Dünya Gazetesinde 20.Eylül. 2021 tarihinde yayımlanan Mustafa Kemal ÇOLAK ‘ın yazısından bir kısmını dikkatinize sunmak istedim;

                ****

Enerji kaynaklarında yaşanan tarihi fiyat artışlarından en çok etkilenen üretim kanadı, ithal kömüre dayalı hammaddeyle çalışan termik santraller oldu. 2020 Eylül ayında 50 dolar seviyesinde olan bir ton ithal kömür fiyatının, içinde bulunduğumuz ayda 172-175 dolar bandına ulaşması, termik santral tesislerinin yaşadığı sıkıntıların ana nedenini oluşturuyor. …..zarar  ettiklerini gerekçe göstererek ithal kömüre dayalı termik santral ünitelerinde üretimi durduran şirketlerin sayısı artıyor. Eren Holding bünyesinde faaliyet yürüten Eren Enerji, bir ay içerisinde 5 ünitesinden 3’ünde üretimi durdurduğunu açıkladı. Vekili Nuri Şahin de ellerindeki kömür stoklarının bitirilmesi sonrası maliyet sorunlarına çözüm bulunamaması halinde üretimlerini durduracaklarını dile getirdi.

Cengiz Holding ile birlikte ithal kömüre dayalı santrallerden en sonuncusunu kuran Alarko Holding CEO’su Ayhan Yavrucu, tesislerindeki durumu “Verimliliğimizin gücüyle üretimde patinaj yapıyoruz” şeklinde açıklıyor. Çok yüksek hammadde maliyetleri ile üretim yapma gayreti içinde olduklarını söyleyen Yavrucu, “Aynı yüksek oranda maliyeti artan doğalgaz santralleri ise botaş tarafından sübvanse ediliyor. Hammadde temininde sübvanse edilen doğalgaz santrallerinin oluşturduğu haksız rekabet, düşük elektrik satış fiyatına sebebiyet veriyor. Bu haksız rekabet ortadan kaldırılmalıdır. Aksi halde enerjide arz güvenliği ortadan kalkar” diyor.

İTHAL KÖMÜRLE ÇALIŞAN 8 TERMİK SANTRAL VAR

Türkiye’de 2000’li yılların başından itibaren ithal kömüre dayalı üretim yapan termik santraller de arz cephesinde yerini almaya başladı. Yerli ve yurt dışı piyasalardan temin edilen, ortalama 10 yıl vadeli kredilerle kurulan termik santraller de ithal kömürle çalışma ana strateji oldu. İlk yatırım olan İskenderun Enerji’nin 2003 yılında hizmete girdiği bu üretim alanında, yandaki tabloda da görebileceğiniz gibi Türkiye’nin önemli holdinglerinin yatırımcısı olduğu 8 tesis art arda faaliyete geçti. İçlerinde Türkiye’de toplam enerji arzının yüzde 6’sına sahip Eren Enerji’nin de yer aldığı ithal kömüre dayalı tesisler, geçen yıl enerji arzında yüzde 21 ile Türkiye’nin ikinci büyük paya sahip oldular.

Peki, bu tesislerde neden yerli değil de ithal kömür tercih ediliyor. Bunun birkaç nedeni var. Türkiye’deki mevcut linyit, ağırlıklı olarak düşük verimliliğe sahip. Yüksek oranda verimli olan Zonguldak bölgesi linyit ise ölçek sorunu oluşturuyor. (Yani miktar olarak yetmiyor- Ali Kaya) Bu açıdan 8 tesisin kullandığı ithal kömür……..ağırlıklı olarak Kolombiya’dan (piyasada kullanım oranı yüzde 90) getiriliyor. ……Tesislerin kullandığı toplam ithal kömür, yıllık 20 milyon tonun üzerine çıkabiliyor. Kolombiya’dan bu yol ve yöntemle, yıllarca Türkiye’de yerli kömürden üçte bir oranında daha uygun fiyatla kömür temin edildi.

KÖMÜRDE DÜNYA FİYATLARI BİR YILDA 3.5 KAT ARTTI

Ta ki geçen yılın sonbaharına kadar. 2020 Eylül'den itibaren ithal kömürde fiyat tarifesi hızla yükselmeye başladı. Üretim maliyetlerinde yüzde 85 oranında paya sahip ithal kömür fiyatlarında, bir yılda 3.5 kat artış oluştu. Geçen Eylül'de 50 dolardan getirilen bir ton kömürün fiyatı, içinde bulunduğumuz Eylül ayında 170 doların üzerine çıktı. Yalnızca son üç ayda gerçekleşen fiyat artışı yüzde 70 oldu.

Sektör temsilcileri, kullandıkları ana maliyet kalemi kömürde 1 yıl içinde 3.5 kat civarında artış olmasına karşın, elektrik satış fiyatlarının yeterli oranda artmadığından yakınırken, bu durumun ana nedenini haksız rekabete dayandırıyor. Doğalgaz fiyatlarının da dünya üzerinde önemli artışlar yaşadığına dikkat çeken Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren, “Botaş, dünyadaki yüksek oranda artan doğalgaz fiyatlarını, doğalgaz ile üretim yapan enerji santrallerine yansıtmıyor. Bu da enerji satış fiyatlarını baskılıyor. İthal kömüre dayalı üretim yapan tesislerde bir Botaş yok. Bu haksız rekabetin giderilmesi ve fiyatların normal seyrinde ortaya çıkması gerekmektedir” diyor. Eren, “Doğalgazda fiyat artışı bir yıl içinde 250 dolardan, bin dolarlara çıktı. Artan fiyatlar santrallere tam olarak yansıtılmıyor. Botaş, zararı üstlenerek, santrallere alım fiyatının altında tarifelerle doğalgaz satıyor. Bu durum da elektrik fiyatlarını baskılıyor” görüşlerini dile getiriyor.

Yazar Türkiye elektrik üretiminin Yüzde 20 sini hal kömür kullanarak üreten 8 termik santralin2021 deki payının yüzde 17 ye düştüğünü söylüyor

Firma temsilcileri mevcut kömür siparişlerini iptal etmeye çalıştıklarını, ellerindeki stokları bitirince ithal kömürle üretime son vereceklerini söylüyorlar.

İthal kömür sadece termik santrallerde değil, Demir Çelik ,Çimento vb sanayide, yakacak kömür pazarında da kullanılıyor . Kabaca Türkiye  40 milyon ton kadar kömür ithal ediyor

Buna karşın Zonguldak’ta TTK ve Özel İşletmeler bir milyon ton kömür üretebiliyor

Bu olgunun Zonguldak’a yansıması nasıl olur dersiniz?

Öncellikle bu santrallerin kurulmasına geçit veren ve finanse eden siyasi iktidarın sübvansiyon anlamında uygulamalara gitmesi beklenebilir,

Bu  olası desteğe rağmen yerli kömüre talep artacak, TTK ve Özel Kömür İşletmeleri bundan yarar sağlayacaklar, karlı çıkacaklardır

Çünkü; Santraller ithal kömürü 1.600 liraya alabilecekler. Serbest piyasada ise 2.600 liraya satılıyor. Buna karşın yerli kömür 1.140 lira.

Ancak doğal olarak kaçak kömür üretimi de cazip hale geleceğinden bu alanda emeğin sömürüsü, kazalar yaralanma ve can kayıpları da artacaktır

Devletin ve Özel işletmeler in bu konuda dikkatlerini artırmaları gerekir

TTK nın yaşatılması, Özel Sektörün desteklenmesi, yerli kömür kullanımının can güvenliği sağlanarak arttırılması, Zonguldak’ın kazançları arasında olabilir

Bir başka kazançta termik santrallerinin çevre ve insan sağlığına verdikleri zarar da azalacaktır

Konuyu yerel politikacılar ve STK lar nasıl değerlendirecekler merak ediyorum