Kuzgun Kitap Kafe’nin düzenlediği imza günü için Zonguldak’a gelen Gazeteci-Yazar Enver Aysever burada yaptığı konuşmada, “Bana kimse umudun var mı diye sormasın. Aydın olma iddiasında değilim ama benim umudum olamaz. Tıpkı Aziz Nesin, Server Tanilli, Behice Boran gibi görevlerim var” dedi.

 

Kamuoyunda daha çok bir özel kanalda yaptığı “Aykırı sorular” adlı programla tanınan Gazeteci- Yazar Enver Aysever, Bahçelievler Mahallesindeki Kuzgun Kitap Kafe’nin konuğu olarak Zonguldak’a geldi. Kafe’nin mekanına sığmayan bir kalabalığa seslenen Aysever, “Gittikçe gericileşen bir ülkede, görece olarak kendini korumayı becermiş bir kentte sizlerle birlikte olmaktan çok mutluyum. Zor günlerden yaşıyoruz, Hiç kuşku yok ki ağır bir bilgi bombardımanı altında kalan insanlar doğru bilgiye ulaşmakta büyük güçlük çekiyorlar” dedi.

 

KABATAŞ YALANI OLAYINDAN BİR TEK BEN YARGILANDIM

Tezini Kabataş yalanı üzerinden örneklendiren Aysever, “Gezi sürecindeki olayı biliyorsunuz. Kabataş’ta her an binlerce insanın bulunduğu bir yerde, üzeri çıplak yüzlerce adam, bir türbanlı hanımefendiyi görüyor, fermuarını indirip üzerine işiyor. Haber bu şekliyle manşetten verildi gazetelerde. Türkiye’nin en değerli olması gereken yayın organlarında ‘Ben gördüm’ denilerek görüntülerin olduğu yazıldı. Bunu yazan İsmet Berkan’ı ‘Aykırı Sorular”da konuk ettim. ‘Ne gördün’ dedim anlattı. Biz gerçeği ortaya koymaya çalışıyoruz adam meğer hayal görüyor. Eğer, o gün, 6-7 Eylül’deki gibi birileri bir yerlerden düğmeye basıp, insanları toplayabilseydi, gerçekten katliam olurdu ülkede. Medya böyle bir kamuoyu oluşturdu. Bugün Kabataş yalancıları kimler desek herkes tek tek isimlerini sayabilir. Ama işin matrak tarafı şu, Kabataş yalanı olayından bir tek ben yargılandım. ‘Sen yalancısın’ dediğim hanımefendi tuttu beni mahkemeye verdi” dedi.

 

AKILLI İNSAN, UMUT-UMUTSUZLUK DİYE TARTIŞMAZ.

Konuşmasında aydın sorumluluğu konusuna da değinen Aysever, “Bana sorulan ve hiç sevmediğim bir soru var. ‘Umudunuz var mı’ diye belki birazdan siz de sorarsanız diye şimdiden önlem alıyorum. Umut aptal insan için geçerlidir. Akıllı insan, umut-umutsuzluk diye tartışmaz. Benim görevim var. Aydın olma iddiasında değilim, ama aydınları örnek olan birisi olarak söylüyorum, aydının, umutlu ya da umutsuz olmak diye bir durumu olmaz. Yani bir Aziz Nesin, bir Server Tanilli, bir Behice Boran ‘umut var mı’ diye düşündü mü? Hayır, onlar görevlerini yaptı. Aydın olmaya soyunan bir kişinin umutla ilişkisi olamaz. Benim umutla işim yok, benim görevim var. Görevim de şu: Ne kadar biliyorsam bildiğimi anlatmak, bilmediğimi öğrenmek. Benimle aynı düşünceyi taşıyan insanlarla yoldaşlık yapma becerisi göstermek” dedi.

 

BİR KEZ DAHA GELECEK

Aysever, oldukça seçkin bir kalabalığın katıldığı söyleşinin ardından kitaplarını imzaladı. Gördüğü ilgiden memnun kalan Aysever, Zonguldak’a çok daha uzun kalmak için gelmek üzere, bir kez daha gelmek istediğini söyleyerek, etkinliği tamamladı.