CHP Zonguldak milletvekili Ali İhsan Köktürk meclise bir soru önergesi vererek ülke kadınlarının hakları konusunda dünyadaki yerimizi sordu.

Köktürk dilekçesinde şu hususları dile getirdi:

Türkiye’de Kadın Hakları alanında büyük atılımlar Cumhuriyetin ilanıyla başlamıştır. Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk kadınların toplum yaşamında yer almasının önemine birçok kez dikkat çekerek bu alanda büyük devrimlere girişileceğinin müjdesini vermiştir.

İlkel siyasal anlayışların terk edilip, çağdaş uygarlığın gereklerine göre düzenlenen ve Türkiye Cumhuriyetinin esasını teşkil eden Türk Medeni Yasası (Yurttaşlar Yasası) TBMM’de görüşülürken dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat BOZKURT’ un şu sözleri, Büyük Önder Atatürk’ ün düşüncelerini, Cumhuriyetimizin kuruluş amacını ve kadınlara verilen önemi çok açık ifade etmektedir. Buna göre, “ Medeni yasa ‘…istenildiği zaman kolundan tutulup bir köle gibi yerden yere vurulan, ama ezelden beri hanım olan Türk anasını layık olduğu saygın konuma getirecektir.’ 1926’da Medeni Kanun’un kabulüyle sosyal yaşamda kadın erkek eşitliği sağlanmıştır.

Türk Kadını; 1930 Belediye Seçimlerine katılma hakkı, 1934 yılında seçme ve seçilme hakkını kazanarak birçok Avrupa devletinden önce kanun önünde erkeklerle eşit haklara sahip olmuştur. 1936’da İş Kanunu yürürlüğe girmiş,  kadınların çalışma hayatına yönelik düzenlemeler getirmiştir. 1937’de Kadınların yeraltında ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmasını yasaklayan 1935 tarihli 45 sayılı ILO sözleşmesi kabul edilmiş, 1945 yılında “Analık sigortası “(doğum yardımı) 4772 sayılı yasa ile düzenlenmiştir. 1949 yılında da, “Yaşlılık sigortası"nın kadın ve erkekler için eşit esaslara göre düzenlenmesi 5417 sayılı yasa ile sağlanmış ve kadınların aleyhine olan eşitsizlikler giderilmiştir.

Ne yazık ki, ülkemiz 1946’dan sonra aydınlık yolundan saptırılarak her alanda olduğu gibi Kadın Hakları konusunda da gerileme sürecine girmiştir. Ortaya çıkan rakamlar bu sürecin AKP döneminde daha da kötüleştiğini ortaya koymaktadır…

 

“Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR), kadınların işgücüne katılım oranının şubatta yüzde 29.6 düzeyinde gerçekleştiğini belirterek, ay içerisindeki yeni işsizlerin tamamının kadınlardan oluştuğunu bildirdi. Eksik ve yetersiz istihdam edilenlerle birlikte de genç işsizliğin yüzde 34’e ulaştığına dikkat çeken DİSK-AR, “İşsizlik gençleri ve kadınları vurdu” değerlendirmesinde bulundu.

DİSK-AR, geniş tanımlı işsiz sayısının bu dönemde 184 bin kişi arttığını belirtti. İşsizlik verilerindeki çarpıcı bir sonucun da resmi işsizliğin bir önceki yılın aynı dönemine göre oransal olarak kadınlar için 1 puan artarken erkekler için 0.4 puan azalması olduğunu açıklayan DİSK-AR, yeni işsizlerin tamamının kadınlardan oluştuğunu, erkekler için de işsiz sayısının azaldığını belirtti.

Açıklamada, kadınların işgücüne katılım oranı Şubat 2013 döneminde yüzde 29.6 düzeyinde olduğu vurgulandı.” Cumhuriyet, 16 Mayıs 2013)

 

Bu bilgiler ışığında;

 

  1. Ülkemizin kadın hakları konusunda dünyadaki yeri      nedir? Bu yer sizce normal midir? Normal değilse ülkemizde kadın hakları      konusunda gerilemenin nedeni nedir? Ne gibi önlemler alınmalıdır?  

 

  1. Kadınlarımızın; çalışma hayatı açısından AKP      İktidarıyla birlikte alabildiğince olumsuz bir sürece sokulduğu ve      neredeyse evine kapanacak duruma getirildiği görülmektedir. Bu duruma      engel olmak için herhangi bir çalışmanız, planınız ve programınız var      mıdır?

 

  1. Ülkemizde 2002      – 2013 yılları arasında, yıllara göre kadınlarının çalışma hayatına      katılma oranları nedir? 

 

  1. Aileden ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Bakan      olarak, diğer Bakanlıklardaki kadın yönetici sayılarında meydana gelen      azalma nedeniyle herhangi bir girişiminiz olmuş mudur? Bakanlıklardaki      kadın yöneticilerin yok denecek kadar az olması, bir kadın olarak sizi      herhangi bir çalışma yapmaya zorlamamakta mıdır?