileri ve çok sayıda sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı.

ORHAN; “ZONGULDAK GÖZÜ DÖNMÜŞ SERMAYE BABALARININ ELİNE MAHKÛM EDİLDİ”

Yaşanabilir Zonguldak Platformu Adına konuşan Kadir Orhan, açılış konuşmasında “Çevresel sorunların içinde şu an itibarı ile özellikle yoğunlaştığımız termik santrallerdir. Şu an itibarı ile Türkiye’de bulunan toplam termik santrallerin elektrik  üretiminin yüzde 25 i Zonguldak da bulunan termik santrallerden gerçekleşmektedir. Buradan herkes kendi üzerine düşen dersi çıkarmalıdır. Yılardır Türkiye’nin aydınlanması için yanan Zonguldak, yakılan Zonguldak halkı, Gözü dönmüş sermaye babalarının elinde karanlığa  mahkum edilmiştir. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, Arkadaş Türkiye’nin aydınlığa ihtiyacı var sizi biraz daha yakacağız diyenlere; ‘Yeter artık biz yanmak istemiyoruz’, ‘Yaşamak istiyoruz’, ‘Sağlıklı nefes almak istiyoruz’, ‘Zonguldak yaşanabilir kalsın’ diye haykıranların sesidir” dedi.

AYDAN; “İŞSİZLİĞİN ÇARESİ SADECE TERMİK SANTRALLER Mİ?”

Tanıtım filminin gösteriminin ardından filmin kamera arkası çekimlerini anlatan TEMA İl Vakfı Temsilcisi Berran Aydan “1992 yılından beri bizler bir avuç gönüllü termik santrallerin hem çevreye hem tüm insanlığa ve canlılara verdiği zararlar konusunda çalışmalar yürütüyoruz. Burada bizim mücadelesini verdiğimiz şey Gezi Parkı’nda ki gençlerin, oradaki duyarlı insanların yaptığı gibi sadece çevre meselesi değil, biz sağlıklı yaşam hakkımızın peşindeyiz. Bunun için de tüm bireylerden, bütün Zonguldaklılardan yardım ve destek istiyoruz. Bu santrali kuran kişiler başka illerde yaşıyorlar. İstanbul’da gayet mutlu yaşıyorlar. Geliyorlar burada rant uğruna yatırım yapıyorlar. Birlikte bugüne kadar birçok ÇED toplantısına katıldık. En son Saltukova’da yaptığımız toplantıda o yetkiliye ‘Siz Muslu’da ya da Çatalağzı’nda yaşar mısınız?’ diye sordum. ‘Ama çocuğunuzu da tam karşıda ki ilköğretim okuluna göndereceksiniz’ dedim. Tabi ki bir cevap veremedi. Siz kömür kentisiniz, kömürünüz değerlendirilecek, istihdam yaratılacak diyerek ağzınıza bir parmak bal çalınıyor. Çevre açısından da verilen sözlerin tutulmadığını görüyoruz. Çatalağzı’nda hala gençler işsizliğe yönelik sokakta eylem yapıyorlarsa bizim bir kez daha düşünmemiz lazım. Peki biz niye sessiziz, Gerze’de kıyamet kopuyor, santral yaptırmayacağız diye insanlar eylemler, direnişler yapıyor. Burnumuzun dibi Amasra kadar olamıyoruz. Zonguldak’ta bir avuç kişi bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama başarılı olamıyoruz. Biz termik santrale karşı değiliz, ama işsizliğin çaresi sadece termik santraller mi? Yöneticilerimize bunu sormak istiyorum. Gezi Parkı olaylarından sonra bir ümidim çevre konusuna duyarlılığın artmasıdır. Bu termik santraller bu şekilde çalışmaya devam ederse yenileri kurulursa temiz bir hava soluyamayacağız. Bize destek vermeyenler kusura bakmasınlar ‘hava kirli, camımı açamıyorum’ diyerek şikayet etme hakkı yok. Niçin birileri Ankara masa başında canım Filyos Vadisi için o imzaları atıyor? Niçin başka iş sahaları yaratılmıyor da bize dayatılan projeleri kabul ediyoruz. Yaşam hakkımızı sonuna kadar korumak ve bunun adına çalışmayı diliyorum” dedi.

DEMİRCİ; “ÇOCUĞUMUN KANSERDEN ÖLMESİNİ İSTEMİYORUM!”

Filmde duygu ve düşüncelerini dile getiren 38 yaşındaki ev hanımı Gülfer Demirci, tanıtım programına da katılarak “Ben çocuğumun kanserden ölmesini istemiyorum. Kazköy’de santrallerin yanı başında oturuyorum. Artık santral kurulmasını istemiyorum, onun zararlarını biz yaşıyoruz. Kömür tozu, demir tozu evlerimizin içine kadar giriyor. Bunu da çocuklarımız soluyor. Bahçedeki mahsullerimiz hep kurudu, ağaçlarımız öldü. Bu denizi, bu toprağı nasıl çocuklarımıza bırakacağız. Kanserler çok çoğaldı, komşularımızdan görüyoruz. Neticede santrallerin kurulmasını istemiyoruz” şeklinde konuştu.

KAYA; “YAŞAM HAKKINI SAVUNDUĞUMUZ BU FİLMLE BİR FARKINDALIK YARATMAK İSTEDİK”

Filmin Yönetmeni Metin Kaya’ya GMİS Genel Başkanı Alabaş ve TMMOB Maden Mühendisleri Odası Şube Başkanı Kaymakçı birlikte teşekkür belgesi takdim ettiler. Son olarak konuşan Yönetmen Kaya “Zonguldak’ta yaşayan bir insan olarak platformun talebi üzerine üzerime düşeni yaptım. Yaşam hakkını savunduğumuzu iddia ettiğimiz ve haklı olduğumuz bu filmle bir farkındalık yaratmak istedik. Beni bunda daha çok tetikleyen başka bir şey vardı. Kadir Orhan filmin çekimlerinden önce Zonguldak’ta imza topladıklarını, Vali Erol Ayyıldız’a gittiklerini söyledi. Valinin de imzalara karşılık ‘Yüz bin kişiyle yürüdünüz de ne oldu?’ demiş. Sayın valim biz yüz bin kişiyle yürüdük, Türkiye’de hayat durdu. On binler, yüz binlerle yürüdüğümüz bugünlerde her yer Taksim oldu. Olmaya da devam edecek” dedi. Filmin ardından film yararına düzenlenen kermesle tanıtım programı sona erdi.

(Öznur GÜNEŞ)