CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, Başbakan Binali Yıldırım’ın Zonguldak’ta yaptığı açıklamaları değerlendirdi. 

Milletvekili Turpcu`nun basın danışmanlığından yaptığı açıklamaları şöyle:

“Sayın Bakanların, Sayın Başbakan’ın Zonguldak`a ziyaretlerini biz ilimiz adına önemli buluyoruz.  Ancak daha önce de belirttiğim üzere bu ziyaretleri kıymetli kılan Zonguldak ve ülkeye dair söylenenlerdir. Anlaşılıyor ki Sayın Başbakan iç ve dış politikada yaptıkları ciddi hatalar nedeniyle ülkeyi zora soktukları gerçeğinin üzerini örtmek için hamaset yapmaya gelmiş. Zonguldak adına söylenenlerin, çarpıtılarak, mecrasından çıkarılarak, işlerine geldiği şekilde anlatma çabasını gördük. 

“Sayın Başbakan’ın yatırımlara ilişkin verdiği rakamlar gerçekçi değil” 

Öncelikle, bir hükümetin bir şehre hizmet vermesinin ölçülebilir en önemli kısmı o şehre yapılan kamu yatırımlarıdır. Sayın Başbakan 15 yılda Zonguldak`a tam 15 milyar yatırım yaptıklarını söylüyor. Keşke öyle olsa hatta 15 milyar değil, 25 milyar, 50 milyar olsa… 

Geldikleri Zonguldak`la anlattıkları Zonguldak aynı değil! Bunu en iyi vatandaşlarımız bilir. 

Sayın Başbakan’ın verileri hangi kaynağa dayanıyor bilmiyoruz ama Kalkınma Bakanlığı’nın sağladığı verilere göre 2003-2016 döneminde Türkiye’deki bütün illere toplam 276 milyar TL kamu yatırımı yapıldığını görüyoruz. İstanbul, aldığı 47 milyar TL yatırımla ilk sırada. Zonguldak`a ise aynı dönemde 3 milyar TL yatırım yapılmış. 

Sözünü ettikleri o 15 milyar TL`yi nerelere harcadılar, Zonguldak`ta hangi yatırımları yaptılar, hangi istihdamı sağladılar keşke açıklasalar biz de öğrenmiş olsak! Bu kadar yatırıma rağmen Zonguldak’ın standartları düzelmemiş, istihdam sağlanmamış, göç önlenememiş, yollar yapılamamışsa, bu zaten bir şeylerin yanlış yapıldığını gösterir.  

“Halkın parasını harcayıp, sanki kendi ceplerinden veriyormuş gibi sürekli halkın başına kakıyorlar”

 Diğer bir konu `yol yaptık` meselesi. Yol yaptık derler ancak, bir arabanın satış fiyatından daha fazla vergi aldıklarını, insanların 4 depo benzin karşılığında 1 ay çalışmak zorunda olduğunu söylemezler. Sürekli `biz harcadık, biz yaptık` diye açıklama yapıyorlar ama harcadıkları para halkın parası. Bunlar zaten yapmaları gereken işler ama sürekli `alkış` bekliyorlar. Hükümet yetkilileri, birer kamu görevlisidirler ve bu işleri yapmak zorundadırlar. Görevlerini yapmalarından daha normal bir şey olamaz. İşte sorun tam da burada, Zonguldak konusunda görevlerini tam yapmadıkları için eleştiriyoruz, yapsalar teşekkür etmesini de biliriz. Yollarımızın durumu ortada, Suriye`nin yolları gibi, delik deşik! Yollarımızın durumu ile ilgili bir çok önerge verdik, ilgili Bakanlar ne yazık ki soruları yanıtsız bıraktılar, yanıtlar gelse, ne yapıldı, ne yapılmadı, nereye ne kadar para harcandı, bunların hepsini öğrenme fırsatımız olacak. 

Yapılması gereken yatırımların (yol, köprü vs.) halkın parasıyla yapılıp, ama sürekli şekilde milletin başına kakıldığı bir iktidar olur mu? Oluyor işte!

Sayın Başbakan Zonguldak`a gelip, TTK konusunu es geçti, ithal edilen 32 milyon ton kömür için ülkemiz 4 milyar dolar para ödüyor. Kendi kaynaklarını kullanmayan bir ülkenin gelişmesi mümkün değildir, kendi kaynakları varken çıkarmayıp, ithal eden bu çarpık yapıya acil tedbir almak hükümetin görevi değil midir? 

Diğer bir konu, Turyapı İnşaat, Zonguldak`ta ve dışarda ilimizi temsil eden binlerce kişiye istihdam sağlayan, önemli işlere imza atmış,  40 yılı aşkın geçmişi olan bir şirketti. 2013`de alınan iş, her ne olduysa, 7 Haziran seçimlerinde milletvekili seçildikten sonra zora girdi. Her ne olduysa 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri arasında oldu. Kamu kuruluşu olan TOKİ ve Emlak Konut`tan aldığımız işlerin hak edişleri zamanında tanzim edilmedi. İstediğini abat, istemediğini berbat eden zihniyet yüzünden böyle oldu. Biz Türkiye’nin dört bir yanında isler yaparken, ayağında giyecek donu olmayanlar, bu dönemde nasıl büyük işler yapıp, nerelere para transfer ettiler, bunu biliyoruz. Yandaşlara milyar dolarlık ihalesiz işler verildi. Çalmadık, çırpmadık, para transferi yapmadık. Bunları yapanların, şimdi bize bu lafları söyleyebiliyor olması ağrıma gidiyor.Hastane ihalesini isteseler 1 ay içinde ihale edebilirlerdi. Bunca zaman niye beklediler? Hem firmayı boğazlayarak işi tasfiye ediyorsunuz,hem de gecikmeden firmayı suçlayarak siyasi prim yapmaya çalışmak ne kadar ahlakidir, bunu halkımızın takdirine bırakıyoruz. Öbür dünyaya giden hamalın ipinin hesabını verememesi misali başkalarını sorguluyorlar. Asıl sizler devlet hazinesinin soyulmasına nasıl sebep olduğunuzu, vergi cenneti ülkelerdeki, Man Adasındaki, Malta'daki şirketlerinizi bir açıklayın halkımıza.” 

 “Maden Şehidi Yakınları için verdiğimiz kanun teklifineden reddedildi” 

Başbakan Binali Yıldırım’ın Zonguldak`ta maden kazalarında hayatını kaybeden madencilerin şehit sayılacağı açıklamasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Milletvekili Turpcu, maden şehidi ailelerinin uzun zamandır haklarını almak için mücadele ettiğini söyleyerek, iktidarın kendi eliyle yarattığı haksızlığın ve ayrımın ortadan kaldırılmasının müjde olarak sunulmasının doğru olmadığını söyledi. Milletvekili Turpcu`nun açıklamasının devamı şöyle:

 Biz bu konuya en başından beri siyaset üstü bakıyoruz.  Önemli olan Zonguldaklı maden şehidi ailelerimizin haklarını almasını, vicdanlara sığmayan bu haksızlığın, bu ayrımın ortadan kalkmasıdır. 

Tabi bu noktada şu soruyu sormadan da edemiyoruz.  2014 yılında Soma ve Ermenek’te yaşanan facialarsonrasında hayatını kaybeden madencilerimizin ailelerine tanınan hakların genişletilmiş haliyle Zonguldak’taki ve Türkiye’nin diğer illerindekitüm madenci ailelerine tanınması amacıyla 12.02.2016 tarihinde bir kanun teklifi verdim, bu teklif AKP`lilerce neden reddedildi, neden sürecin uzamasına neden olundu? Konuya sadece siyasi açıdan bakıldığı için maden şehidi yakınlarımızın mağduriyeti giderilmedi. Ancak bu konu siyasi değil, hukuki ve vicdani bir konuydu. 

O zaman da söyledik, Soma ve Ermenek Faciaları sonrasında bu ailelerimize tanınan hakların Zonguldak’taki ve Türkiye’nin diğer illerindeki madenci ailelerine tanınmaması, eşitsizlik doğurmuştur. Bu eşitsizlik mağduriyet yaratmıştır. Oysa Zonguldaklı madencilerimiz de Soma ve Ermenek’te hayatını kaybeden emekçilerimiz gibi ülkemizin refahı ve kalkınması için mücadele ederken hayatlarını kaybetmişlerdir. Bunun anlaşılması bu kadar uzun sürmemeliydi.

 

“Bizim verdiğimiz kanun teklifini baz almalarını, en azından içeriğinden ve kapsamından faydalanmalarını öneriyoruz”

 

Bundan sonra süreci takip edeceğiz. Umarız, bu konu Sayın Başbakan’ın Zonguldak-Çaycuma- Saltukova Havalanı’nda iç hat seferlerinin başlayacağına ilişkin sözleri gibi havada kalmaz. Ya da taşeron konusunda olduğu gibi bir kısmı kapsayıp, bir kısmı kapsam dışı bırakıp yeni mağduriyetler yaratmaz. Yaratmaması için bizim verdiğimiz kanun teklifini baz almalarını, en azından içeriğinden ve kapsamından faydalanmalarını öneriyoruz.

 

Çünkü bizim teklifimiz, maden şehitlerinin yakınlarına devletin sahip çıkmasına ilişkin zaman sınırlamasını kaldırıp, 2014 yılında Soma ve Ermenek’teki geçici uygulamayı sürekli hale getirerek, yeni kanun maddesinin yürürlüğe girmesinden önce gerçekleşmiş olan bütün maden kazalarında hayatlarını kaybeden maden şehitlerimizin yakınlarının da bu haklardan yararlanmasını kanuni güvence altınaalınmasını sağlayacaktır. Sözü edilen teklif, hayatını kaybeden madencilerimizin reşit olmayan çocuklarının haklarının da güvence altına alarak, hayatını kaybeden emekçilerin SGK'ya olan bütün borçlarının silinmesi, hak sahiplerine aylık bağlanması ve istihdam haklarını içeriyor.” (Haber merkezi)