Çaycuma’nın CHP’li belediye başkanları, CHP İlçe Başkanı ile birlikte teröre karşı ortak deklarasyon yayımladı. Başkanlar, “Terörün panzehri daha fazla demokrasidir”dedi

 Çaycuma ilçesinin CHP’li belediye başkanları,Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı’nın makamında haftalık toplantısını yaptı. Belediye basın bürosundan verilen habere göre Perşembe Belediye Başkanı İsmail İnam, Karapınar Belediye Başkanı Ahmet Aydın’ın yanı sıra, CHP İlçe Başkanı Tuncay Akyol’un da katıldığı toplantının ardından teröre karşı ortak bir deklarasyonyayımlandı. Başkanlar yayımladığı deklarasyonda“Ülkemiz, art arda gerçekleştirilen terör saldırılarında büyük acılar yaşadı. Yapılan onlarcakatliamın ardından, son olarak İstanbul’da, bir eğlence merkezine yapılan saldırıda, aralarında yabancı uyrukluların da bulunduğu 39 kişi hayatını kaybetti. 2017’nin ilk saatlerinde yapılan bu alçakça saldırı nedeniyle üzüntümüz çok büyüktür. Yeni yıl sevincimizi yarım bırakan, dile getirdiğimiz tüm iyi dilekleri bir anda boşa çıkaran, umudumuzu tüketen bu hain saldırıyı nefretle kınıyor, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet,başta yakınları olmak üzere tüm dünya insanlığına baş sağlığı diliyoruz” dedi.

 

BU KARANLIĞA TESLİM OLMAYACAĞIZ

Başkanlar, deklarasyona, “Ülkemizi istikrarsızlaştırmak isteyen karanlık güç odaklarınca, bugünlerde, her türlü kirli oyun sergileniyor. Türkiye’mizin toprakları üzerinde, bin yıllardır bir arada yaşama iradesini göstermiş, omuz omuza Kurtuluş Savaşı vermiş etnik kimlikler arasında gerilimi tırmandırmak için provokasyonlar yapılıyor, farklı inanç grupları, yaşam tarzları arasında çatışma yaratmak için hain kumpaslar kuruluyor. Şunu açıklıkla ifade etmek isteriz ki, gündelik hayatımızı yaşanmaz kılmaya, yaşam alışkanlıklarımızı değiştirmeye yönelik eylemlerin yarattığı bu karanlığateslim olmayacağız. Kim, hangi hain planı yaparsa yapsın, nerede, hangi kanlı pusuyu kurarsa kursun, teröre teslim olmayacağız, onunla yaşamaya asla alışmayacağız. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok yerinde ifade ettiği gibi, terör örgütlerini, toplumsal dayanışmamız, köklü demokrasimiz ve laik aklın eşsiz birikimiyle aşacağız” diyerek sürdürdü.

 

ULUSAL GÜVENLİĞİMİZ KADAR MİLLİ ÇIKARLARIMIZ DA TEHDİT ALTINDA

Terörün bu derece tırmanmasında hükümetin izlediği yanlış politikaların payının çok olduğunu da dile getiren başkanlar, “Ülkemizin terör saldırılarına bu kadar çok maruz kalması, izlenen güvenlik politikalarının yanlışlarla dolu olduğunu gösteriyor. Kanlı eylemlerin ardından ulaşılan tüm bilgiler, her defasında da güvenlik zafiyetlerine işaret ediyor. Kan içici caniler ülkenin bir yanından diğer yanına elini kolunu sallaya sallaya gidip, dilediği yerde eylem yaparken, gazeteciler tutuklanıyor, toplumsal muhalefet OHAL bahane edilerek susturulmaya çalışıyor. İlgilileri bir kez daha uyarıyoruz: Türkiye, Suriye başta olmak üzere tüm güvenlik politikalarını gözden geçirmeli, muhalefet partilerinin, sivil toplum örgütlerinin ve bu konuda fikir üreten bilim insanlarının samimi uyarılarını dikkate almalıdır. Ciddi hatalar ve öngörü eksikleri üzerine bina edilen bu politikalar, ulusal güvenliğimiz kadar milli çıkarlarımızı da tehdit etmektedir. Bugüne kadar meydana gelen katliamların siyaseten sorumlusu olanlar görevinden çekilmeli, ihmali olanlar yargı önünde hesap vermelidir” dedi.

 

TERÖRÜN PANZEHRİ DAHA FAZLA DEMOKRASİDİR

Başkanlar yayımladığı deklarasyonun son bölümünde, “Pek çok evladını şehit veren Çaycuma’mızda huzur ve güven ortamı içinde yaşıyoruz. Bu ortamı sürdürmek için  toplumda kutuplaşmayı artıran, farklı yaşam tarzlarını hor gören, günlük siyasi çıkarlar uğruna kendisi gibi düşünmeyenleri ötekileştiren söz davranış ve eylemlerden kesinlikle uzak durulmalıdır. Öte yandan terörün panzehrinindaha fazla demokrasi olduğu unutulmamalıdır. Ülkemizi gelişkin demokrasiler seviyesine çıkaracak adımlar hızla atılmalı, dış dünyadaki imajımızı ciddi olarak sarsan anti demokratik uygulamalardan derhal vaz geçilmelidir. Bu konudaki samimiyetingöstergesi olarak Cumhuriyet gazetesi yazarları başta olmak üzere, fikirleri nedeniyle tutuklu bulunan tüm düşün insanları serbest bırakılmalı, yargılamaları, tutuksuz olarak devam etmelidir. Yaşadığı beldelerin halkı tarafından seçimle işbaşına getirilmiş yöneticileri ve ülkesinin geleceğinden kaygı duyan insanları olarak, herkesi bu görüşler etrafında birleşmeye çağırıyor, halkımıza bir kez daha baş sağlığı diliyoruz” ifadelerine yer verdi.