Dün ufak bir boş vaktim oluştu, “ne yapayım, ne edeyim” derken açtım interneti geziniyorum,
Bir şiir sayfası,
Karşımda Orhan Veli…
Ve şiiri “Kitabe-i Seng-i Mezar”
“Mezar Taşı Yazıtı” demek günümüz Türkçesiyle ve şiir şöyle:
Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar;
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allah'ın adını,
Günahkâr da sayılmazdı.
Yazık oldu Süleyman Efendi’ye.
Evet; şiir böyle…
Bu şiiri okurken aklıma gelen ne oldu biliyor musunuz?
Devlet Bahçeli!
Şimdi “ne alaka?” diyeceksiniz ama şiirin son mısrası “Yazık oldu Süleyman Efendiye” var ya, işte o bana çağrışım yaptı, “Yazık oldu Devlet Bahçeli’ye” cümlesiyle…
Haksız mıyım?
Devlet Bahçeli değil miydi daha birkaç yıl öncesine kadar Recep Tayyip Erdoğan için söylenmedik söz bırakmayan?
Şimdi döndü, Erdoğan’ın krikosu oldu…
Yetmedi; kendisi gibi kriko olmak istemeyenleri de fetöcülükle suçladı…
Partilileri de AKP’ye payanda yaptı…
Böylelikle de partisini dibe vurdurdu!
Ben pek politika sevmem, politika da konuşmam ama gel de şimdi gerçekleri görmezden gel.
Bizim Kilimli’nin MHP’lileri vardı, sağlam gençler ve sağlam genç kızlar bunlar, soruyorum onlara, cevap veremiyorlar, utanıyorlar…
MHP’yi hala seviyorlar ama Bahçeli’siz bir MHP istiyorlar.
Her halde bu durumda da MHP’ye oy verecek değiller… Çünkü bir ders vermek istiyorlar.
Ne yazık ki böyle;
Ve şimdi de size soruyorum;
Yazık olmadı mı Süleyman Efendiye?
Ya da;
Kendi kendine yazık etmedi mi?