Deva Partisi İl Başkanı Fatih Keleş basın açıklaması yaparak 4 Aralık Dünya Madenciler Günü'nü kutladı.  Açıklama şöyle; "Yer altı ve yer üstü zenginlikleri açısından Dünya'nın önde gelen ülkelerinden biri olan ülkemiz, bu anlamda ülke ekonomisine katkı sağlayabilecek çok önemli bir yere sahiptir. Bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmek için; planlamadan yatırıma, üretim aşamalarından pazarlama aşamalarına kadar madencilik sektörüne özel katkılar sağlanmalıdır.

Uzmanlık, deneyim, donanım, bilgi ve sürekli denetim gerektiren bu sektöre gereken önem fazlasıyla verilmeli, sektör teşvik edilmeli, yer altı ve yer üstü zenginliklerimiz ülkemizin ekonomisine kazandırılmalıdır. Her türlü ekonomik faaliyette olduğu gibi madencilik çalışmalarında da asıl amaç hiç şüphesiz insanımızın mutluluğu ve refahı olmalıdır.

İnsan onuruna ve emeğine saygı, madencilik faaliyetlerinin planlanması ve uygulamasında hareket noktası olmalı ve madencilik sektörünün tüm alt sektörlerinde üretim arttırılmalıdır. Bu amaç ve hedef doğrultusunda, kamu yararı öncelikli olarak göz önünde tutulmalıdır.

Son yıllarda maden ithalatına milyarlarca dolar ödeyen ülkemizin enerji ve madende ithalata bağımlılık sarmalından artık kurtulması için en temel hedef, enerjinin yerli maden kaynaklarımızdan karşılanması olmalıdır. Bu hedef ancak madencilik sektöründe faaliyet gösteren ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının, uzun yıllara dayanan üretim kültürlerini, bilgi birikimlerini ve deneyimlerini yok saymadan, bu kurum ve kuruluşları 'yük' ve 'külfet' olarak görmeden hayata geçirilebilecektir.

Cumhuriyetimizin kuruluşundan bugüne kadar geçen zaman içerisinde ülkemizin ekonomisine, sanayisine güç vermiş, katkı sağlamış olan taşkömürü üreticisi Türkiye Taşkömürü Kurumu'na sahip çıkılmalı, gelişmiş teknoloji yatırımlarına hız verilmeli, üretim işçisi alınmalı ve kurumumuzun yeniden ayağa kaldırılması sağlanmalıdır. Bu köklü kurumumuzun ihtiyaçlarını karşılamadan, madencilik gibi stratejik bir alanın yetersiz ve denetimsiz özel kuruluşlara bırakılması iş güvencesini, işçi sağlığını ve güvenliğini ortadan kaldıracak, taşeronlaşmayı arttıracaktır. Daha çok sömürü, daha çok iş kazasını da malesef beraberinde getirecektir.

Ekonomik, toplumsal ve çevresel bakımdan sürdürülebilir bir madencilik sektörünün gelişiminde en büyük değerimiz hiç şüphe yok ki bizim insanımızdır. Her türlü tehlike ve zorluk altında, doğa ile mücadele ederek emek harcayan, ürettiği yer üstü ve yer altı kaynaklarını alın teri dökerek insanımızın hizmetine sunan ve bu uğurda canlarını veren maden emekçilerine olan vefa borcu asla ödenemez. Dolayısıyla yer üstü ve yer altı zenginliklerimizin ülke ekonomisine kazandırılmasında; iş güvenliği ve işçi sağlığı daima öncelikli olarak yer almalıdır. Maden emekçisi kardeşlerimizin çalışma koşulları modern ve gelişmiş ülkelerin standartlarına yükseltilmeli, emeklerinin karşılığı olan bütün hakları da elde edebilmelidirler.

Bu duygu ve düşüncelerle, Dünya'nın en zor ve en anlamlı mesleğini yaparak yer altı kaynaklarımızı insanlığın ve ülkemizin hizmetine sunan. Yerin binlerce metre altında her türlü zorluğa karşı alın teri dökerek mücadelesini veren ve bu uğurda hayatını kaybeden maden şehitlerimizi bir kez daha saygıyla ve rahmetle anıyor; emek ve ekmek mücadelesini veren tüm madencilerimize de sevdikleriyle birlikte sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir ömür diliyorum.

4 Aralık Dünya Madenciler Günü'nü en içten dileklerimle kutluyorum."