Aklımızı kıt, zekâ düzeyimizi moronla idiot arasında bir yerde sayıyorlar galiba. Yaşadığımız coğrafyayı tanımadığımız gibi, ne dün bugün ilişkisi kurabilecek fikri düzeyimiz, ne de bunu gelecek bilgisine çevirecek bilgi birikimimiz var onlara göre. Aklı melekelerimizden yoksun olduğumuz gibi zihni dünyamız da hiç gelişmemiş sanki. Sorunlarını tartışıp birlikte çözüm bulamaktan aciz insanların kentiyiz. Velayetimiz ellerinde, bizim adımıza her şeye karar verip gelecek biçiyorlar bu yüzden…

Hatırlayın, Zonguldak’ta, sanki nereye yapılacağını bilecek kimse yokmuş gibi, Yıldırım Beyazıt Cami İmamı Mustafa Demirkan ta Üsküdar’dan kalkıp geldi, kentin en güzel yerine cami yapılmasını istedi. Muhterem zatın karşısında önünü ilikleyip hazır vaziyette bekleyen valisinden üst düzey memurlarına kadar devletin tüm kulları, emir telakki etti talebi. CHP’li belediye başkanının işbirliğiyle hızlıca da yapılıverdi. Kentin yaşamsal pek çok sorunu çözüm beklerken taammüden kent suçu işlendi...

KENTİN EN YETKİLİLERİ DE DAHİL HERKES HER ŞEYİ RESMİ GAZETE’DEN ÖĞRENİYOR

Aynı film Ereğli’de çevriliyor şimdi de. Aynı muhterem zatın, belirlediği yere kocaman bir cami Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı eliyle yapılmak isteniyor. 200-300 metre mesafede 4-5 caminin olduğu sahilde, neredeyse denizin içine Bakanlık eliyle yeni bir cami planlanıyor. Ankara’nın başka işi kalmamış gibi, resen karar alıp Ereğlililere dayatıyor. İşe bakın, Kaymakamlık konağı, Emniyet Müdürlüğü binası olmayan ülkenin en büyük ilçelerinden birine bir cami zorla yapılıyor...

Filyos Vadisi’nde durum farklı mı? Su fakiri kentin tek akarsuyu Filyos Nehri’nin binlerce yılda sabırla oluşturduğu birinci sınıf toprak, bir yerlerde alınan kararlarla endüstriye açılıyor. Ankara’daki zevat, bu topraklar üstünde endüstri bölgeleri ilan edip serbest bölgeler oluşturuyor. Bir gecede sınırlar değiştirilip, iki satır yazı ile tahsisler yapılıyor. Tek imza ile tahsisler kaldırılıp, başka kurumlara devrediliyor. Alınan kararları kentin en yetkilileri de dahil herkes Resmi Gazete’den öğreniyor…

KENDİ HAYATLARIMIZA KİRACI GİBİYİZ

Farkında mısınız? Nevzuhur bir kentin kimliksiz insanları muamelesi yapılıyor bize. Beyzadeler için fikrimizin en küçük kıymeti harbiyesi yok. Zonguldak Kilimli bağlantısını sağlayacak Mitatpaşa Tünelleri yapıldı mesela. Sahili katlettiği için çok eleştirdiğim o yol Cumhurbaşkanının da katılacağı törenle açılacak. Tünellere, Zonguldaklıların hiç fikri olamazmış gibi Ankaralardan isim biçiliyor. Kent hatırasında yeri olmayan, kimsenin aklında küçücük bir iz bile bırakmayan bir zatın adı veriliyor…

Dedim ya velayeti başkalarının elinde bir çocuk gibiyiz. Kendi aklını herkesinkinden üstün sayan kibir abideleri, uzaklardan canının istediği donu biçiyor kente. Halimizle hiç hallenmemiş haramzadeler, geleceğimizi şekillendiriyor, topraklarımızı bölüşüyor aralarında. Bizse boynu bükük bir çaresizlik ve akıl almaz bir suskunlukla seyrediyoruz olan biteni. Kendi hayatlarımıza kiracı gibiyiz. Şairin dediği gibi, tıpkı gocuklu celep kaldırınca sopasını, sürüye katılıp adeta mağrur koşuyoruz salhaneye…