Kozlu’da İyi Parti binasında yaşanan cinayet, gün geçtikçe daha esrarengiz bir hal almaya başladı. Çünkü dedikodu kazanı sürekli kaynıyor, insanlar bilip bilmeden konuşuyor.

Sonuçta bir ölüm var. Suçlu da olsa suçsuz da olsa bir can gitti.

Dünyada hiçbir şey, insan canından daha önemli olamaz.

Allah’ın verdiği canı Allah’tan başkası alamaz.

Sebep ne olursa olsun bir insanı öldüremezsin.

Çünkü bir insanı öldürmek, bütün insanlığı öldürmek gibidir.

Varsa bir sıkıntı, resmi mercilere başvurarak çözme yoluna gidersin. Yoksa her insan eline bıçağı alıp kendi adaletini sağlamaya kalkarsa bu ülkenin hali ne olur?

Cinayete kurban giden Metin Alagözoğulları’nın kardeşi Hakan Alagözoğulları, dün gazetemize başvurarak olay hakkında demeç verdi. Detaylarını 
www.halkinsesi.com sitesinde ve gazetemizde takip edebilirsiniz.

Abisine böbreğini vererek yaşatmak için çok uğraştığını anlatan Alagözoğulları,
“Ben abime haklı demiyorum. Karşıdakine de haklı demiyorum. Karşıdaki ne kadar haklı olursa olsun. Allah’ın verdiği bir canı kimse alamaz. Kanun varken biz niye cinayet işliyoruz ki?

Abimin değil 500 lira, isterse 50 bin lira borcu olsun, dünyadaki hiçbir şey insan canından önemli değildir. Ben bu cinayeti işleyen şahsın etrafındaki insanlar tarafından gaza getirildiğini ya da cesaretlendirici tarzda haplar kullanabileceğinden şüpheleniyorum. Yoksa ki bir insan 500 lira ya da bin lira için niye cinayet işlesin? Ben bunun araştırılmasını talep ediyorum”
diyor.  

SÜRMENE KAMASI

Anlatılanlara göre katil zanlısı, elinde "Sürmene kaması" diye tabir edilen bıçakla gözü dönmüş bir şekilde çarşıda görülüyor. Şahıs Kemeraltı lokantasının önünden geçerek İYİ Parti binasına kadar sokak ortasında elini kolunu sallaya sallaya cinayeti işlemeye gidiyor.

Sürmene kaması
deyince bir parantez açalım. Sürmene kamasının en büyük özelliği düşmana saplandığında dışarı kan fışkırtmaması, tabiri caizse düşmanı iç kanamadan öldürmesiymiş.

Acılı kardeşin anlattıkları da bunu doğruluyor:

“Parti binasında abime kamayla önce arkadan vurduğu, ardından boğuştukları ve boğuşma esnasında da abimin dışarıdaki insanlardan ‘beni kurtarın’ diye yardım istediğini öğrendim. Şahsın elinden kurtulan abim, binanın merdivenlerinden kaçarken yuvarlanarak aşağıdaki kapıya kadar ulaşıyor. Bilincinin yerinde olduğunu düşündüğümüz abim, butona basarak kapıyı açıyor. Tam çıkarken katil zanlısı Sebahattin Kardeş ya da yanındaki şahıslar tarafından binanın içine sokulmak isteniyor. Abimin vücudunun yarısı dışarıda yarısı da içeride kalırken şahıs bıçak darbelerine devam ediyor.

Kozlu’da olaya müdahale edecek hiç mi insan yoktu? Herkesin gözü önünde cinayet işleniyor, abim beni kurtarın diye bağırıyor, adamın elinden kurtulup kaçıyor, herkes film seyreder gibi olayı seyrediyor. Hiç vicdanınız yok mu?”

Sonuç olarak her ne olursa olsun kimse kimseyi öldürmesin.

İtham etmesin. Geçmişiyle yargılamasın.

Katil zanlısının tahrik noktaları nelerdir, henüz ortaya çıkmayan neler var, bunları devletimizin yetkili organları bulup ortaya çıkarınca detaylarıyla öğreneceğiz.

Ama dediğim gibi keşke hiç olmasaydı…