Av yasağının kalkmasıyla birlikte her yıl olduğu gibi bu yılda her köşe başında seyyar balık tezgahlarının yerini alması balıkhane esnafı tarafından tepkiyle karşılanırken, Zonguldak Belediyesi’nin denetleme yapmaması esnafı çileden çıkartıyor…

“BELEDİYE SADECE TABELADAN İBARET”

Seyyar balık satıcılarının sokaklarda izinsiz ve kontrolsüz balık satışı yapması balıkhaneleri olumsuz etkiliyor. Denizlerde düzensiz avlanma ve Tarım Bakanlığı’nın gerekli denetlemeleri yapmaması nedeniyle her gün balık çeşitlerinde azalma da gözlemlenirken, ‘Alo 174 Gıda Hattı’na yapılan şikâyetler ise görmezlikten geliniyor. Zonguldak Belediyesi tarafından Ankara Köprüsü önündeki Pazar yerinde geçtiğimiz yıl Aralık ayında açılışı yapılan seyyar balıkçılara yönelik balık tezgahlarının kullanılmadığını bunun yerine sokakların yeniden balık koktuğunu belirten balıkçılar, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir ve Zabıtanın duyarsızlığı olduğunu belirterek devletin kendilerini şırıngayla yavaş yavaş öldürdüklerini söyledi.

Uzun yıllardır Zonguldak Balıkhanesinde balık satışı gerçekleştiren ‘Deli Bayram’ lakaplı Ahmet Yılmaz vergisini, elektriğini, suyunu, sigortasını ödeyip yanında işçi çalıştıran balıkhane esnafının seyyar satıcılar yüzünden zor durumda kaldığını ve geçmiş yıllarda olduğu gibi önümüzdeki günlerde de protesto amaçlı balıkhane önünde seyyar tezgah açacaklarını vurgulayarak, “Zonguldak’ta Belediye sadece tabela olarak var. Fakat ne Belediye Başkanı ne Zabıta Müdürü var mı derseniz onu biraz düşünmek gerekiyor” dedi.

“ÇIKIN CADDEYE GÖRÜN REZALETİ”

Yılmaz açıklamasında özellikle Cuma, Cumartesi ve Pazar günü kent merkezinin dört bir yanının balık koktuğunu dile getirerek, devletin vergi mükellefi olan balıkhane esnafını hor gördüğünü söyledi. Yılmaz, “Tarım Bakanlığı’na ait 174 numaralı telefon hattına telefon açtım ve seyyarların 8 - 10 cm arası balık sattığını söyledim. Kendilerinin seyyarlarla ilgilenemediğine yönelik cevap aldık. Kendilerinin vergi mükellefi olan kurumlarla ilgilendiklerini söylediler. Prosedürleri öyleymiş. Yasalardan bile haberleri yok. Kendileri toplu Zabıta Müdürlüğü’ne atıyor. Zonguldak’ta Belediye sadece tabela olarak belediye var. Fakat ne Belediye Başkanı ne Zabıta Müdürü var mı derseniz onu biraz düşünmek gerekiyor. Balıkçılık başlamadan Zabıta Müdürlüğü’ne gittik ve doğabilecek sıkıntıları anlattık. Kendileri gerekli önlemleri aldıklarını söyleyerek bizi geçiştirdiler. Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri çıkın caddelere ve bakın her tarafta seyyar satıcılar var. Geçtiğimiz yıl seyyar satıcılar için Ankara Köprüsü önündeki Pazaryerine balık tezgahları kuruldu. Belediye Başkanı sokakta kesinlikle satış yapılmayacağını söyledi. Oraya şimdi gidin bakın bomboş. Devlet kendi çocuğunu dövse iyi bizi resmen şırıngayla öldürüyor. Fakat el mi yaman bey mi yaman ilerleyen günlerde göreceğiz. Biz bu iş böyle devam ederse yine caddeye çıkıp satış yapacağız” dedi.

“DÖVSE DAHA İYİ”

Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir tarafından geçtiğimiz yıl Aralık ayında Ankara Köprüsü başındaki Pazar yerinde kurulan seyyar balıkçılara yönelik tezgahların kullanılmadığını ve her köşe başında haklarının gasp edildiğini belirten Yılmaz, “Belediye Başkanı sokakta kesinlikle satış yapılmayacağını söyledi. Oraya şimdi gidin bakın bomboş. Devlet kendi çocuğunu dövse iyi bizi resmen şırıngayla öldürüyor. Fakat el mi yaman bey mi yaman ilerleyen günlerde göreceğiz. Biz bu iş böyle devam ederse yine caddeye çıkıp satış yapacağız” şeklinde konuştu.

“BİR TEK ULUPINAR VAR”

AKP Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar dışında hiçbir milletvekilinin ne telefonları açtığını ne de haklarını savunduklarını da sözlerine ekleyen Yılmaz, “Buradan Ankara’ya 5 tane milletvekili gönderdik, Allah razı olsun bir tek Özcan Ulupınar bizimle ilgileniyor. Bir Başsavcı gönderdik Ankara sofrası, Adana sofrası, Mersin sofrası, Diyarbakır sofrası deyip duruyor. Sanki kendisi yemek yemeye Ankara’ya gitti. İyi ki Ulupınar’ı seçip göndermişiz. 2 tane CHP milletvekili var kimsenin yarasına merhem olamayan 2 insan. Yani bunlar neyin vekilliğini yapıyor anlamış değiliz. Bir tek Ulupınar telefonlarımızı açıyor da sıkıntılarımızı anlatabiliyoruz” ifadelerine yer verdi.

“10 SENE SONRA DONMUŞ BALIK SATARIZ”

Tarım Bakanlığı tarafından denizlerdeki avlanmanın kontrol edilmediğini ve denizin sistemli olarak kurutulduğunu söyleyen Yılmaz, 10 sene sonra Norveç’ten gelen donmuş balıkları tezgahlarda satacaklarını ve gelecek neslin taze balığı sadece fotoğraflarda görebileceğini de söyleyen Yılmaz, “Tarım Bakanlığı’nın balıkçılar üzerinde bir kotası var. 40 metrede 1600-1700 kasa balık tutulabiliyor. Biz yakında Norveç’ten gelen donmuş balıkları satacağız. 10 sene sonra şimdiki balığı bile göremeyeceğiz. Bu ülkede bu ülkenin sahibi yok. Kanun yok, nizam yok. Bu ülkede denetleme olmak zorunda. Bu ülkede Zabıta olmalı, Zabıta’nın yanında Polis olmalı, polisin yanında Tarım İl Müdürlüğü olacak. Biz 17-18 santimetre çinekop sattığımız zaman 40 kişi gelip balıkhaneyi basıyor ve ceza yazmasını biliyor. Biz buraya kira vereceğiz, vergi vereceğiz, sigorta ödeyeceğiz tutana değil de satana ceza yazacaksınız. Bu çok yanlış bir uygulama” dedi. (Umut ERSES- Açelya BEYAZAY)

 

 Zonguldak Balıkhanesi’nde yaklaşık 10 yıl önce çekilen bu fotoğrafta vatandaşın çeşit çeşit balık bulabildiği gözlemlenirken yapılan yanlış avlanma ve deniz kirliliği sonucu tezgahlarda şuan sadece palamut ve hamsi yerini alıyor. Balıkçılar 10 sene sonra ise Norveç’ten gelen donmuş balıkları satacaklarını öngörüyor.