Beşiktaş’ ın efsane teknik direktörü Gordun’ un uyguladığı ve 3 yıl aralıksız hatta sonuncusu namağlup biten sezonların taktik dizilimiydi; 3 - 5 - 2. Uzun bir sürede bu taktik tuttu ve 7 başarılı yıl geçti Beşiktaş’ ta. Ancak sonra ne oldu? Büyük adımlar atmaya çalışan takım, Avrupa’ da başarısız oldu, ligde kaybetmeye başladı ve çöküşe geçti.
Bu girizgâh ile aslında futbolda yalnızca birkaç dönem tutan “efsane taktiğin” iş hayatındaki karşılıklarını anlatmaya çalışacağım. Büyük adımlar atmaya çalışan takım, basit hatalar yapmaya başladı. Avrupa liglerinde başarı hayalleri kurarken lig unutuldu ve önümüzdeki ilk maç demek yerine gruptaki birkaç maç alınır, kâğıt üzerinde hesaplar ile başarıyı yakalarız diye bakıldı olaya.
Sonuç hüsran.
Şimdi de gelelim kendi işlerimize, şirketlerimize ya da günlük yaşantımıza. Hayatımızdaki birçok sorun için o kadar çok bileşenle uğraşıyoruz ki, basit düşünmekten kaçıp daha kapsamlı hareket etmek isterken birçok çözümü kaçırıyoruz. Hatta bazen bu durum,  önceliklerimizin de hatalı sıralanmasına sebep olabiliyor.
Elbette kapsamlı düşünmenin, vizyonerlik açısından önemi büyük ancak basit düşünmeyi aşmadan bu işlere kontrolsüzce girmemek gerek.
Bu konuda yıllardır söylediğim ve tecrübe ettiğim bir durum mevcut. Bir işi elle yapamıyorsak, basit düşünüp, basit yöntemler ile sonuçlandıramıyorsak bunu hiçbir otomasyona, hiçbir makineye anlatamayız, sonuçta alamayız.
Şirketlerin çöp olan projelerine bakın, hepsi basit düşünmeden, her şey bir anda olsun bitsin denilip boşa emek ve para harcanan projelerdir. Bu nedenle ilk kural ( taktik) *basit düşünün*
Peki, basit düşündük, sonra ne olacak.  Burada reçeteye * kısa vade planlar” ekleyebiliriz.  Aynı bir bebeğin emeklemesi gibi. İlk adım en büyük cesareti gerektirir Ancak ,plan ayakta durmak ise o ilk kısa adım atılmalı. Buna uygun projelendirmeler yapılır ve ilerlenirse, her bir proje bacağında aslında nerede olacağını ön görebilirsek maliyet arttırmadan, yeni bir çöp proje üretmeden başarıya koşabilirsin.
Peki ; inovasyon ve teknolojiyi ilerletmek ya da işlerde daha büyük yerlere gelmek için “basit düşünme” , “kısa vade planlar “ yeterli mi? 
Asla değil! Çünkü bu ikisinin ortak yanı aslında “ garantici” bir misyonu sahip olmalarıdır. İşte tamda  burada asıl yardıma koşan ve günün son mesajı “ hayal kurmak “ geliyor. Hayal kuralım, büyük hayallerimiz olsun. 7’ den 70’ e herkes hayal kurar. Elbette hayatımızda başarısızlıklar olmuştur ancak başarılı olduklarımızda mutlaka vardır.  Bu hayalleri kısıtlamaz aksine yeni hayaller kurmaya sebep olur.
10 yıl, 20 yıl yaşı yetenler 30 yıl önceden bugünleri hayal edebiliyor muydunuz?  Yanıt EVET ise sizlere bu yazıda pek bir katkım olmayabilir ancak “HAYIR” diyenler için o zaman hayal edemediğimiz bir dünyada, bir teknolojide yaşadığımızı düşünün. Bu süreçte başınızdan geçenleri.
Hayal kurun, hem de büyük hayaller. Büyük hayallere ulaşmak için basit düşünün, adım adım, kısa vadelerde planlar ile ulaşmayı deneyin. Bu makale dışında da her hangi bir biyografi yazısı okuduğunuzda göreceksiniz ki, başarılı insanların hemen hepsinin uyguladığı doğal tekniktir bu üçleme.
Dipnot: Bu üçlemeyi de ayakta tutan inançtır, asla vazgeçmeme isteğidir. Özellikle bu yazım iş hayatına yeni atılan, henüz tam olarak kendini fark edememiş çalışanlar ile birlikte lise & üniversite sıralarında okuyan arkadaşlarıma umarım yol gösterir umudu ile yazıldı. Görüşlerinizi aşağıdaki yorum alanına yazabilir veya bana e_mail ile iletebilirsiniz.